25 Mart 2044 Cuma
Geçtiğimiz Cuma günü Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) altyüklenicisi firma tarafından, İran’ın Hazar Denizi kıyısındaki Mahmudabad kenti yakınlarındaki hava savunma merkezine düzenlenen başarısız hava saldırısı, taktik harekât ihtiyaçlarında hizmet tedariği (outsourcing) uygulamaları ile ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Yüklenici firma olan Shangai Strategic Services (SSS), 2039 Eylül ayında imzalanan sözleşme uyarınca, Türk Hava Kuvvetleri’nin (HvKK) 5 yıl süre ile düşman hava savunma sistemlerinin bastırılması (SEAD; Suppression of Enemy Air Defence) ve imhası (DEAD; Destruction of Enemy Air Defence) görev ihtiyaçlarının tek tedarikçisi olarak belirlenmişti. Firmanın personel kaynağının önemli kısmını, Malakka Boğazı Çatışması’nda görev almış eski Çin hava ve deniz kuvvetleri personeli oluşturmakta; dolayısıyla insan kaynağının tecrübe ve yetkinlik açısından kayda değer bir zafiyetinin olmaması beklenir. Firmanın Türkiye hizmetlerine tahsis ettiği sistemler ise CH-12 insansız saldırı uçak sistemi ile J-22 çok rollü savaş uçaklarından oluşuyor. Her ne kadar hem SSS hem de HvKK kaynakları, bu sistemlerin HvKK’nin stratejik muhabere ve komuta kontrol ağı ile entegrasyonunda bir sorun olmadığını savunsa da, eldeki veriler, saldırının başarısızlığının ardındaki ana etken olarak eşgüdüm eksikliğine işaret etmekte. Ve ne yazık ki bu eşgüdüm sorunu, taktik harekat hizmet alım tedarik süreçlerine ilişkin yapısal bir sorundan kaynaklanıyor.
Söz konusu sorunu analiz etmek için öncelikle geçtiğimiz Çarşamba günü Mahmudabad’da neler yaşandı, kısaca inceleyelim:
Geçtiğimiz Cuma günü Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) altyüklenicisi firma tarafından, İran’ın Hazar Denizi kıyısındaki Mahmudabad kenti yakınlarındaki hava savunma merkezine düzenlenen başarısız hava saldırısı, taktik harekât ihtiyaçlarında hizmet tedariği (outsourcing) uygulamaları ile ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Yüklenici firma olan Shangai Strategic Services (SSS), 2039 Eylül ayında imzalanan sözleşme uyarınca, Türk Hava Kuvvetleri’nin (HvKK) 5 yıl süre ile düşman hava savunma sistemlerinin bastırılması (SEAD; Suppression of Enemy Air Defence) ve imhası (DEAD; Destruction of Enemy Air Defence) görev ihtiyaçlarının tek tedarikçisi olarak belirlenmişti. Firmanın personel kaynağının önemli kısmını, Malakka Boğazı Çatışması’nda görev almış eski Çin hava ve deniz kuvvetleri personeli oluşturmakta; dolayısıyla insan kaynağının tecrübe ve yetkinlik açısından kayda değer bir zafiyetinin olmaması beklenir. Firmanın Türkiye hizmetlerine tahsis ettiği sistemler ise CH-12 insansız saldırı uçak sistemi ile J-22 çok rollü savaş uçaklarından oluşuyor. Her ne kadar hem SSS hem de HvKK kaynakları, bu sistemlerin HvKK’nin stratejik muhabere ve komuta kontrol ağı ile entegrasyonunda bir sorun olmadığını savunsa da, eldeki veriler, saldırının başarısızlığının ardındaki ana etken olarak eşgüdüm eksikliğine işaret etmekte. Ve ne yazık ki bu eşgüdüm sorunu, taktik harekat hizmet alım tedarik süreçlerine ilişkin yapısal bir sorundan kaynaklanıyor.
Söz konusu sorunu analiz etmek için öncelikle geçtiğimiz Çarşamba günü Mahmudabad’da neler yaşandı, kısaca inceleyelim: