20/04/2016

M60T'nin Ateşle İmtihanı ve Başika Saldırısının Düşündürdükleri



19 Nisan günü IŞİD terör örgütüne bağlı Amaq (Emek) haber ajansı tarafından, “Destruction of a Turkish Army Tank with a Guided Missile at Mt. Bashiqah Northeast of Mosul” (Musul’un kuzeydoğusundaki Başika Dağı’nda Türk ordusuna ait bir tankın güdümlü füze ile imhası) başlığı ile bir video yayınlandı.

30 saniyelik videoda, bir evin teras ya da balkonundan bir füzenin ateşlenmesi ve bir tepenin zirvesinde, siper arkasında konuşlanmış bir tankı vurması görülüyor. Videonun çekildiği yer ve zamana ilişkin, başlangıçtaki yazıdan başka bir bilgi kaynağı ya da emare bulunmuyor. Ancak aynı gün akşam üzeri basına yansıyan Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK) kaynaklı bilgilerde olay, ufak bir farkla teyit edildi. Buna göre saldırı 19 Nisan günü değil, 18 Nisan günü yerel saatle 1615 sularında gerçekleşmişti.

Ucuz atlatılan bu olay, iki önemli mesaj verdi aslında. Bu mesajları okumak için öncelikle dün yaşanan olayı ayrıntıları ile incelemek gerek.

Arka Plan

Başika, geçtiğimiz yıl Aralık ayında Türkiye ve dünya gündemine oturdu. Bunun sebebi, Türkiye tarafından Musul yakınlarındaki bu kentte bulunan askeri üsse çok sayıda asker ve tank sevkedilmesiydi. Türk askerleri burada, IŞİD'in elinde bulunan Musul'un geri alınması için düzenlenecek harekâta katılacak Peşmerge güçlerini eğitiyordu. Bu ilave sevkiyat, Irak merkezi hükümetinin sert tepkisini çekti. Türkiye, sevkiyatın, kampın güvenliği için yapıldığını açıkladı. Daha sonra ABD arabulucuğunda gerçekleştirilen Irak - Türkiye görüşmeleri ile kamptaki bir kısım asker, Kuzey Irak'taki başka bir konuma kaydırıldı.

26 Mart günü IŞİD tarafından ateşlenen bir Katyuşa roketinin üsse düşmesi sonucu burada görevli bir asker şehit olmuş, bir asker de hafif yaralanmıştı.



Video Kaydının Analizi

Videonun başlangıcında, bir evin teras ya da balkonuna kurulu üçayak (tripod) üzerine monteli bir tanksavar güdümlü füzesi ve bu füze ile nişan alan bir militan görülüyor. Militanın yüzü bulanıklaştırılmış (“blurlanmış”). Bu da, olaydan sonra kamera kaydı üzerinde bir işlem yapıldığını gösteriyor; zaten kaydın başındaki yazının varlığı da buna bir başka delil. Video sosyal medyada 1430 – 1500 arasında yayılmaya başladı. Dolayısıyla olay, en geç öğle saatlerinde gerçekleşmiş olmalı.

Başika'daki saldırıda kullanılan sistem ve bileşenleri
(Büyük hali için üzerine tıklayınız)

Görüntülerde görülen tanksavar sistemi, Rus yapımı 9K135 Kornet (NATO kodu AT-14 "Spriggan"). Videoda sistem, 9P163-1 fırlatma sistemine monteli olarak görülüyor. 9P163-1’e, 1P45M-1 nişangâhın takılı olduğu görülüyor. Üçayak (tripod) modeli ise 1Ş7-1. Sistemden ateşlenen füze ise 9M133-1.

Video iki ayrı konumdaki iki ayrı kamera ile çekilmiş. Füzenin yanındaki kamera kaydı, ateşlemeden hemen sonra sona eriyor. Bu kaydı, farklı bir konumdaki ikinci kameranın çektiği görüntü takip ediyor. İkinci kameranın görüntüsü, füze ateşlendikten hemen sonra (yaklaşık 11’nci saniye) başlıyor. Füzenin tanka, 20’nci saniyede isabet ettiği görülüyor. Bu durumda füzenin yaklaşık 10 saniye gibi bir sürede uçmuş olduğu tahmin edilebilir. Kullanılan 9M133-1 füzesinin ortalama uçuş sürati 216m/s’dir. Dolayısıyla eğer 10 saniyelik bir uçuş süresi tahmini üzerinden hareket edilirse, füzenin tanka 2 - 2.5km mesafeden ateşlenmiş olduğu sonucuna ulaşılır.

Füze ateşlendiği anda büyük bir şangırtı ve düşen metalik parça sesinin gelmesi dikkat çekici. Fırlatıcı arkasında geniş bir boş alan olmadığı, çok yakınında pencereli bir duvar olduğunu düşündürüyor. Bu tip roket ve füze atışlarında, fırlatıcı tüpün arkasında geniş bir boş alan bırakılması gerekir. Çünkü ateşlenen roket / füzenin egzozundan şiddetle püsküren sıcak ve yüksek basınçlı gaz, arkadaki personel ve nesnelere zarar verebilir. Dahası, eğer yakında duvar gibi bir engel varsa, buna çarpacak gaz, nişancı personelin kendisine de zarar verebilir.

Füzenin, mahkûm araziden, yani hedefinden daha alçak bir konumdan ateşlenmiş olduğu dikkat çekici. Hedefteki tank, bir tepenin zirvesinde, siperlerin arkasında. Tankın sadece taret kısmı görünür durumda. 5 – 6m yanında başka bir mevzide M88 tank kurtarıcı araca benzeyen bir silüet ve onun da hemen yanında iki ayrı direk üzerinde monteli kamera ve radar sistemler dikkat çekiyor. Kara Kuvvetleri envanterinde, OTOKAR üretimi Cobra 4x4 taktik tekerlekli araca monteli termal kamera ve radar sistemleri yaygın olarak kullanılmakta.

Tankın vurulduktan sonraki durumu
Tankın, taretinin sağ ön kısmından isabet aldığı, isabet ile birlikte gerçekleşen patlamada, bazı gövde parçalarının havaya fırladığı görülüyor. Kısa süre sonra yine sosyal medyada yayılan ve isabet alan tankı gösteren fotoğrafta,

- Vurulan tankın M60T modeli olduğu,
- Taretin sağ ön tarafından isabet aldığı
- Taretin sağ ön tarafındaki ve hemen altında gövdede bulunan zırh bloklarının hasar gördüğü
- Taret sağ üst tarafındaki M36E1 komutan periskobunun hasar aldığı
- Bunun dışında tankta kayda değer bir hasar olmadığı net bir şekilde tespit edilebiliyor.

Nitekim, videoda görülen patlama zaten kendi başına tankın çok büyük bir hasar almamış olmasının muhtemel olduğuna da işaret ediyordu. Çünkü kullanılan Kornet füzesi oldukça modern ve güçlü bir füzedir. Hatta talihin bir cilvesi, bu füze Türkiye tarafından Rusya’ya 2008 yılında sipariş verilmiş ve Kara Kuvvetleri envanterine katılmıştı. Böyle güçlü bir füze eğer tankı taret kısmından vurmuş olsaydı, zırhı delip içeride infilak etmesi beklenirdi. Böyle durumlarda sıklıkla rastlanan şey, taret içindeki top mühimmatının patlaması ve tankın çok büyük bir infilak ile külliyen tahrip olmasıdır. Ancak videoda sadece füze harp başlığının patladığı, tankta müteakip bir patlama gerçekleşmediği görülüyor.



Basının aktardığı ve TSK kaynaklı olduğu belirtilen bilgilere göre saldırı, Başika üs bölgesinin 4 - 5km ilerisindeki bir tepedeki tanka yapılıyor. Saldırıdan hemen sonra söz konusu tank mevzi değiştiriyor. Tepkimeli zırhı ve periskobu hasar gören tank, füzenin ateşlendiği binaya ateş açıyor. Bu binadaki teröristlerin bir kısmı ölürken, kalanlar yedi araç ve dört motosiklet ile kaçmaya çalışıyor. Müteakip atışlarla da bu grup imha ediliyor. Bilgiye göre toplamda 32 IŞİD üyesi terörist öldürülüyor.


M60T


Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile İsrailli IMI (Israel Military Industries) arasında 29.03.2002 tarihinde imzalanıp 30.09.2002 tarihinde yürürlüğe giren USD687.5 milyonluk anlaşma ile, KKK envanterindeki 170 adet M60A1 tipi tank modernize edilerek M60T adını almıştı.


IDEF 2009 fuarında sergilenen bir M60T
Kamuoyu ve siyaset gündeminde uzun süre yer edinen ve yoğun tartışmalara konu olan bu proje ile, ilk prototip tank hariç 169 adet M60A1, Kayseri 2'nci Ana Bakım Merkezi Komutanlığı'nda modernize edildi. İsrail'in kendi M60 tankları için uyguladığı Sabra modernizasyonunun baz alındığı projenin kapsamı şöyle idi [1]:

  • Mevcut 105mm M68 model yivli topun 120mm MG253 model yivsiz setsiz top ile değiştirilmesi
  • Knight III yeni nesil bilgisayarlı atış kontrol sisteminin eklenmesi
  • 750bg Continental AVDS-1790-2 dizel motorun 1,000bg MTU MT881 KA501 motoru ile değiştirilmesi
  • Allsion CD850-6BX aktarma organının Renk 304S ile değiştirilmesi
  • Yeni nesil süspansiyon sistemi
  • Taret ve gövdeye Blazer tepkimeli zırh (ERA; Explosive Reactive Armor) bloklarının eklenmesi
  • Taretin hidrolik tahrik sisteminin elektrik motorlu tahrik sistemi ile değiştirilmesi
  • Otomarik yangın tespit ve söndürme sisteminin eklenmesi

Proje kapsamında MKEK IMI lisansı ile 120mm namluyu, ASELSAN ElOp / Elbit lisansı ile Knight III atış kontrol sistemini, MTU Türk ise MTU lisansı ile MT881 motorunu üretti. 2. ABMK'da ise proje için üretim hattı kuruldu.

IMI tarafından İsrail'de modernize edilen ilk tank Kayseri'ye 10.11.2005 tarihinde ulaştı. Aynı ayın sonunda da seri modernizasyon hattı faaliyete başladı. Projede teslimatlar 15.02.2010 tarihinde tamamlandı.

Proje devam ederken ASELSAN ve IMI şirketleri, dünya genelindeki M60 kullanıcısı ülkelerin modernizasyon ihtiyaçları için 11.11.2009 tarihinde bir işbirliği protokolü imzaladı. Öte yandan KKK envanterindeki 169 adet M60A1'in de modernize edilmesi için bütçe ayrıldı. Ancak bu planlar, Mavi Marmara olayı sonrasında iki ülke ilişkilerinin kopması sonrasında rafa kalktı.


9K135 Kornet

KBP Tasarım Bürosu tarafından Fagot, Faktoriya ve Konkurs serisi tanksavar füzelerinin yerini almak üzere geliştirilen 9K135 Kornet, ilk kez 1994 yılında Yunanistan'daki Defendory 94 fuarında kamuoyuna tanıtıldı. Geliştirme çalışmalarının 1980'lerin sonlarında başladığı tahmin ediliyor. Sistem Rus Kara Kuvvetleri'nde 1998 yılında hizmete girmeye başladı. Sistemin, içerdiği alt sistem ve bileşenler ile kullanıldığı platformlara göre 9K128, 9K129, 9K130 gibi farklı kodları mevcut.

Kornet'in ihracat pazarı için geliştirilmiş Kornet E ve Kornet EM modelleri bulunuyor. Ayrıca İran tarafından da Dehlavi adlı bir kopyası da üretiliyor. Türkiye de, Kornet E sisteminden 80 adet fırlatıcı ve 800 adet füze için 2008 yılında USD100 milyonluk bir sipariş vermişti. Kornet E'nin diğer kullanıcıları arasında Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Cezayir, Hindistan Irak, İran, Suriye gibi çok sayıda ülke bulunuyor.

Kornet, seyyar olarak ya da araca monteli kullanılabilen bir güdümlü tanksavar füze sistemi. Üçayak, nişangâh ve füze fırlatıcı tüpü üç sandık içinde taşınabiliyor ve tek personel tarafından ateşlenebiliyor.

Sistemde kullanılan 9M133-1 füzesi, 7kg ağırlığında çukur imlâ haklı 9N156-1 tandem harp başlığına sahip. Standart 9M133 füzesinde kullanılan 9N156'nın üst modeli olan bu harp başlığının, 1,000 - 1,200mm civarı RHA (haddelenmiş homojen çelik) zırh delme kabiliyeti olduğu belirtiliyor. Dahası, 9N156-1, ERA zırh bloklarını delme kabiliyetine de sahip. [2]

9M133-1'in, bina ve benzeri yapılara karşı kullanılan 9M133F-1 modeli de mevcut.

Füzeyi ateşlemede kullanılan 9P163 fırlatıcısının, kullanılan nişangâha göre farklı türevleri bulunuyor. Saldırıda kullanılan kombinasyon, 9P163-1 fırlatıcı sistem ve bu sistem içinde 1P45M-1 nişangâh. 1P45'e ayrıca 1PN79 termal görüş sistemi de eklenebiliyor ancak videodaki sistemde termal nişangâh yok.



9M133 füzesi (sağda) ve fırlatıcı tüp
Füzenin içinde bulunduğu kapsülün fırlatıcı kaideye monte edilmesi ile, ikisi arasında elektrik bağlantısı sağlanıyor. Nişangâhtan hedefin tespitinden sonra ateşlemede, füze tüm roket yakıtını tüp içinde harcayarak ivmeleniyor. Tüpten ayrıldıktan hemen sonra kanatların açılması ile füze uçuşuna başlıyor. Fırlatmadan itibaren füzenin kıç bölümündeki lazer algılayıcı, fırlatıcıdan gönderilen lazer hüzmesini takip ediyor. Nişangâhtaki göstergenin, hedef üzerinde tutulması, güdüm - kontrol için yeterli. Bu sayede füze, kendisine yönlendirilmiş lazer hüzmesini takip ederek hedefe varıyor. Hedefe doğru füzeden ya da fırlatıcıdan bir lazer hüzmesi doğrultulmadığı için, söz gelimi tank üzerindeki lazer ikaz sistemi ve benzeri erken uyarı sistemleri bir işe yaramıyor.

Hedefe temas anında füzenin burnundaki temas tapası devreye giriyor. Temasta öncelikle öndeki küçük patlayıcı, akabinde ana harp başlığı infilak ediyor. Bu yöntem, özellikle ERA tipi zırhlara karşı füzenin etkili olmasını sağlıyor.

Füzenin ateşlenebileceği asgari hedef menzili 100m. Azami menzil ise, eğer termal nişangâh kullanılırsa ve hava ve görüş şartları olumlu ise 5.5km civarı. Füzenin uçuş sürati 240m/s. Fırlatma anındaki ivmelenme de hesaba katıldığında ortalama uçuş sürati 216m/s olarak veriliyor. [3]

Kornet füzesi bir süredir Ortadoğu'daki çatışma ve savaşlarda yoğun olarak kullanılıyor. Füzenin, 2003 Irak Savaşı sırasında M1 Abrams ana muharebe tanklarına karşı kullanıldığı ve iki tankın zırhını deldiği biliniyor. Kornet'in ayrıca 2006 Lübnan Savaşı sırasında İsrail tanklarına karşı Hizbullah tarafından yoğun olarak kullanıldığı ve çok sayıda tank ve zırhlı aracı tahrip ettiği biliniyor. IŞİD örgütü, Irak ve Suriye'de depolarda yağmaladığı çok sayıda 9K135 Kornet füzesini her iki ülkenin ordularına karşı yoğun şekilde kullanmaktaydı.


Değerlendirmeler

Öncelikle saldırıya uğrayan tankın mürettebatına büyük geçmiş olsun ve en büyüğünden "helal olsun!" demek gerekir. Böyle bir saldırıdan burunları dahi kanamadan kurtulmuş olmaları bir yana, hemen reaksiyon gösterip saldıran tarafı etkili şekilde ateş altına alıp etkisiz hale getirmeleri, disiplin ve eğitimlerinin sonucudur. Bu, not edilmesi gereken bir başarıdır.

Yazının başında bahsettiğim iki mesajdan ilki tanklara dair:
M60T'nin uğradığı saldırı ve akabinde yaşananlar, İngilizce'de "textbook example" olarak tabir edilen, ders kitaplarına geçebilecek bir vakadır. Çünkü:

1. Tankların günümüzde asimetrik savaşta ve meskûn mahal içinde ya da çevresinde maruz kaldıkları riskleri

2. Beka kabiliyetini ve bu kapsamda ilk atıştan sağ kurtulup etkili karşı saldırı yapabilme kabiliyetinin önemini (İlgili olarak bkz: "Ana Muharebe Tankı Tasarımı Üzerine Notlar: Beka Kabiliyeti")

3. Keşif, gözetleme ve istihbarat sistemleri ile komuta - kontrol altyapısının, özellikle asimetrik savaştaki yerini vurgulamıştır.

1960'lı yılların teknolojisi ile üretilmiş bir tank olan M60, kamuoyunda çokça tartışılan bir proje ile modernize edilmiş, ateş gücü, beka kabiliyeti ve hareket yeteneği artırılmıştır. Almanya'dan ikinci el alınan 340'a yakın Leopard 2A4 ile birlikte 170 adet M60T, Türk Kara Kuvvetleri'nin halihazırda en modern tankıdır. Nitekim batıdaki birliklerden sevkedilen bu tanklar bir süredir Güneydoğu'daki operasyonlarda da yer almaktadırlar.

Vurulduğu sırada tankın yanında görülen keşif - gözetleme aracının varlığı, üs bölgesi çevresinde etkili bir gözetleme hakimiyeti için tek başına yeterli değildir. Zira üsse yakın yerleşim bölgelerindeki çok sayıdaki binadan hangisinde potansiyel tehditlerin olduğunu tespit etmek, sadece kamera / radar taraması ile mümkün değildir. Benzer şekilde bölgede uçurulacak bir insansız hava aracı da (İHA) tek başına yeterli olamaz. Bu sistemlerin her birinin taşıdığı kameralar ya da radarla ile belli bir sınırlı bölge takip edilebilir. Ancak bu olayda da görüldüğü gibi, teröristler çok hızlı bir şekilde konum değiştirip, mevzilenip saldırı düzenleyebilmekte, çok hızlı bir şekilde mevzilerini terkedebilmektedirler.

Bu durumda, sadece bahsi geçen keşif gözetleme sistemlerinin varlığı değil, bu sistemlerin ve en önemlisi insan istihbaratının (HUMINT) topladıkları bilgileri,

- Süratle birleştirip
- Süratle değerlendirip
- Süratle ilgili unsurlara iletebilecek bir komuta - kontrol ve haberleşme altyapısı gerekmektedir.

Söz gelimi üs çevresinde arama / tarama yapan bir operatörü düşünelim. Hangi durumda, oluşabilecek bir tehdidi daha erken tespit edebilir?

"Önümüzdeki 6 saat boyunca X koordinatlarındaki mahalleyi gözetle"
"Önümüzde 6 saat boyunca X mahallesinin Y caddesini gözetle"
"Önümüzdeki 2 saat içinde X mahallesinin Y caddesindeki Z sokağı civarında olası şüpheli hareketleri takip et"

Bu "sadeleştirmeyi" mümkün kılan, etkili bir bilgi iletişim, değerlendirme ve paylaşım altyapısıdır.

Yine de, modern harp sahasında bu bahsi geçen sistem tam etkinlikle çalışsa bile ilk hamleyi öngörmek ve/veya önlemek mümkün olamayabilir. Bu durumda da gelişmiş beka kabiliyetleri ile etkili karşı vuruş / ateş yeteneği ön plana çıkmaktadır.

İkinci mesaj ise, Türkiye'nin içinde bulunduğu sürece ilişkin.

Bir süredir Türkiye, başı, sonu ve sınırları belli olmayan çok şiddetli bir savaşın içinde. Bu savaşın bir cephesi, ülkenin güney sınır hattı, bir cephesi güneydoğudaki kentler, bir cephesi de Kuzey Irak. Bu savaşı başlatan olmasa bile öyle ya da böyle bu savaşın taraflarından biri. Ülkenin güvenliğinin ülke sınırlarının çok ötesinden başladığı gerçeği bir yana, bu en son olay amansız bir mücadele ile karşı karşıya olunduğunu hatırlatıyor.





Notlar
[1]: Turkish Defence & Aerospace Update, No: 11/2005, s. 11
[2]: http://anwaralsharrad-mbt.blogspot.com.tr/2015/10/1-9k135-kornet-kornet-cornet-at-14.htm
[3]: "9K129 Kornet anti-tank guided weapon system": Jane's Infantry Weapons

20 yorum:

Adsız dedi ki...

Elinize sağlık Arda bey, yine bilgilendirici bir yazı kaleme almışsınız.

Adsız dedi ki...

Yazınızı çok beğendim. Siteyi aksatma her gün bakıyorum yeni yazın var mı diye :)

ALİ KÖPRÜLÜ dedi ki...

Her kelimesini okudum kimi cümleleri tekrar tekrar okudum, çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim.

ALİ KÖPRÜLÜ dedi ki...

Her kelimesini okudum kimi cümleleri tekrar tekrar okudum, çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim.

Ali AKBULUT dedi ki...

Bu yazınızı Genelkurmay Başkanlıģı sitesine mesaj olarak attım.

Ali AKBULUT dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Meraklı dedi ki...

Bilgilendirici yazınız için teşekkürler. Şunu merak ediyorum. Madem anında reaksiyon gösterilip IŞİD teröristleri etkisiz hale getirilmiş, hatta bir kısmı da motorsikletler ile kaçarken etkisiz hale getirilmiş, bu durumda bu video görüntüleri -tankın vurulması,füzenin atış anı- nasıl internete yayılmış? 32 kişinin öldürüldüğünden bahsediliyor. Bu bilgi dezenformasyon olabilir mi? Kamuoyunun gazı mı alınıyor? Fikriniz nedir?

Sero dedi ki...

Ellerinize sağlık ancak bir ekleme yapacağım Amaq(أعماق) Arapça'da "derinler/derinlikler" anlamına gelmekte olup, "emek" kelimesi ile ilgisi yoktur.

Saygılarımla

Unknown dedi ki...

Çok gUzel bir yazi teşekkürler

Unknown dedi ki...

Çok gUzel bir yazi teşekkürler

Warp Drive dedi ki...

Vurulan M-60T, hizmete geri döndürülebilir durumda mıdır, yoksa envanterden düşmemiz mi gerekecek? Yazıdan edindiğim izlenim tamir edilebilir olduğu yönünde ama yine de sormak istedim.

Murat özkan dedi ki...

Doyurucu bir bilgilendirme...emeğinize sağlık.

Adsız dedi ki...

İsraillilerin modernize ettiği içinde bilgisayar olan, modernize ederken yanına yaklaştırmadıkları TANK değil mi bu? Iss.rail é karşı yada onun istemediği bir durumda ne kadar ÇALIŞIR, HERON lar hala batman da yatıyor. Gerisi sizde

A. Sinan Tüzün dedi ki...

"Israil'e karşı yada onun istemediği bir durumda ne kadar ÇALIŞIR"...Ne demek bu ya? Karşıda İsrail askeri varsa tankın üzerindeki ERA zırh blokları patlamayacak, yada topun tetiğine basacak parmağa krampmı girecek. İyice Araplaştırıldık, manasız, abuk subuk, hiç bir bilgiye dayanmayan, kendi eksikliklerini aramak yerine hayali suçlular yaratan araplar gibi kompğlo teorilerine gömüldük. Heronlar yatıyorsa bunun suçlusu fol yok yumurta yokken israille papaz olup yedek parça alamamak olur yoksa İsrail gizli servisinin bir düğmeye basıp Türk Heronlarını uçamaz hale getirmesi değil.

Unknown dedi ki...

bu konuda kafama takılan sorular var:

*2-3 kişinin gizlice ve rahatlıkla yapabileceği bir saldırı için neden 30-40 militan gelsin?
*30-40 kişi kasabaya girerken dikkat çekmez miydi?
*bu militanların 32 kayıp vermesi için dönüşte metrobüsle kaçıyor olmaları gerekmez miydi?
*periskop hasarı alan tank hedef tespit ve tayinini nasıl gerçekleştirip etkili atış yapabildi?
*personelimiz korunmuş olsa da sonuçta büyük bir patlamanın etkisi altında kalıp sarsılmış olmaları gerekmez miydi? sonuçta herkes et kemik ve sinirden oluşuyor.
*2006'da lübnan'da 150 kadar israil modern tankı bu füzeyle vuruldu deniyor. israil'in yaptığı bu zırh onları neden korumadı, yoksa biz mi şanslıydık?

Adsız dedi ki...

İsrail tankları o saldırıların hemen hepsini atlattı.

Adsız dedi ki...

wiki'nin '2006 Lebanon war' maddesinde belirtildiğine göre en az 5 (azami 20) merkava tankı tamir edilemeyecek şekilde hasar görmüş. 22 tankın zırhı delinmiş, 52'siyse çeşitli hasarlara uğramış. 2 önceki yazıda verilen şu bağlantıda ki TOW ile vurulan T-90 tankı ise bu kadar şanslı değildi anlaşılan. https://www.washingtonpost.com/news/checkpoint/wp/2016/03/28/heres-what-an-advanced-russian-tank-looks-like-after-getting-hit-with-a-u-s-made-missile/ tanktan dumanlar çıkarken mürettebattan bir kişinin tankı terkettiği görülüyor. diğerlerinin akıbetinin ne olduğu meçhul iken tankın en azından iş göremeyeceği ciddi bir tamir görmesi gerektiği aşikar. kısaca bizimkilerin verilmiş sadakaları varmış.
uygur

Adsız dedi ki...

Nasıl bir cehalet Heron'lar Batman'da yatıyor diyebilir? Heronları aktif olarak kullanıyoruz, şuan vurulan her pkk hedefi heronlar sayesinde ve keşif görevleri sonucunda... Saçma sapan ve bilgi zerresi içermeyen kahve muhabbettinizi lütfen gidin başka yerde yapın...

Adsız dedi ki...

IŞID'e 32 kayıp verirme meselesi gerçekten ilginç. 3-4 kişilik bir timin yapacağı bir iş için neden bu kadar eleman göndersinler diye bende düşündüm. ama haberin şu kısmı eksik; bu 32 kişinin hepsi atışın yapıldığı yer ve yakınında mıydı? muhtemelen atışı motosikletlerle gelen 3-4 kişilik bir tim yaptı. fakat başika kampının 2-2.5 km kadar yakınına girildiği için ekibin geri kalanı o timi koruma, çevre güvenliğini sağlama maksadıyla mesela 500m ötede ilgili caddenin, sokağın girişlerinde konuşlanmış olabilir. tüm bu konuşlanma, hareketlilikte belki 15 dk içerisinde olmuş olabilir. tabii benim bu yaptığım belki sadece senaryo yazımı veya karinelere bakıp parçaları hüznüzanla birleştirme çabası.uygur

Kartal34 dedi ki...

Bir tankçı subay olarak yazınızdan dolayı sizi tebrik ederim. Mükemmel bir yazı olmuş. Çok ciddi bir sorunun önünü açmışsınız.