27/08/2010

(En Azından Kağıt Üstünde) İlk Türk Hafif Nakliye Uçağı: TC-111

Ahmet Kayalı, Ucuyorum.com sitesinde, havacılık tarihimizde sayısı bol miktarda bulunan gerçekleşmemiş üretim projelerinden  bir başkasını gündeme getirdi.

Söz konusu proje, 1970'lerin ortalarında gündeme gelen, STOL kabiliyetli hafif nakliye uçağı, TC-111.


Türk Hava Kuvvetleri'nin Hafif Nakliye Uçağı İhtiyacı

Kıbrıs'ta 1960'ların ilk yarısından itibaren artan kriz ve Rumlar'ın adadaki Türkler'e yönelttiği vahşet politikası, Türkiye'nin garantörlük haklarını kullanarak müdahalede bulunmasını zaruri kıldı. Ancak Türkiye'nin, yanıbaşındaki bir adaya askeri müdahalede bulunacak ve asayişi sağlamaya yetecek kuvveti nakledecek imkanı bulunmuyordu. Bu yüzden yoğun bir tedarik ve modernizasyon programı ile genel maksat helikopterleri, nakliye uçakları ve çıkarma gemileri inşa ve tedarik edildi, kuvvet aktarımı kabiliyeti artırıldı.

Kıbrıs Barış Harekâtı, Türk Hava Kuvvetleri'nin (HvKK) bölgedeki kriz noktalarına hızlı kuvvet aktarımı ile ayrıca keşif, gözetleme ve haritalama yeteneklerinin en üst seviyede olması gerekliliğini gösterdi. Bu görevler için de, bozuk ve kısa pistlerden iniş kalkış yapma kabiliyetine sahip, paraşüt ve hava indirme harekâtlarına uygun şekilde tasarlanmış, tedarik, işletme ve idame maliyeti düşük ve bakım onarımı kolay bir nakliye uçağı gerekmekteydi. 

Bu doğrultuda HvKK, 1973 yılında başlayan "Kendi Uçağını Kendin Yap" ulusal kampanyasının da gücü ile, anılan ihtiyaçları karşılayabilecek bir hafif nakliye uçağının Türkiye'de üretimi için çalışmalara başladı. Proje için çalışmaya başlayan HvKK, ortak üretim için bir program başlattı . Değerlendirilen seçenekler arasında, Alman Air Metal firması ve bu firmanın tasarımı olan AM-C 111 STOL (Short Take off & Landing; Kısa Kalkış ve İniş) hafif nakliye uçağı öne çıktı.

Air Metal

Air Metal, işadamı Wolfgang Grabowski tarafından 1964 yılında bir hafif uçak bakım onarım şirketi olarak, Münih yakınlarındaki Landshut'ta kuruldu. Yaklaşık 9 sene uçak bakım onarımı alanında faaliyet gösteren şirket, 1973 yılında çıtayı yükselterek hafif nakliye uçağı tasarım çalışmalarına başladı. Şirketin,  AM-B ve AM-C olarak sınıflandırdığı bu uçakların ortak özelliği kısa kalkış ve iniş kabiliyetini haiz olmaları ve hafif-orta sınıfta, hem askeri hem de sivil görevler için kullanılabilmeleri idi. Münih'teki merkez ofis ve Landshut'taki atölyede toplam ortalama 40 - 45 çalışana sahip olan şirket, tüm yeni uçak projelerini, başta Grabowski olmak üzere hissedarların katkıları ve kendi özkaynakları ile finanse etti.
 
Air Metal'in STOL kabiliyetli olarak geliştirdiği AM-C 111, 2 adet Pratt & Whitney PT-6 turboprop motora sahip çok amaçlı bir hafif nakliye uçağı. Air Metal'in tasarımına 1972 - 1973 dolaylarında başladığı uçağın ilk prototipinin Haziran 1976'da ilk uçuşunu gerçekleştirilmesi planlanmıştı. Öncelikle bölgesel kısa mesafeli yolcu taşıma pazarı hedeflenerek geliştirilen uçağın parçalarının üretimi için ABD, Kanada, İngiltere ve İtalya'daki çeşitli üreticilerle ortaklık görüşmeleri gerçekleştirilmişti.

Air Metal'in, projenin başından itibaren amacı, AM-C 111 için FAA-25 sertifikasını aldıktan sonra üretim için bir ortak bulmaktı. Bu yüzden de sivil ve askeri pazardaki muhtemel müşterilerle temaslara başlandı. Hafif nakliye uçağı ihtiyacı aynı dönemde gündeme gelen Türkiye ile firmanın yolu da işte bu şekilde kesişti.

Air Metal ile Görüşmeler: Kayseri'ye Uçak Fabrikası

AM C-111'in çizim masasında olan versiyonunun yük taşıma ve yapısal özellikleri, HvKK'nin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirildi. Motor gücü daha yüksek PT-6A-45 takıldı ve kanat kirişleri güçlendirildi.

HvKK ve Air Metal yetkililerinin gerçekleştirdiği ortak üretim görüşmelerinde, Kayseri'de uçağın ürtimi için yeni bir fabrika kurulması kararlaştırıldı. Gövdesinin yaklaşık 75% kadarı Türkiye'de  imal edilecek ve TC-111 olarak adlandırılan uçaktan senede 15 adet üretilmesi planlanıyordu.  Landshut'taki prototipin uçuş testlerini müteakip Türkiye'deki üretim için hazırlıklara başlanacaktı. Öte yandan söz konusu prototipin uçuş testlerini de Türkiye'de gerçekleştirmesi gündemde idi. Uçağın yolcu, foto-keşif, cankurtaran, paraşütçü / nakliye, harita ve meteoroloji ölçüm versiyonlarında üretilerek HvKK hizmetine alınması planlandı.

1975 boyunca süren görüşmeler, bir ön anlaşmanın imzalanması ile sonuçlandı.
TC-111 versiyonları

Lockheed Skandalı TC-111'i Öldürüyor


Ancak proje bir türlü hayata geçemedi. Air Metal ile varılan mutabakat ertesinde Türkiye, Alman Hükümeti'nden Air Metal firması için garantörlük (ya da bir çeşit teminat) talep etti. Bu
talebin geri çevrilmesi sonrasında projenin geleceği tehlikeye girdi. 1976 Nisan'ında, dönemin Milli Savunma Bakanı Ferit Melen ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Emin Alpkaya, basına, Air Metal ile anlaşmaya varıldığını ve uçağın üretileceğini söylediler. Ancak tam da bu dönemde patlak veren Lockheed Skandalı, ve Alpkaya'nın Aeritalia şirketinden para aldığının ortaya çıkması, ihalesiz olarak Air Metal'e verilen hafif nakliye uçağı projesi üzerine dikkatlerin yoğunlaşmasına, bu projenin de töhmet altında kalmasına neden oldu. Şirketini kurtarmak için TC-111'e bel bağlayan Grabowski o kadar  zor durumdaydı ki, Alman Der Spiegel dergisine "yolsuzluk suçlamalarından korkmuyorum, çünkü şirketimin hiç parası yok!" demişti.

Nitekim TC-111 projesinin çıkmaza girmesinden sonra HvKK, hafif nakliye uçağı ihtiyacı ile
ilgili olarak yabancı üreticilere davet gönderdi. Davete, Dornier Do-28 Skyservant, Swearingen Metro, Shorts Skyvan, CASA C-212 Aviocar, Fokker F-27, de Havilland Twin Otter, Air Metal AM-C 111 ve Aerospatiale 262 Fregate ile cevap verdi. Proje, hazır alım ve ortak üretim aşamalarından oluşmaktaydı. Hazır alım miktarı, her biri 6'şar uçaktan oluşan 6 parti ve 14 uçaklık 7'nci partide toplam 50 uçak olarak belirlenmişti. 50'nci uçaktan itibaren de Kayseri'deki fabrikada ortak üretime geçilecekti. Bu projenin içeriği de zaman içerisinde değişti / gelişti ve CASA CN-235M-100 hafif nakliye uçağının seçimi ile sonuçlanan proje ortaya çıktı.

AM-C 111 ile Malezya ve Endonezya ciddi şekilde ilgilendi, ancak bunlar da sonuçsuz  kaldı. Nitekim firma, bel bağladığı TC-111 projesinin sonuçsuz kalması neticesinde 1976 yılında iflas etti. 


TC-111 projesi hayata geçmiş olsaydı bugün havacılık sanayimiz ne durumda olurdu tahmin yürütülebilir. Ancak Kayseri'de bir uçak fabrikasının kurulması, 2. Hava İkmal Bakım Merkezi ile birlikte bu şehrin, Ankara ve Eskişehir'den sonra bir başka havacılık merkezi olmasını sağlayacaktı kuşkusuz, özellikle yan sanayi ile birlikte.

AM-C 111'in tamamlanamayan prototipi halen Berlin'deki Teknik Müze'de sergileniyor. Prototip restore edildi, ayrıca uçağın maket ve çizimleri de sergileniyor. (ayrıca bkz)




Air Metal AM-C 111 Teknik Özellikler
Uzunluk 16.80m
Kanat açıklığı 19.20m
Kanat alanı 37.50m2
Kanat profili NACA 23015 (kanat kökü)
NACA 23012 (kanat ucu)
Kuyruk yüksekliği 6.40m
Motor
2 x Pratt & Whitney

PT-6A-45
Motor gücü 2 x 1,120bg
Boş ağırlık 3,630kg
Azami kalkış ağırlığı 8,450kg
Menzil 1,500km (24 yolcu, sivil konfigürasyon)
2,000km (20-21 yolcu, sivil konfigürasyon)
2,000+km (2,000kg yük, askeri konfigürasyon)
2,750km (azami)
Servis tavanı 7,750m
Azami sürat 415 km/saat
Seyir sürati 400 km/saat
Tırmanma sürati 10.20 m/s
Kalkış rulesi 450m
İniş rulesi 235m



AM-C 111'in Berlin Teknik Müzesi'nde sergilenen prototipi

Kaynaklar
  1. Flight Global, muhtelif sayılar, 1975-1976
  2. Milliyet, "İlk Türk Uçağı", 01.10.1975, sayfa 10 
  3. Milliyet, "İlk Türk Uçağı Mayısta Uçacak", 15.11.1975, sayfa 6
  4. Rolf Wurster: 50 Jahre Deutsche Motorflugzeuge. Books on Demand GmbH, 2001, ISBN 3-8311-1854-X
  5. Flugzeugforum
  6. Secret Projects Forum

2 yorum:

Unknown dedi ki...

tasarımınıbeğenmedim

Adsız dedi ki...

Yazık olmuş.