31/12/2016

Başlıksız

Eser: Joey im Café
Angela Selders-Kanthak
Zor bir yıl oldu 2016. Takip eden yılın daha rahat geçeceğine dair pek işaret yok.

Bu, çok olağanüstü bir şey değil. Hiç bir şey zamanla kolaylaşmıyor. Hemen hemen hiç bir şey.

Ve bu, güzel bir şey: Yaşamak, üretmek, ilerlemek için gerekçe sunuyor insana. Zorlukları aşmadıktan, geçmedikten sonra yürümenin de yaşamanın da ne değeri var ki?

Ne değeri var söğüt gölgesinde dinlenmenin, tarlada ayaklar su toplayıncaya kadar çalışmadıkça?

Ne tadı var suyun, kör kuyular kadar susamadıkça?

2017'nin kazandıracaklarını ve kaybettireceklerini görmek için sabırsızlanıyorum.

Siyah Gri Beyaz okuruna da hak ettiği gibi yaşayacağı bir yıl diliyorum.

Dört Deniz Bülteni - Kasım 2016



Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Gökdeniz havzasında savunma ve güvenlik gündemi
[PDF]

30/11/2016

Endotermik Güvenlik

"Endotermik", daha ziyade kimya alanında kullanılan bir terim. Kelime anlamı itibariyle "ısı alan" (endo = içeri, iç; termik = ısıl) kimyasal tepkimeleri tanımlıyor.

Endotermik tepkimeler, gerçekleşmek için dışarıdan gelecek enerjiye ihtiyaç duyarlar. Çoğu endotermik tepkimede bu enerji, ısı formundadır. Zıddı ise "egzotermik", yani ısıveren tepkimelerdir: Bunlar ise gerçekleşince enerji açığa çıkarırlar.

Bu kavramı savunma ve güvenlik alanında, düşünce yapısı ("paradigma") veya sistemin işleyişi için de uyarlamak mümkün. Güvenliğin endotermik ve egzotermik çeşitleri olduğu iddia edilebilir. Hatta çok daha genel olarak devletin yapısı ve işleyişi için de kullanılabilir; "endotermik devletlerin" varlığından bahsedilebilir (*).

Peki nedir endotermik güvenlik?

24/11/2016

Bir Sempozyum, Bir Seminer, İki Konferans

Kasım ayı yoğun geçiyor. Her sene sonbahar ayları, seminer, konferans ve benzeri etkinliklerle sıkışıktır ancak bu sene savunma sektöründe Ekim - Kasım arasında ciddi bir yığılma oldu.

Siyah Gri Beyaz'a bir süredir fazla vakit ayıramıyorum. Bahanesini bu sıkışıklığa atıp vicdanımı temizleyerek katıldığım etkinliklere dair izlenimlerimi paylaşayım.

Katıldığım dört etkinlik şunlar idi:

Yük Sertifikasyonu Testleri Sempozyumu: 1-2 Kasım, Crowne Plaza Otel, Ankara
İstanbul Güvenlik Konferansı: 2-4 Kasım, Raddison Blu Otel, İstanbul
Kara Sistemleri Semineri: 7-8 Kasım, ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi, Ankara
2. Ulusal Radar Konferansı: 17 Kasım, Savunma Sanayii Müsteşarlığı

15/11/2016

26/09/2016

Başlıksız

Çok güzel bir şey oldu bugün
Bütün bu toz ve dumanın içinde
Dünyamıza bir güneş gibi
Kızımız Umay doğdu

22/09/2016

Palavra Dedektörü: Özel Olarak Zırhlandırılmış Yalanlar

Yeni Şafak gazetesinde Kıymet Sezer imzasıyla 21 Eylül günü yayımlanan "Özel Zırhıyla Bab'a Girecek" başlıklı haber, ulusal savunma ve güvenlik konularında kamuoyunun nasıl yanıltıldığı ve yanlış yönlendirildiğine dair güzel bir örnek teşkil ediyor.

Haber metni ilk bakışta çok sayıda yanlış ve yanıltıcı bilgi içeriyor. Daha da ilginci, satır aralarında İsrail propagandası olarak değerlendirilebilecek bazı kısımları mevcut. Gazetenin ideolojik duruşu ile karşılaştırıldığında dikkat çekici bir tezat.

Madde madde gidelim.

15/09/2016

2016 DefenseNews Top 100 Listesi ve Bazı Tespitler

Önde gelen savunma yayınlarından DefenseNews sitesi, her yıl hazırladığı "Top 100" adlı, dünyanın en büyük 100 savunma ve havacılık şirketi listesinin 2016 sürümünü 11 Eylül günü yayımladı.

Bu listede bir süredir Türkiye'den iki şirket; Türk savunma sanayiinin iki devi ASELSAN ve TUSAŞ da yer alıyor. Bu listede iki Türk şirketinin yer alıyor olmasına, özellikle Türk savunma sanayiinin karar alıcıları ve sektörün önde gelenleri tarafından büyük önem veriliyor. Bu liste, hem siyasiler hem de sektör liderleri tarafından çeşitli vesilelerle hatırlatılıyor. Bu bakımdan, DefenseNews Top 100 listesinin, Türk savunma sanayii tarafından bir nirengi noktası ya da bir "benchmark" olarak alındığını söylemek mümkün.

Listeyi birkaç yıldır yakından takip edip, içerdiği göstergeleri akademik çalışmalarımda kullanıyorum. 2016 verilerini de, kısıtlı vaktimde elimden geldiğince değerlendirip bazı tespitlere ulaşmaya çalıştım.

Türkiye’nin Savunma Reformu

15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuda oldukça geniş kapsamlı bir temizlik ve yeniden yapılandırma çalışması başlatıldı. Bu çalışmaların odağında ise, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bulunuyor. Yapılan kanuni düzenlemelerle TSK'nın kuruluş, işleyiş ve yapısında kapsamlı bir değişim yaşandı, bu değişim ve dönüşüm süreci bir süre daha devam edeceğe benziyor.

Bu kapsamda doğal olarak TSK özelinde Türkiye'nin savunma ve güvenlik mekanizmasının yenilenmesi de gündeme geldi. Soğuk Savaş'ın ortam ve şartlarına göre şekillenmiş savunma ve güvenlik mimarisinin, Türkiye'nin kendi ihtiyaçları ve koşullarına göre değişim ve dönüşüme tabi tutulması gerekmekte. Sadece organizasyonel değil aynı zamanda kültürel ve düşünsel bir dönüşümü de zorunlu kılan bu süreç, pek çok farklı disiplinden asker ve sivil uzmanın birlikte çalışmasını gerektiriyor.

Bu sürece düşünsel bir katkı sağlamak amacıyla kaleme aldığım, "Türkiye'nin Savunma Reformu: Tespit ve Öneriler" başlıklı analiz raporum, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Bilimleri Vakfı tarafından yayımlandı. Raporun tam metnine buradan erişebilirsiniz.

02/09/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 01.09.2016


TSK'nın Cerablus çevresindeki IŞİD unsurlarına karşı mücadele veren ÖSO birliklerine topçu desteği devam etti.

ÖSO'nun ilerlemesi, Cerablus'un batısı istikametinde devam etti.

TSK gün içinde yaptığı açıklama ile harekâtın bugüne kadarki bilançosunu paylaştı.

01/09/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 31.08.2016

Harekâtta bir hafta geride kalırken TSK - ÖSO unsurlarının ele geçirdiği alanın toplam yüzölçümü 400 kilometrekareyi aştı. 25km civarında bir derinliğe ulaşılırken ele geçirilen köy sayısı da 32 oldu.

Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, sınır hattının Gavureli - Çobanköy arasında kalan kesiminin IŞİD'den temizlenmesinden sonra sıradaki hedefin el Bab olabileceğini söyledi. Mustafa, Münbiç ve Cerablus'tan kaçan IŞİD militanlarının buraya yerleştiğini ekledi.

ÖSO, Sacır Suyu boyunca batıya ilerlemesini sürdürerek Halvancı, Muhsinli ve Hasan Sağır köylerini ele geçirdi.

31/08/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 30.08.2016


30 Ağustos günü görece sakin geçti. ÖSO ile PYD arasında bir çeşit ateşkes anlaşması sağlandığı bilgileri geldi. Bu iddialar Türk Dışişleri kaynakları tarafından yalanlandı.

Cerablus'un batısında IŞİD ile çatışmalar yer yer devam etti. Akşam saatlerinde bir Türk tankının vurulduğu bildirildi.

Gece ise, el Bab'a düzenlenen bir hava saldırısında IŞİD'in önde gelen isimlerinden ve örgütün sözcüsü Ebu Muhammed el Adnani öldürüldü.

Scorpene Skandalı: Binden Fazla Nasihata Bedel bir Musibet

Türkiye'de neredeyse tüm gündem 15 Temmuz darbe girişimi, devlet kademelerinin Gülen cemaati mensuplarından temizlenmesi ve Fırat Kalkanı Harekâtı ile meşgul durumda. Bu nedenle, geçtiğimiz hafta dünyanın öteki ucunda patlak veren bir skandal pek farkedilmedi. Skandalın boyutları, üç ülkede deprem etkisi yarattı ve farklı ülkelere de sıçrayabilir. Mali boyutu ise on milyarlarca dolar mertebesinde.

Avustralya'da yayımlanan bir gazete, Fransa'nın Hindistan için inşa etmekte olduğu denizaltıların tüm proje dokümanlarını ele geçirdi. 22,000 sayfa tutan ve denizaltıların tüm sistemlerinin tasarım ve performans ayrıntılarını içeren bu dokümanların bir kısmı yayımlandı. Skandala çarpan etkisi yapan ise, Fransa'nın Hindistan ihalesini rüşvet ile almış olması iddiaları ve kısa süre önce Avustralya'nın yaklaşık USD40 milyar tutarındaki denizaltı ihalesini de -benzer tipteki denizaltı için- Fransa'ya vermiş olması.

Skandal, çıkış şekli ve muhtemel sonuçları nedeniyle yakından incelenmeyi hak ediyor.

30/08/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 29.08.2016


Fırat Kalkanı'nın altıncı gününün en önemli gelişmelerinden biri, ÖSO'nun Sacır Suyu'nun güneyine inmesi oldu.

PYD'nin Menbiç'e asker ve silah takviyesi yapmaya başladığı bildirildi. Ancak örgütün bir sözcüsü, bir takviyenin söz konusu olduğunu ancak bunun PYD tarafından yapılmadığını söyledi.

Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, PYD örgütünün Fırat Nehri'nin doğusuna geçmemesi halinde hedef olacağını açıkladı.

Harekâtın hedeflerine ilişkin Türkiye'den en somut açıklama, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'tan geldi. Kurtulmuş, "Türkiye’nin hedefi açık, sınırlarını korumak. DAEŞ başta olmak üzere Türkiye’ye karşı faaliyet gösteren terörist yapıları, belirttiğiniz genişliği 90, derinliği 40 km kadar olan operasyon alanından süpürmek" diyerek harekâtın sınırlarını çizdi. Kurtulmuş ayrıca, PYD'nin Menbiç'ten ayrılmasının Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından önemli olduğunu da vurguladı.

29/08/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 28.08.2016

Beşinci gününde Fırat Kalkanı, Cerablus ve Çobanbey merkezli olarak devam etti.

ÖSO birlikleri, Cerablus köprübaşından batıya ve güneye doğru ilerlemeye devam etti. Güneye inen kol, Münbiç'e 12km kadar yaklaştı; batıya doğru ise Çobanbey köprübaşından gelen grup ile mesafe 27km'ye kadar indi.

Cerablus'un güneyindeki hedeflere karşı Türk Hava Kuvvetleri'nin düzenlediği hava saldırıları fasılalarla devam etti. Bu arada Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bombardımanda sivillerin hayatlarını kaybettiğini açıkladı. Bu iddia Başbakanlık tarafından yapılan bir basın açıklaması ile kesin bir dille reddedildi.

28/08/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 27.08.2016

Harekâtın dördüncü günü çatışmalar şiddetlendi, TSK'nın operasyonları yoğunlaştı.

Öğleden önce 1000 sularında topçu birlikleri ve savaş uçaklarının, Cerablus'un güneyini vurduğu haberleri geldi. Bölgedeki bir cephaneliğin vurulduğu bildirildi.

ÖSO, Cerablus'un güneybatısına doğru ilerlemeye devam etti. Gün boyunca beş köy ele geçirildi.

Akşam saatlerinde PYD tarafından gerçekleştirilen saldırı ile TSK, harekâttaki ilk kaybını verdi. İki tanka yapılan tanksavar füzeli saldırı sonucu bir asker şehit oldu, üç asker yaralandı.

27/08/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 26.08.2016

Fırat Kalkanı'nın üçüncü gününde, harekâtın merkezi olan Karkamış'a takviye birlik sevkiyatı devam etti.

Korgeneral Zekai Aksakallı ile birlikte 2'ci Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Metin Temel'in de Cerablus'a gittiği ortaya çıktı.

Kara Kuvvetleri'ne bağlı istihkâm birlikleri, Cerablus'a kadar olan bölgedeki mayın ve tuzakların tespit ve imhası faaliyetlerine devam ettiler. Topçu birlikleri, tespit edilen IŞİD unsurlarını ateş altına aldılar. 

26/08/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 25.08.2016

Fırat Kalkanı Harekâtı'nın ikinci günü görece sakin geçti.

Cerablus'a yerleşen ÖSO unsurları, şehrin çevre emniyetini aldılar.

Günün en önemli haberi, Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın Cerablus'a gelmesiydi.

Harekâta ilişkin, hükümet çevrelerine yakınlığı ile bilinen gazeteci Abdülkadir Selvi bazı bilgileri paylaştı. Selvi'nin aktardığı bilgilerin öne çıkanları şöyle:

25/08/2016

Fırat Kalkanı Harekâtı - 24.08.2016


24 Ağustos günü erken saatlerde Gaziantep ilinin Türkiye - Suriye sınırı yanı başındaki Karkamış ilçesinin hemen karşısında bulunan Cerablus kentine düşmeye başlayan top mermileri, Ortadoğu'daki Gordion düğümüne yeni bir ilmek eklendiğinin habercileriydi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı gruplarla birlikte eşgüdümlü bir şekilde sınırı geçerek Cerablus kentine doğru bir harekât başlattı. Adı "Fırat Kalkanı" olarak duyurulan harekât, Suriye İç Savaşı'nın seyri açısından da bir dönüm noktası teşkil ediyor.

Harekâtın ilk günü yaşanan gelişmelerin bir özetini derlemeye çalıştım, sonuna yorumlarımı da ekleyerek.

31/07/2016

15 Temmuz'un Ardından

15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye büyük bir felaketin eşiğinden döndü. O gece yaşananların nedenini, nasılını analiz etmek benim için kolay değil, iki nedenden ötürü: 1. Üzerinden iki hafta geçmiş olmasına rağmen yoğunluğu azalmamış olan bilgi kirliliği, 2. Yaşadığım şoku ve travmayı hala atlatamamış olmam.

12 - 15 Temmuz tarihleri arasında iş icabı, İngiltere'de düzenlenen Farnborough 2016 hava gösterisine katılmıştım. Türkiye'ye dönüş uçağım 15 Temmuz yerel saatle 2215 idi. Dönüş uçağını özellikle geç bir saatte seçmiştim: Hem fuarın son gününde kendim için gezmeye fırsatım olması hem de Heathrow Havaalanı trafiğine yakalanmamak için. Fuar çıkışı havaalanına özellikle erken bir saatte gittim: Önce bayram ardından da tatil nedeniyle zaten iyice geciktirmiş olduğum Dört Deniz Bülteni'ni tamamlamak için.

Türkiye saati ile 2130 sularında ilk olarak İstanbul Beylerbeyi'nde Cumhurbaşkanlığı köşkü ve Boğaz Köprüsü önündeki askeri hareketliliğe dair haberlere gözüm takıldı. Sosyal medyada mesajlar ve görseller hızla akmaya başladı. Kısa süre sonra ise eşimden aldığım mesaj beni tedirgin etti: Ankara üzerinde jetlerin çok alçaktan uçtuğunu, bir bilgim olup olmadığını soruyordu.

23/06/2016

TFX Projesi: Ne? Ne İçin? Nasıl? - 3

Savunma ve Havacılık dergisinin 172'nci sayısında "Ülkemizin Mavi Göklerdeki Elçileri: Türk Yıldızları" başlığı ve İbrahim Sünnetçi imzası ile yayımlanan makalede, Türk Hava Kuvvetleri (HvKK) bünyesindeki hava gösteri filosu olan Türk Yıldızları'nın tarihçesi ve gelecek planları ile ilgili ayrıntılar yer alıyor.

Makalenin "2016 Gösteri Programı ve Geleceğe Dönük Hedefler" alt başlıklı son kısmında ise, filonun halen kullandığı NF-5A/B 2000 uçaklarının halefleri ve bunlara geçiş aşamaları aktarılmış. Buna göre halen hizmetteki NF-5A/B 2000'lerin faydalı kullanım ömürleri 2020'de dolacağı için, bu uçakların HvKK envanterindeki F-16C/D Block 30'larla değiştirilmesi planlanmış bulunuyor. Makalede aktarıldığına göre yapısal iyileştirme çalışmalarının tamamlanmasından sonra F-16 Block 30'ların 2018 yılından itibaren Türk Yıldızları hizmetine verilmesi öngörülmekte. Bu uçakların da 2030'dan itibaren Milli Muharip Uçak (TFX) ile değiştirilmesi hedeflenmiş.

Bu bilgiyi bir kenara koyalım. Zira HvKK'nin ve dolayısıyla TFX'in geleceğine dair önemli ipuçları içeriyor.

TÜBİTAK tarafından 11 - 12 Mayıs tarihlerinde Ankara Bilkent Otel'de düzenlenen "Türk Havacılık ve Uzay Çalıştayı"nın son gün oturumunda, Hava Kuvvetleri'nden Yüzbaşı Musa Yıldırım tarafından "Millî Muharip Uçak Projesinin Teknoloji ve Sanayileşme Açısından Önemi" başlıklı bir sunum yapıldı.

Bu sunumun gerek içeriği gerekse genel yapısı ve hatta başlığı, TFX projesine ilişkin başka önemli ipuçları sunuyor.

Bu ipuçlarını takip etmeden önce güncel durumu kısaca özetlemekte fayda var.

17/06/2016

Hayat Kurtaracağı İçin Gerçekleşmesine İzin Verilmeyen Bir Proje

17 Haziran 2046 Pazar

21'nci yüzyılın başlarında önce Afganistan, ardından Irak ve Suriye olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında yaşanan çatışma ve iç savaşlar, o döneme kadarki tüm askeri taktik, strateji ve doktrinleri kökünden değiştirdi. Önceki yüzyılda düzenli ordular ve ulus devletler arasında gerçekleşen savaşların aksine 21'nci yüzyılın ilk çeyreği, "vekalet savaşları" (proxy wars) ve devlet dışı gruplar arasındaki şiddetli çatışmalara sahne oldu.

Bu savaşlarda yaygın olarak kullanılan mayın, el yapımı patlayıcı (EYP) ve tanksavar silahları da, kara muharebelerinde zırhlı araçların görevlerini, bunlara ilişkin tasarım ve performans isterlerini kayda değer şekilde değiştirdi. 20'nci yüzyılda Avrupa'nın düzlüklerinde gerçekleşmesi öngörülen muharebeler için tasarlanmış tank ve zırhlı araçlar anılan coğrafyadaki meskûn mahal muharebelerinde etkisiz kaldı. Bu nedenle de özellikle mayın ve EYP'lere karşı korumaları artırılmış zırhlı araçlara talep arttı.

MRAP (Mine Resistant Ambush Protected; Mayına dirençli pusuya karşı korumalı) olarak adlandırılan bu yeni tip araçlar, artmış ağırlıkları, öncüllerinden çok daha farklı sürüş teknik ve özelliklerine sahipti. Dolayısıyla hem sürücüleri hem de bu araçları kullanan personelin özel eğitimden geçirilmeleri gerekiyordu.

PKK terör örgütünün özellikle 2000'lerin başından itibaren yoğun bir şekilde başvurduğu EYP tipi saldırılara karşı, geç de olsa bir tedarik programı izleyen Türkiye, çok sayıda ve farklı tipte zırhlı aracı silahlı kuvvetleri ve güvenlik güçleri hizmetine sundu. Ancak bu araçları kullanacak personelin eğitimine doğru şekilde eğilinmediği için kısa süre içinde çok sayıda ölümlü kaza yaşanmaya başladı. Daha da kötüsü, emniyet kemeri kullanımı, teçhizat yerleşimi gibi hususlara özen gösterilmemesi nedeniyle en ufak bir kaza ya da EYP saldırısında bile çok sayıda şehit ve yaralı verilmeye başlandı.

Bu duruma karşı bir çözüm olarak, dünyadaki muadilleri ile rekabet edebilecek bir çözüm geliştiren yerli girişimcini başına ise, gelmeyen kalmadı.

30/05/2016

Jet Motorlu Deniz Karakol ve Gözetleme Uçakları


MSI dergisinin Nisan 2016 sayısında bir söyleşisi yayınlanan Deniz Kuvvetleri Komutanı  Oramiral Bülent Bostanoğlu, kuvvetin ileriye yönelik havacılık hedef ve projelerini sıralarken, "Uzun Menzilli Deniz Karakol Uçağı" projesinden bahsetti. 

Bostanoğlu,

- Ana üssünden 1,000 - 1,200 deniz mili mesafelerde yaklaşık 4 saat, ana üssüne yakın bölgelerde ise yaklaşık 10 saat görev icra edebilecek
- Yaklaşık 12 - 15 saat havada kalabilen
- Taşıyacağı yüksek nitelikli faydalı yükler sayesinde suüstü harbi, denizaltı savunma harbi ve kendini koruma kapsamında hava savunma harbi gerekliliklerini etkinlikle yerine getirebilecek,
- Her türlü hava koşulunda harekat yapabilecek karakol uçaklarının tedarik edilmesinin planlandığını açıkladı.

Bu bilgiler, doğrudan doğruya Boeing üretimi P-8 Poseidon deniz karakol uçağını işaret etmekte. P-8, son dönemde yaygın olarak gündeme gelen jet motorlu deniz karakol uçağı (DKU) ve deniz gözetleme uçağı (DGU) projelerinin en önemlilerinden biri. Bu alanda farklı proje ve çalışmalar da mevcut.

26/05/2016

İki Etkinlik, Bir Sürü Soru, Kocaman Bir Kafa Karışıklığı

Cacophony of Ideas
(Düşünceler Kakofonisi)
Eser: Peter Daverington
Ankara'da kısa süre arayla, Türk savunma ve havacılık sektörünün geleceğini yakından ilgilendiren iki önemli etkinlik gerçekleştirildi.

İlki, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından 18 Şubat günü düzenlenmesi planlanan ancak terör saldırısı nedeniyle 12 Nisan'a ertelenen "Birinci Savunma Sanayi[sic] ArGe ve Teknoloji Yönetimi Paneli"; ikincisi ise TÜBİTAK tarafından düzenlenen "Türk Havacılık ve Uzay Çalıştayı" idi.

Her ikisi de Bilkent Oteli'nde düzenlenen bu etkinliklerde misafirlere yapılan ikramlar ve sunulan öğle yemekleri son derece kaliteliydi. Aynı başarının, ulusal savunma ve güvenlik mekanizmasının ArGe ve teknoloji yönetimi ile stratejik planlama konularında içinde bulunduğu durumu gözler önüne sermede de yakalandığını söylemek mümkün.

16/05/2016

29/04/2016

Katyuşa'lar, HIMARS'lar ve Ötesi

Suriye sınırındaki yerleşim birimlerine ve özellikle son dönemde Kilis'e düşen roketler can kaybına ve halkta paniğe neden olmakta.  2011 Mart ayından bu yana devam eden Suriye İç Savaşı'nda savaşan tarafları, hangi bölgenin ne zaman hangi grup tarafından ele geçirildiğini, hangi örgüt ve grupların hangi ülkelerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini takip etmek mümkün değil. Ne var ki Türkiye - Suriye sınırının boyunca süregiden çatışmalar sırasında, ama hedef gözetilerek ama "yanlışlıkla" Türk şehirlerine düşen roketlerin, boyutlarından çok daha büyük etkiler doğurmakta olduğu da bir gerçek.

Sıklıkla "Katyuşa" olarak adlandırılan bu roketler ile bunlara karşı uygulanabilecek önlemler, çok daha karmaşık bir politik - stratejik denklemin yalnızca bir boyutu.

Bu denklemi çözmek için de, her zamanki gibi öncelikle eldeki bilgileri bir kenara not ederek işe başlamak gerek.

25/04/2016

DARPA Hakkında


ABD'nin savunma - güvenlik ile havacılık - uzay alanlarındaki konumu, yakından incelenmeyi hak eden bir tarihçeye sahiptir. Kurumların yapıları, birbirleri ile ilişkileri ve çalışma şekillerinin incelenmesi, özellikle ArGe ve teknoloji politikası tasarlamak için önemli dersler ve ipuçları sunmaktadır.

Bu kapsamda üç kurum ön plana çıkmaktadır. Bunlar DARPA, ONA ve RAND'dır.

24/04/2016

Siyah Gri Beyaz 11 Yaşında

Edmond Duranty portresi
Eser: Edgar Degas
Zaman, onu nasıl kullanırsanız kullanın hızlı akıyor. Bir tekerlek gibi, sabit hızda dönen. Önünde durmaya çalışanı ezen. Bu hızı algılayışımız, duruma, koşullara göre farklı olabiliyor. Ama her halükârda o tekerlek sabit hızda dönerek ilerliyor.

Akıp gittikçe zaman, geriye bakıp "durum muhasebesi" ya da "geçmişle hesaplaşma" yapmak gerek sık sık. İleriye giderken yolu bulabilmek için. Peki ya "gelecek muhasebesi"? Geleceğe yönelik eleştirel bakabilir mi insan? Tekerlek gelip geçmeden nereye gideceğini kestirebilir mi? Kestirmeye çalışmalı mı?

11 sene önce Siyah Gri Beyaz'ı başlatırken hiç böyle şeyler düşünmemiştim. Düşünmeli miydim? Belki. Ama muhtemelen ne yaparsam yapayım Siyah Gri Beyaz'ın kendi kendini yazmasının önüne geçemezdim. Onun bana okuttuğu, benim ona yazdığım bu mutualist ilişki başka türlü süremezdi muhtemelen.

Siyah Gri Beyaz okuruna, bu tatlı sert öğretmen karşısında beni yalnız bırakmadığı için teşekkürlerimi sunarım.

20/04/2016

M60T'nin Ateşle İmtihanı ve Başika Saldırısının Düşündürdükleri



19 Nisan günü IŞİD terör örgütüne bağlı Amaq (Emek) haber ajansı tarafından, “Destruction of a Turkish Army Tank with a Guided Missile at Mt. Bashiqah Northeast of Mosul” (Musul’un kuzeydoğusundaki Başika Dağı’nda Türk ordusuna ait bir tankın güdümlü füze ile imhası) başlığı ile bir video yayınlandı.

30 saniyelik videoda, bir evin teras ya da balkonundan bir füzenin ateşlenmesi ve bir tepenin zirvesinde, siper arkasında konuşlanmış bir tankı vurması görülüyor. Videonun çekildiği yer ve zamana ilişkin, başlangıçtaki yazıdan başka bir bilgi kaynağı ya da emare bulunmuyor. Ancak aynı gün akşam üzeri basına yansıyan Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK) kaynaklı bilgilerde olay, ufak bir farkla teyit edildi. Buna göre saldırı 19 Nisan günü değil, 18 Nisan günü yerel saatle 1615 sularında gerçekleşmişti.

Ucuz atlatılan bu olay, iki önemli mesaj verdi aslında. Bu mesajları okumak için öncelikle dün yaşanan olayı ayrıntıları ile incelemek gerek.

18/04/2016

28/03/2016

Havadan Atılan Güdümlü Topçu Roketleri

F-16'nın kanatları altında dört adet IAI Sky Sniper görülüyor
Roket
Topçu roketi
Güdümlü topçu roketi
Havadan atılan güdümlü topçu roketi

Şubat ayı sonunda İsrailli IAI (Israel Aerospace Industries) şirketi, Sky Sniper isimli yeni bir havadan atılan güdümlü silah sisteminin tanıtımını yaptı.

Sky Sniper aslında, savaş uçağından atılabilen, GPS güdümlü bir topçu roketi.

Roket, en yalın tanımı ile, roket motorunun yarattığı itki ile hedefe tevcih edilen mühimattır. Roket motoru ise, içerdiği yakıtı, havaya ihtiyaç duymaksızın yakıp yüksek bir etki gücü yaratan motor çeşididir. Bu yakıtın katı ya da sıvı halde türevleri kullanılabilir.

Topçu roketi, muharebe sahasında ateş desteği sağlamak üzere topçu birlikleri tarafından kullanılan rokettir. Çoğunlukla çok namlulu roketatar (ÇNRA) sistemlerinden fırlatılırlar. Geniş bir alanı baskılamak için kullanılırlar.

Güdümlü topçu roketleri, çeşitli güdüm - kontrol sistemleri ile isabet hassasiyeti artırılmış topçu roketleridir. Lazer, INS/GPS gibi sistemler ve kanatçıkları ve/veya itki motorları yardımı ile uçuş sırasında yörünge düzeltme ve vuruş aşamasında son manevra yapabilirler (Ör: GMLRS, Romah, Accular, WS-22, SS-AV-40)

Havadan atılan güdümlü topçu roketinin esprisi ise, roket gövdesinin yer çekimini zaten taşıyıcı platform ile yenmiş olmasıdır. Bu sayede menzili ve taşıyıcı platformun hızından dolayı uçuş hızı büyük ölçüde artmış olacaktır.

Basit ve bir o kadar da etkileyici bir inovasyon aslında. İlginçtir ki, son dönemde benzeri sistemler görülmeye başladı.