15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye büyük bir felaketin eşiğinden döndü. O gece yaşananların nedenini, nasılını analiz etmek benim için kolay değil, iki nedenden ötürü: 1. Üzerinden iki hafta geçmiş olmasına rağmen yoğunluğu azalmamış olan bilgi kirliliği, 2. Yaşadığım şoku ve travmayı hala atlatamamış olmam.
12 - 15 Temmuz tarihleri arasında iş icabı, İngiltere'de düzenlenen Farnborough 2016 hava gösterisine katılmıştım. Türkiye'ye dönüş uçağım 15 Temmuz yerel saatle 2215 idi. Dönüş uçağını özellikle geç bir saatte seçmiştim: Hem fuarın son gününde kendim için gezmeye fırsatım olması hem de Heathrow Havaalanı trafiğine yakalanmamak için. Fuar çıkışı havaalanına özellikle erken bir saatte gittim: Önce bayram ardından da tatil nedeniyle zaten iyice geciktirmiş olduğum Dört Deniz Bülteni'ni tamamlamak için.
12 - 15 Temmuz tarihleri arasında iş icabı, İngiltere'de düzenlenen Farnborough 2016 hava gösterisine katılmıştım. Türkiye'ye dönüş uçağım 15 Temmuz yerel saatle 2215 idi. Dönüş uçağını özellikle geç bir saatte seçmiştim: Hem fuarın son gününde kendim için gezmeye fırsatım olması hem de Heathrow Havaalanı trafiğine yakalanmamak için. Fuar çıkışı havaalanına özellikle erken bir saatte gittim: Önce bayram ardından da tatil nedeniyle zaten iyice geciktirmiş olduğum Dört Deniz Bülteni'ni tamamlamak için.
Türkiye saati ile 2130 sularında ilk olarak İstanbul Beylerbeyi'nde Cumhurbaşkanlığı köşkü ve Boğaz Köprüsü önündeki askeri hareketliliğe dair haberlere gözüm takıldı. Sosyal medyada mesajlar ve görseller hızla akmaya başladı. Kısa süre sonra ise eşimden aldığım mesaj beni tedirgin etti: Ankara üzerinde jetlerin çok alçaktan uçtuğunu, bir bilgim olup olmadığını soruyordu.