Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik olarak 24 Şubat 2022'de başlattığı istila harekâtının üzerinden yaklaşık 2.5 yıl, HAMAS militanlarının İsrail'e 7 Ekim 2023 tarihli saldırısından sonra İsrail'in Gazze'ye yönelik sistematik soykırım harekâtı başlatmasının üzerinden de yaklaşık sekiz ay geçti. Her iki savaşın da sona ermesine yönelik ufukta bir umut görünmüyor. Tüm bunların üstüne de Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, İsviçre'de yayımlanan haftalık Die Weltwoche dergisine verdiği ve 15 Haziran'da yayımlanan mülakatında üç ya da dört aydan kısa bir süre içinde dünyayı ciddi bir çatışmanın beklediğini belirtmişti. Vucic bu öngörüsünü 24 Haziran günü Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında tekrarlayarak Avrupa ve dünyadaki mevcut durumun ileriki aylarda kızışmasını beklediğini söyledi.
Aynı gün, Habertürk televizyonunda canlı yayında soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu konuyla ilgili olarak sorulan, "Siz Filistin meselesi başladığında 7 Ekim'de onun öncesinde Şubat 2022'de Rusya- Ukrayna savaşı başladığında bu çatışmaların yayılma riskine bölgesel manada dikkat çekmiştiniz. Sırbistan Başkanı Vucic'in de '3-4 ay içinde bölgesel bir savaş bekliyoruz' kabilinden açıklaması oldu. Bir de sizin o meşhur 7 Ekim'in sonrasında 'büyük savaş büyük barış' zihinlere kazınan söyleminiz var. Buradan bakarsak gerçekten bir 3. Dünya Harbi beklentisi de dahil olmak üzere bölgesel küresel bir savaş beklentisi içinde olmalı mı dünya? Bizim bu konudaki hazırlığımız nedir?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
"Bence dünya bu senaryoyu ciddiye almalı, bu tehdidi ciddiye almalı. Böyle bir risk var. Bunu biz baştan beri diyoruz."
Tartışma yaratan bu açıklamadan kısa süre sonra, Milli Savunma Bakanlığı tarafından 27 Haziran günü düzenlenen haftalık basın bilgilendirme toplantısında Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 3. Dünya Savaşı ihtimalinin göz ardı edilmemesine dair açıklamalarına yönelik gelen sorulara şunları söyledi:
“Birinci ve ikinci dünya savaşlarında olduğu gibi topyekûn bir risk var mı derseniz tabii ki bir ihtimal. Biz MSB olarak savunma ve güvenliğimize yönelik değerlendirmelerimizi yapıyor ve güncellenmesi gereken bütün planlarımızı yeni değerlendirmeler ışığında yapıyoruz. En hazırlıklı ülkelerden biri olduğumuzu da rahatlıkla söyleyebiliriz. TSK zaten dinamik bir ordu. Birçok coğrafyada sürekli faaliyetler icra eden bir ordu. Kendi planlarını, kendi lojistiğini test etmiş onaylatmış bir ordu. Dünyanın birçok noktasında barışı destekleme faaliyetleri de yapıyor. Üçüncü dünya savaşı gibi karanlık bir tabloyu başta ülkemiz olmak üzere kimse istemez, ama Ordumuzun da her türlü senaryoya hazır olduğunu belirtmek gerekir.”
Üst üste gelen bu açıklamalar, arka planda Ukrayna, Gazze savaşları da olunca yoğun tartışmalara neden oldu. Bu, bir süredir dünya çapında da siyaset, ordu ve akademi çevrelerinde de üzerinde düşünülen, tartışılan bir soru: Yeni bir dünya savaşının eşiğinde miyiz?
Belki de 3. Dünya Savaşı çoktan başlamıştır?
Üst üste gelen bu açıklamalar, arka planda Ukrayna, Gazze savaşları da olunca yoğun tartışmalara neden oldu. Bu, bir süredir dünya çapında da siyaset, ordu ve akademi çevrelerinde de üzerinde düşünülen, tartışılan bir soru: Yeni bir dünya savaşının eşiğinde miyiz?
Belki de 3. Dünya Savaşı çoktan başlamıştır?