31/12/2023

Başlıksız

Eser: Istanbul Bosphorus Bridge
Sveta Makarenko
13. yüzyılda yönetim biçimi olarak cumhuriyeti benimseyen ve halen yürürlükteki anayasası 1600 yılında yazılan San Marino'nun dünyadaki en eski anayasal cumhuriyet olduğu kabul ediliyor. San Marino istisnası dışındaki en eski cumhuriyetlerin çoğu bu sisteme 19. yüzyılda geçmiş.

Bu da 29 Ekim 2023 günü 100. yaşını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti'ni, "orta yaşlı" olmasa bile gayet "yetişkin" bir cumhuriyet yapar.

Bu 100 yılın 43'ünde Cumhuriyet'in havasından, suyundan ve ekmeğinden ben de nasiplendim. Hep naçizane gurur duyduğum bir tevafuk, ben de bir 29 Ekim günü doğdum. 29 Ekim 2023 günü kendimin, ülkemin, dünyanın nerede olacağına dair pek çok düşünce, hayal, tahmin kurdum ve bozdum yıllarca. Düşündüklerimin çoğu gerçekleşmedi, gerçekleşenlerin çoğunu düşünmemiştim, her üçü için de. Fakat zaman tam olarak böyle bir şey; hazır olsanız da olmasanız da, isteseniz de istemeseniz de önünüze kendi gerçekliklerini getiriyor.

100 yılda Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin, devletin ve milletin neleri başarıp neleri başaramadığının muhasebesini yapacak değilim. Akademik ve entelektüel birikimimi fazlasıyla aşması bir yana, tüm okumalarıma rağmen Cumhuriyet'in köklerini, Kurtuluş Savaşı'nı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün nasıl liderlik ettiğini ve süreci yönettiğini, Cumhuriyet'in kurulduğu dönemdeki iç ve dış koşulları hala tam olarak idrak edebildiğimi düşünmüyorum. Kazdıkça yeni bilgi, yeni dersler çıkıyor çünkü.

Bununla birlikte, geride kalan 100 yılda Türkiye'nin toplumsal ve siyasal düzlemlerde tutum, tavır ve düşüncelerini şekillendiren bazı özelliklerinden bahsetmek isterim. Bireysel, toplumsal ve siyasal düzlemlerde yaptıklarımızı ve yaşadıklarımızı şekillendiren bu hasletler, muhtemeldir ki önümüzdeki 100 yılda da yapacaklarımızı ve yaşayacaklarımızı belirleyecek.

Tümevarımın ve genellemenin tuzaklarına düşmemeye çalışarak, çok daha bilimsel ve nesnel sosyolojik, siyasi analizlerin yapılabileceğini de hatırlatarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milleti ile duruşunu, düşünce ve tavırlarını belirleyen üç ana unsur olduğunu iddia ediyorum. Bunları "Türkiye-merkezlilik", "köprü kimliği" ve "tepkisellik" olarak sıralıyorum.

Türkiye-merkezlilik: Totolojinin sınırlarında gezme pahasına, bu olguyu şu şekilde tarif etmeye çalışabilirim: Dünyada ya da çevremizde gerçekleşen her olayı, her eylem ve söylemi, bir numaralı hedef ya da ana nesnesi Türkiye olacak şekilde anlamaya, açıklamaya çalışmak; düşünce, eylem ve hareket tarzını bu doğrultuda belirlemek. Elbette ülkenin ve devletin çıkarlarını, güvenliğini ve geleceğini güvence altına almak ve geliştirmek için olayları Türkiye'yi ilgilendiren boyutları ile ele almak, bu şekilde tartışmak ve değerlendirmek gerekir. Ancak dünyayı, ölçüsünden fazla şekilde Türkiye merkezli görmeye çalışmak, toplumun ve devletin içine kapalı, her daim endişeli ve hatta katatonik bir yapıda kalmasına neden olabilir.

Köprü: Coğrafi olarak doğu ile batının, kuzey ile güneyin geçiş yolları üzerinde bulunan bir ülkenin, devleti ve milleti ile psikolojisi, davranış ve tutumlarında köprü psikolojisinin egemen olması, doğal bir sonuç. Ancak burada kanımca önemli bir sorun var: Köprü, edilgen bir nesne; kullanılan bir araç. Köprüyü kullanarak bir yerden bir yere ulaşırsınız; köprü olmazsa yolunuz uzar belki, en fazla daha fazla efor sarfedersiniz. O halde köprünün yapması gereken, yolcuyu kendine çekmek için albenisi olması lazım. Ama yolu ne kadar kısalttığından ve ne kadar sağlam, dayanıklı olduğundan başka önerebileceği pek bir şey yoktur köprünün. Konumunun ve nasıl inşa edildiğinin dışında bir hasleti olmasına gerek yoktur. 

Tepkisellik: Savunma reflekslerinin her zaman ön planda olması ya da edilgenlik olarak da tarif edilebilir. Devamlı surette çevresindeki gelişmelere karşı tepki geliştiren, statükoyu, mevcut durumu korumak için çaba gösteren ve kendi konfor alanının devamlılığını sağlamaya çalışan bir düşünce ve eylem yapısı bu. ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgali ve sonraki yıllarda yaşanan gelişmeler, uluslararası sistemde meydana gelen yarılmalar bu haleti ruhiyenin daha da gelişmesine sebep oldu diye düşünüyorum.

Gerek içeride, gerekse dışarıda olayları, aktörleri ve sistemi algılama, yorumlama ve bunlara dair kararlar alma şeklimizi, bu üç temel özelliğin bileşimi şekillendiriyor diye düşünüyorum. Geride kalan 100 yıl içinde küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde tüm sınamalar, risk ve krizlerde bu şekilde davrandık. Çok daha zor siyasi, ekonomik, sosyal ve askeri sınamalar var önümüzde. İkinci yüzyılda hikayemizin ne olacağını, bu üç özelliği nasıl kullanacağımız, yanlarına yenilerini ekleyip eklemeyeceğimiz, nelerden nasıl dersler alacağımız belirleyecek.

Kendi adıma önemli dersler aldığım, önemli kararlar verdiğim bir yıl oldu 2023. Siyah Gri Beyaz okuruna ve ülkeme de aldığı ve alacağı derslerden olumlu sonuçlar üretebileceği bir yıl diliyorum.

22/12/2023

Uzmanlar ve Uzmanlık

Son yıllarda terör eylemleri, çatışma ve savaşlar ile uluslararası krizlerin meydana gelme sıklığında ve boyutunda büyük artış oldu. Bunların çoğu da Türkiye'nin yakın coğrafyasına yaşandı. Benzer şekilde Türkiye'de de son 10 - 15 yıllık süreçte iç güvenlik, siyaset ve ekonomi alanlarında çok sayıda kriz, dönüm noktası ya da travmatik olay yaşandı, yaşanıyor. İlaveten iç ve dış siyaset arasındaki sınırlar iyice muğlaklaştı: İç siyaset, başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda ve sektörde izlenen politikalar ile ticari faaliyetlerde uluslararası ilişkilerin ve dış siyasetin etki gücü hissedilir derecede arttı.

Tüm bu etkenler, karar alıcı ve uygulayıcılar kadar sıradan vatandaşların da yoğun bir "son dakika gelişmesi" bombardımanı altında kalması sonucunu doğurdu. Türkiye zaten ezelden beridir uzay - zaman eğrisini bükecek bir gündem yoğunluğuna sahip bir ülke, bu yeni bir şey değil. Ancak son yıllarda sanki biraz daha da koyulaştı ülke gündemi.

Bu sürecin en doğal ve en belirgin yansıması da gündemi yorumlayan, açıklayan, tartışan uzmanların basın - yayın organlarında, internette görünürlüklerinin artması oldu. İstisnasız her akşam haber kanallarında her biri birkaç saat süren tartışma programlarına uzman sıfatı ile katılan kişiler, Rusya - Ukrayna Savaşı'ndan iç siyasete, Ortadoğu'daki krizlerden savunma sanayiindeki projelere pek çok konuyu, ellerindeki uzun çubuklarla büyük ekranlara yansıtılan görüntüler önünde izah eder oldu. Gerek televizyondaki bu tür programlarda gerekse basılı yayınlar ve sosyal medyada yer alan bu analist ve yorumcuların, ele aldıkları konulara dair deneyim ve yetkinlikleri ile verdikleri bilgilerin doğruluğunun çoğunlukla, en hafif tabiriyle "sakat" olduğunu görüyoruz. Nitekim bu nedenle kendilerini zaman zaman gülünç duruma düşürmeleri, ellerinde tuttukları uzun çubuklardan mülhem, "oklavalılar" olarak anılmalarına neden oldu.

O halde şu soruları sorabiliriz: Bu oklavalılar, ne işe yarıyor? Pek çoğu uzmanlık alanları içine girmeyen konularda bile nasıl ve neden kamuoyunu yönlendirebilecek görüşler belirtebiliyorlar? Ve belki de en önemli ve en zor soru: Nasıl uzman olunur?

08/12/2023

T-72 Dünyanın En İyi Tankıdır

Gereğinden fazla iddialı ve hatta kışkırtıcı bir başlığa sahip bu yazının amacı, T-72'nin neden ve hangi gerekçelerle dünyanın en iyi ana muharebe tankı olduğunu savunmak değil. Seri üretimine 1960'ların sonunda başlanan, pek çok iyileştirme ve güncelleme ile halen farklı modelleri dünyadaki pek çok ülke ordusunda ve silahlı gruplar tarafından kullanılan bir tank T-72. 1970'lerden bu yana dünyadaki savaş ve çatışmaların birkaç istisna hariç tamamında kullanıldı. Hasım ülkelerin tanklarına, özellikle Batılı muadillerine karşı savaş alanında etkileyici bir performans sergilemiş olduğu iddia edilemez.

Bununla birlikte, 25 binden fazla üretilmiş T-72'nin, halen devam eden Rusya - Ukrayna Savaşı'yla birlikte yeniden alevlenmiş, nitelik ve nicelik arasındaki dengeye dair tartışmalara katkı sağlamak için güzel bir araç olduğunu düşündüm. Bu yazının başlığının esas amacı da zaten T-72'nin diğer tanklarla kıyaslamasını yapmak ama genel geçer kıstaslar üzerinden değil.


15/11/2023

Silahlar ve Tereyağı Podcast - Bölüm 65

Silahlar ve Tereyağı podcast'in altmışbeşinci bölümünde imalat teknolojileri ve endüstriyel dokudaki dönüşüm, sanayi ve teknoloji politikalarındaki değişim, Türkiye açısından riskler ve fırsatları konuştuk.


21/10/2023

Silahlar ve Tereyağı Podcast - Bölüm 64

Silahlar ve Tereyağı podcast'in altmışdördüncü bölümünde HAMAS'ın İsrail'e yönelik 7 Ekim saldırısı, HAMAS - İsrail savaşının geçmişi, İsrail'in Gazze'ye bombardımanı ve savaşın olası etkilerini konuştuk.


12/10/2023

26/09/2023

31/08/2023

01/08/2023

Silahlar ve Tereyağı Podcast - Bölüm 63

Silahlar ve Tereyağı podcast'in altmışüçüncü bölümünde IDEF 2023 savunma teknolojileri fuarı izlenimleri, Türk savunma sanayiinin durumu ve gidişatını konuştuk.


18/07/2023

Silahlar ve Tereyağı Podcast - Bölüm 62

Silahlar ve Tereyağı podcast'in altmışikinci bölümünde Avrupa'nın sanayi ve teknoloji kapasitesinin içinden geçtiği süreç, dünyadaki yarılmalar, Türkiye'nin önündeki fırsatları konuştuk.


04/07/2023

Alıntı ve Yeniden Yayımlama Hakkında Zorunlu Açıklama

Savunma ve Havacılık dergisine abone olduğum 1994 yılını, savunma ve havacılık alanındaki araştırmacılık kariyerimin başlangıcı olarak kabul ediyorum. Zira o tarihte yalnızca Savunma ve Havacılık ve diğer dergileri düzenli takip etmeye başlamadım aynı zamanda notlar alıp çapraz okumalar yaparak ilgimi çeken bu konularda kendimce araştırmalar yapmaya başladım.

Geride kalan yaklaşık 30 yıllık süre içinde gerçekten öğrendiğim tek şey, bilginin paylaşarak çoğaldığıdır. Emeğe, emek sahibine saygı çerçevesinde paylaşılan bilgi, taşın üstüne konan taş misali, büyür ve gelişir. İçeriği ne olursa olsun. Üreticisi kim olursa olsun; sıfatı, ünvanı, geçmişi, kurumu önemli değil.

Bu girişi şunun için yaptım:

Bir süredir bazı internet siteleri, sosyal medya sayfaları ve içerik paylaşılan ortamlarda Siyah Gri Beyaz'da yayımladığım içeriklerin alıntı ve adil kullanım sınırlarını aşacak şekilde kullanıldığını, hatta yazılarımın kaynak belirtmeksizin kısmen veya tamamen yeniden yayımlandığını görüyorum. Malesef bu tür intihal ve yeniden yayımlama vakaları son yıllarda giderek artmış durumda.

Siyah Gri Beyaz sitesindeki tüm içerik, iyi niyet, emeğe ve emek sahibine saygı kaideleri ve etik prensipler doğrultusunda ve hiçbir maddi karşılık olmaksızın araştırmacıların, meraklıların ve dahi tüm kullanıcıların istifadesine açıktır. Bugüne kadar Siyah Gri Beyaz sitesinde yayımladığım yazılar pek çok içerik üreticisi, web sitesi, haber organı ve akademisyen tarafından haber, video, yazı, tez ve benzeri çalışmalarında, bu ilke ve esaslar doğrultusunda kullanılmıştır. Benimle irtibat kuran mesleği, konumu, kurumu ne olursa olsun tüm kişilerle gerek yazılarımı gerek naçizane bilgi ve görüşlerimi de yine bu esaslar çerçevesinde, hiçbir maddi ya da manevi menfaat beklemeksizin ya da talep etmeksizin paylaşmaktayım. Bu duruşumda da hiçbir değişiklik yoktur.

Ancak Siyah Gri Beyaz'daki içeriği kendi çalışmasında kullanmak isteyen içerik üreticileri ve basın mensuplarından bir ricam var:

  • Lütfen, "Kullanım Koşulları" sayfasını dikkatle inceleyiniz.
  • Siyah Gri Beyaz sitesindeki yazılardan, yazının %20 kadarlık bölümüne kadar bir kısmı, adım ve yazının aktif linkini paylaşmak şartı ile alıntılayabilirsiniz.
  • Siyah Gri Beyaz sitesinde yayımladığım herhangi bir içeriği "yeniden yayımlama" yapmayınız. Yazılı ve açık iznim olmaksızın Siyah Gri Beyaz'daki bir yazının %20'lik kısmından fazlasını veya tamamını alıntılamayınız, yeniden yayımlamayınız.
  • Siyah Gri Beyaz'daki yazıları, aktif linkleri paylaşmak suretiyle internet siteleri ve sosyal medya kanallarında yayabilirsiniz.

Bilgi, paylaşıldıkça büyür. Emeğe ve emek sahibine saygı ise bunun ön şartıdır.

İntihal, bilgi ve emek hırsızlığı malesef akademik, profesyonel ve toplumsal hayatımızın tüm katmanlarında her gün -hatta giderek artan şekilde- tanık olduğumuz bir sorun. İntihal, yalnızca akademik dünya ya da akademik araştırmalarla ilgili bir kavram değildir. Emeğe ve emek sahibine saygı ile ilgili bir kavramdır. Bir kişinin, başka bir kişinin emeği ile oluşturduğu içeriği, sahibine atıf yapmaksızın kendi bilgi ya da görüşü gibi sunması, paylaşması hem etik ve ahlaki olarak, hem de hukuki olarak suçtur.

Naif değilim. Bu sorunun çözülmeyeceğinin, sık sık intihal vakalarıyla muhatap olacağımın farkındayım.

Ancak emeğimin çalınmasına ya da kötü niyetle kullanılmasına da asla sessiz kalmam. Bu, aynı zamanda Siyah Gri Beyaz okuruna karşı da sorumluluğumdur.

29/06/2023

Savunma ve Havacılık Sanayii 2022 Performans Raporu ve Bazı Değerlendirmeler

Yeni Zelanda'daki Skippers Canyon yolu
Fotoğraf: Dean Purcell

Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD), 2022 Performans Raporu'nu yayımladı.

Toplam 276 üyesi olan derneğin bu yılki raporuna 104 üye veri ile katkı sağlamış. Raporun sunuş yazısında SASAD Yönetim Kurulu Başkanı Osman Okyay'ın işaret ettiği üzere, sektör COVID-19 pandemisinin etkilerini atlatarak 2021 yılındaki yükseliş ivmesini devam ettirmiş görünüyor: Toplam ciro ve ihracat gelirlerinde dikkat çekici artışlar var. Ayrıca ürün ve teknoloji geliştirme harcamaları da büyük ölçüde artmış. Bu özellikle sevindirici, zira sektörün alt sistemden bileşene ve teknolojiye inecek şekilde yerlileştirmeye daha da odaklandığını gösteriyor.

Okyay, Rusya - Ukrayna Savaşı'nın ve Asya - Pasifik'teki jeopolitik gelişmelerin yeni ihracat fırsatları yarattığını vurgulayarak, çift kullanımlı ("dual use") teknolojilere, çözüm ve kabiliyet portföyünü genişletmek üzere yoğunlaşılmasına dikkat çekmiş.

Bu iki konu, Türk savunma sanayiinin önümüzdeki süreçte ana sınavlarından olacak gibi görünüyor.

07/06/2023

06/05/2023

Silahlar ve Tereyağı Podcast - Bölüm 61

Silahlar ve Tereyağı podcast'in altmışbirinci bölümünde Dünyada ve Türkiye'de yürütülen yeni nesil muharip hava platform projeleri, teknolojik, askeri ve siyasi etkileri, sundukları kabiliyetler, içerdikleri zorlukları konuştuk.


29/04/2023

Siyah Gri Beyaz 18 Yaşında

Eser: Opus 217
Paul Signac

Bilim-kurgu yazarı Isaac Asimov'un yakın arkadaşı Arthur Obermayer'in aktardığı ve MIT Technology Review'da yayınlanan "How Do People Get New Ideas?" ("İnsanlar Yeni Fikirleri Nasıl Bulur?") başlıklı bir makalede Asimov, yaratıcı düşünmenin ve yenilikçi fikirler bulmanın bazı ön şartlarını sıralar.

Makalenin yazılış öyküsü bir hayli ilginç: 1959 yılında Obermayer'in çalıştığı MIT bünyesindeki Allied Research Associates şirketi, DARPA'nın öncülü olan Advanced Research Projects Agency (ARPA) tarafından, nükleer silahlara karşı savunma tedbirleri geliştirme projesi alır. Üzerinde çalıştıkları pek çok yöntem ve tekniğin yetersiz kalacağının anlaşılması üzerine, sıradışı fikirler edinebilmek için farklı branşlardan insanları işe almaya karar verirler. Obermayer şirket yönetimine yakın arkadaşı Asimov'u önerir.

Projeye katılan Asimov, kısa süre sonra gizli belge ve bilgilere erişiminin yaratıcılığını ve özgür düşünmesini kısıtlayacağı için ayrılma kararı alır. Ancak ayrılmadan önce proje ekibi için bu makaleyi kaleme alır: Projeye tek katkısı bu kısa makaledir.

Birey ve ekip bazında yaratıcılığın koşullarının sıralandığı yazıda, en çok dikkatimi çeken konulardan biri, "noktaları birleştirme" idi. Burada Asimov, belli bir konuda yeni bir fikir oluşturmanın esasen mevcut bilgilerin farklı şekillerde birbirlerine bağlanması olduğunu, bunu yapmak için çalışılan alanda yetkinlik kadar, "noktaları birleştirme" yeteneğinin de gerektiğini belirtir.

Ancak noktaları birleştirirken, belli bir cesaret ve özgüven de gereklidir. Daha önce düşünülmemiş olanı kurcalamak, cüret gerektirir. Ayrıca ortaya çıkacak yeni fikir çoğunlukla mevcut kalıp, bilgi ve kanaate ters olacaktır. Kurulu düzene, otoriteye ya da ortak akla aykırı görünen bu fikri savunmak, fikir sahibi için kolay olmayacaktır.

Siyah Gri Beyaz ile geride kalan 18 yıla baktığımda bazı noktaları birleştirdiğimi, bazılarını beceremediğimi görüyorum. Pek çok veri ve fikir ile oynayıp, dev bir aşure kazanında karıştırmışım gibi. Tadı daha tam olmadı muhtemelen. Ne zaman olur, bilemem.

Bu süreçte bana eşlik eden sadık okura teşekkürlerimi sunuyorum.

27/04/2023

Rusya: Dün, Bugün ve Yarın


Prof. Dr. Mitat Çelikpala ve Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan editörlüğünde hazırlanan ve "2014 Sonrası Rusya Federasyonu'nun Savunma ve Güvenlik Politikalarındaki Değişim" bölümünü kaleme aldığım "Rusya: Dün, Bugün ve Yarın" kitabı, A7 Kitap tarafından yayımlandı.



22/04/2023

TFX Projesi: Ne? Ne İçin? Nasıl? - 5

Milli Muharip Uçak (MMU), 16.03.2023 tarihinde motorlarını çalıştırarak kendi gücü ile piste çıktı ve bir süre ilerledi. Böylelikle projede taksi denemeleri başlamış ve projede büyük bir dönüm noktası aşılmış oldu. Bundan sonraki aşamalar, hangardan çıkış (roll-out) ve ilk uçuş olacak. 2026-2027 arası olarak belirlenmiş ilk uçuş tarihi önce 2025, sonra 2024'e çekilmiş, en son da TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil tarafından 2023 sonu olarak açıklanmıştı.

MMU'yu aslında bir "proje" değil bir "program" olarak değerlendirmek gerekiyor. Kabaca ifade etmek gerekirse, program bir projeler bütünüdür. Hedeflenen amaçlar doğrultusunda tasarlanan ve yönetilen projeler bütünü, programı oluşturur. Bu bakımdan MMU programının, bir çok projeden (ve onları meydana getiren alt projelerden) oluştuğunu ifade edebiliriz. Hatta MMU programının bileşenlerinden birinin, prototipi 16 Mart günü motorlarını çalıştırmış uçak olduğunu da iddia etmek mümkün.

Daha yalın bir ifade ile, MMU programını, yalnızca yeni nesil bir savaş uçağı geliştirme işi olarak ele almamak gerek. Benim bakış açıma göre MMU, MMU(askeri), MMU(sınai) ve MMU(siyasi) olmak üzere üç ana projeden oluşan bir program.


04/04/2023

Savunma Sanayiinde İhracat ve İş Geliştirme

Savunma Sanayii Araştırmaları Merkezi (SASAM) tarafından 20 Mart Pazartesi günü Teknopark Ankara’da düzenlenen Savunma Sanayii Medya Zirvesi'nde yaptığım "Savunma Sanayiinde İhracat ve İş Geliştirme" başlıklı konuşma.






05/03/2023

İlk 72 Saat

6 Şubat 2023 günü saat 0417'de merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan 7.8 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki 10 ili kapsayan geniş bir alanda ağır yıkıcı etkisi olan bu depremi, aynı gün 1324'te yine Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesi merkezli 7.7 şiddetindeki ikinci bir deprem takip etti. Bu ikinci deprem, afetin sebep olduğu can kaybı ve yıkımı büyük ölçüde artırdı.

Bölgedeki ağır kış şartları, yıkımın geniş bir alanda, karayolları da dahil olarak gerçekleşmesi ve arama - kurtarma faaliyetlerindeki koordinasyon noksanlığı can kaybı sayısının yükselmesine neden oldu. 10 ilde 13.5 milyon kişiyi doğrudan etkileyen depremde, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 1 Mart günü yapılan açıklamaya göre can kaybı 45 bin 89. Depremden kuzey kesimleri etkilenen Suriye'de ise en az 6 bin kişi hayatını kaybetti; patlak veren kolera salgını ise 1 Mart itibariyle 22 can almış durumda.

Depremin neden olduğu yıkımı, acıyı anlayabilmem, bu afetten etkilenmiş herhangi bir kişi ile empati dahi yapabilmem mümkün değil. Bu afeti ve sebep olduklarını anlatmaya yetecek yazı, görüntü, ağıt, türkü yok. Pek çok aile ve dahi sülale, tüm fertleriyle birlikte göçtü gitti. Basına, ekranlara yansıyan görüntüler, yaşananların azını dahi anlatmaya yeterli değil. Velev ki yetsinler, bu kadar büyük bir kahrı kavrayabilmek imkansız.

İşte burada "ne yapılabilirdi", "ne yapılmadı", "neden yapılmadı", "neden böyle oldu" gibi sorular da anlamını yitiriyor. Bunlar, felaketten önceye dair sorular çünkü; "ya olursa" sorusu ile açılacak tartışmalarda zikredilmeleri gereken türden. Peki, "bundan sonra ne yapılabilir" sorusu?

O daha anlamlı ve gerekli. Yaşamamızın bir olasılık değil zaman meselesi olduğu bir sonraki afeti, daha az acı ile atlatmak için.

05/02/2023

Türk Deniz Kuvvetlerinin Firkateyn İhtiyacı, Alternatifler ve Tip 23

Kaner Kurt'un youtube kanalındaki 03.02.2023 tarihli yayına Kozan Selçuk Erkan ile birlikte katılarak Türk Deniz Kuvvetlerinin firkateyn ihtiyacı, gündeme gelen İngiltere'den Tip 23 alım iddiaları ve alternatifler ile ilgili görüş ve değerlendirmelerimi paylaştım.


 



04/02/2023

01/02/2023

İngiltere'den Tip 23 Sınıfı Firkateyn Alım İddiaları

Ocak ayı içinde Türkiye ile İngiltere arasında Tip 23 sınıfı firkateynler ile ilgili görüşmelerin yürütüldüğüne dair haberler, yerli savunma basınına yansımış ve akabinde hararetli bir tartışma başlamıştır.[1] Yerli savaş gemisi geliştirme ve inşa projelerini büyük bir başarıyla yürüten Türkiye ile ilgili bu haber şaşkınlıkla karşılanmıştır.[2]

Konu ile ilgili değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşan emekli amiraller Cem Gürdeniz, böyle bir alıma kesin bir şekilde karşı çıkarken[3], Cihat Yaycı ise acil ihtiyaç perspektifinden olumlu görüş beyan etmiştir.[4]

Konu ile ilgili olarak 24 Ocak günü bir soruya yanıt veren Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Somutlaşmış, kesinleşmiş bir şey söz konusu değil. Bizim İngiltere Savunma Bakanı Sayın Wallace ile ikili ilişkilerimiz, NATO kapsamında temaslarımız var. Son Londra ziyaretimiz de bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz bir ziyaretti.” Şeklinde konuşmuştur.[5]

Dikkat çekici bir şekilde, Middle East Eye adlı haber sitesinde 20 Ocak günü Türkiye’nin İngiltere ile yalnızca Tip 23 sınıfı gemiler için değil, aynı zamanda Typhoon savaş uçakları, C-130J nakliye uçakları ve M60 ana muharebe tankları için motorları kapsayan, mali boyutu USD10 milyarı aşan bir paket üzerinde görüşme yürüttüğüne dair bir haber yayımlanmıştır.

Konunun kapsam ve ayrıntılarına dair başkaca bir bilgi, belge ya da açıklama mevcut değildir. Ancak bu satırların yazarı, böyle bir olasılığın dahi gündeme gelebilmiş olmasından dolayı son derece rahatsızdır.

İngiltere’den ya da başka bir ülkeden savaş gemisi ithali, Türkiye’nin yerli ve milli askeri gemi inşa sanayiine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin harekât bağımsızlığına ve Türk Deniz Kuvvetlerinin kabiliyetlerine büyük zarar verme riski taşımaktadır.

21/01/2023

Silahlar ve Tereyağı Podcast - Bölüm 60

Silahlar ve Tereyağı podcast'in altmışıncı bölümünde Dr. Kaan Kutlu Ataç ile birlikte Asya - Pasifik bölgesinde değişen dengeler ve kırılan jeopolitik fay hatları, Japonya'nın yeni dış siyaseti, savunma ve güvenlik politikalarını konuştuk.


14/01/2023

Türkmeneli TV - Ortadoğu Gündemi Programı

Türkmeneli TV'de Bilgay Duman ve Oytun Orhan'ın sunduğu Ortadoğu Gündemi programına konuk olarak Türk savunma sanayiinin gelişim süreci ve son durumu hakkında konuştum.


08/01/2023

Silahlar ve Tereyağı Podcast - Bölüm 59

Silahlar ve Tereyağı podcast'in ellidokuzuncu bölümünde SAHA Expo 2022 fuarı gözlemleri ve Türk savunma sanayiinde KOBİ'lerin konumu, KOBİ'lere yönelik fırsat ve tehditleri konuştuk.


07/01/2023