politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25/05/2015

Siyasi Partilerin 2015 Genel Seçim Beyannamelerinde Savunma Sanayii

7 Haziran 2015 Genel Seçimleri öncesinde, seçimlere katılan siyasi partiler ardı ardına seçim beyannamelerini, basın toplantıları ile açıkladılar. 

Seçim beyannamesi kabaca, bir siyasi partinin seçim sonucu iktidara gelmesi halinde uygulayacağı politikaların ve yerine getirmeyi vaat ettiği uygulamaların sıralandığı bir belge, bir çeşit taahhütname olarak tarif edilebilir. Bu bakımdan seçim beyannamesi, siyasi partinin ülke yönetimine dair genel bakışını, sorunları tasnifleme ve ele alma tarzını gösteren önemli bir belgedir. Başka bir deyişle, seçim beyannamesinden partinin ülkenin sorunlarına yaklaşımını okumak mümkündür.

Ben de, 2015 seçimleri öncesinde önde gelen siyasi partilerin kamuoyu ile paylaştıkları seçim beyannamelerinde, ilgi alanım olan savunma sanayiine yönelik çözüm önerileri ve vaatleri tespit etmeye, bunları yorumlamaya çalıştım.

11/06/2012

(Bir Başka) Samimiyet Testi



Türkiye’ye niye gidemiyorsun diye sorduklarında, boğazım düğümleniyor, ağlıyorum


Muammer ELVEREN-TOKYO

18 Mayıs 2012

Türkiye sorusu ağlatıyor

Çin’deki Uygur Türklerinin hak arayışını uluslar arası gündeme taşıması nedeniyle “Uygur Ana” diye adlandırılan Rabia Kadir Tokyo'da Dünya Uygur kongresini izleyen Muammer Elveren’in sorularını yanıtladı.

23/04/2012

Egemenlik ve Egemen Olmak

Bilge Canute, kralların tanrısal güçleri
olmadığını,dalgaları durduramayarak kanıtlarken
Milliyet gazetesinin 1980'lerin sonlarında verdiği ansiklopedilerin birinde okumuştum Kral Canute'u. İngiltere'ye de hükmetmiş bu Viking kralının, kısmen folklorik hikayesi, cesur bir bilgelik gösterisi olarak hafızama kazınmıştır.

Hikaye odur ki, özellikle İngiltere'nin hakimiyetinin ele geçirilmesinden sonra gücü ve otoritesi iyice sağlamlaşan Canute'un çevresinde muazzam bir dalkavuk ordusu peydah olur. Kralın gücünün her leye yeteceğini, dünyadaki en güçlü insan olduğunu yineler dururlar. Bilge Canute, şahsında krallık makamının bu kadar ilahi bir kata oturtulmasından rahatsızdır. Ve bir gün, tahtının sahilde, dalgaların sınırına konulmasını emreder. Çevresindekilerin meraklı bakışları altında tahtına oturur, elini dalgalara karşı, emreder bir şekilde kaldırır ve haykırır:

"Ey dalgalar, emrediyorum size, durun!"

09/04/2012

Samimiyet Testi

Fotograflar değil, eylemdir dürüst olan, duruştur.

Türk Devleti o samimiyet testinden geçememiştir.

Ne acıdır buna tanık olmak ve bunu her Uygur Türkü'nün yüzüne baktıkça hatırlayacak olmak...

19/07/2011

Türkiye'de Korporatizm Üzerine Notlar

Kapitalist sistemde sosyal sınıflar.
Büyük hali için üzerine tıklayınız
(Kaynak: Caste System)
Taha Parla'nın ilham verici kitabı (aslında doktora tezi) "Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm"i okuyorum bir süredir. Stefanos Yerasimos'un "Az Gelişmişlik Sürecinde Türkiye"sine biraz ara vermiştim. İyi de etmişim, zira iç içe giren bu iki okuma bugünkü Türkiye'nin durumuna başka bir açıdan bakabilmeyi sağlıyor.

Taha Parla kitabında Kemalizm'i ele alıyor ve bunu, Kemalist düşüncenin temelinde yer alan Ziya Gökalp'in fikirlerini ve teorisini inceleyerek yapıyor. Derin bir konu. Derin, çünkü Kemalizm, çok farklı cephelerden çekiştirile çekiştirile amorf bir hale getirildi. O derece ki, "ulusal sol" ya da "sosyal demokrat" cenahlar, özünde namevcut olan kesişim kümeleri yaratarak Kemalizm'i bir çeşit şemsiye haline getirdiler. Kemalizm, ilerici, bilimsel düşünceyi ve ılımlı bir devletçiliği savunan kültürel (ve yer yer naif) bir idealizm ülküsünden, katı devletçi ve daha katı milliyetçi bir nemruta dönüştürüldü. Ellerine kollarına sağlık.

04/11/2010

CHP'de Kriz: Değişimin Sancıları mı?

Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) dün ilk işaretleri görülen ve bugün bomba gibi patlayan kriz, siyasi tarihimizdeki en ilginç süreçlerden birinin yansıması aslında.

İlk bakışta oldukça karışık ve takip etmesi zor gibi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Sekreter Önder Sav arasındaki bir mücadele söz konusu. Bol miktarda "Parti Meclisi" (PM), "Merkez Yönetim Kurulu" (MYK) ibareleri geçiyor; her iki cümlenin birinde mutlaka "tüzük" kelimesi var, kurultay isteniyor vesaire.

Peki bu kriz nasıl çıktı? Ve daha önemlisi, neden çıktı?

11/08/2010

Sultan Galiyev'i Tanıyor muyuz?

Mir Said Sultan Galiyev (1882 – 1940 )
Türk Dünyası'nın yetiştirdiği en büyük, en önemli aydınlardan biri olan Sultan Galiyev'i anlatan, Yılmaz Karahan imzalı çok güzel bir yazı:




1917 Bolşevik devriminin dört büyüklerinden biri olan Sultan Galiyev (diğerleri Lenin-Stalin-Troçki) Kazanlı bir Tatar Türk’ü ve Müslüman kökenli bir marksisttir.


03/08/2010

Dört Deniz

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın, lideri olduğu İşçi Partisi'nin gizli bir toplantısında, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'na Dr. Hakan Fidan'ın atanmasından rahatsız olduğunu ifade ettiğine dair haberler gündeme yansıdı.

Haberlere göre Barak, İran dostu olarak nitelediği Fidan'ın, Türk istihbaratı ile paylaşılan gizli sırları İran'a verebileceğinden endişe etmekte imiş.

Bu haber, Türkiye'ye bakışı ılımlı ile sıcak arasında bir bölgede olan Barak'ın bile yaklaşımının oldukça temkinli, hatta soğuk bir seviyeye geldiğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. İsrailli komandoların kanlı Mavi Marmara baskını sonrasında kopma noktasına gelen Türk - İsrail ilişkilerinin aldığı hasarın ve karşılıklı güvensizliğin bir yansıması olarak algılanabilir gerçekten de.

02/03/2010

Toplum Mühendisliği 101

Darbe, cunta, darbe, Ergenekon, cunta, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, faşizm, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, faşizm, cunta, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, faşizm, darbe, Ergenekon, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, faşizm, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, faşizm, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, faşizm, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, faşizm, cunta, faşizm, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, cunta, darbe, cunta, faşizm, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, Ergenekon, cunta, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, faşizm, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, faşizm, cunta, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, faşizm, darbe, Ergenekon, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, faşizm, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, faşizm, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, faşizm, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, faşizm, cunta, faşizm, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, cunta, darbe, cunta, faşizm, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, Ergenekon, cunta, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, faşizm, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, faşizm, cunta, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, faşizm, darbe, Ergenekon, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, faşizm, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, faşizm, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, cunta, darbe, faşizm, darbe, darbe, cunta, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, faşizm, cunta, faşizm, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, cunta, darbe, cunta, faşizm, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, Ergenekon, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe, faşizm, darbe, darbe, darbe, darbe, darbe,

Sonuç?

1. Neredeyse genlerine işlemiş olan korku ajite edilerek önce felç edilmiş ardından yönlendirilmiş bir yürütme,

2. Tüm refleks ve önalma kabiliyeti bozulmuş bir devlet mekanizması,

3. Toz duman ve korku ortamında tepki koyma ve algılama kabiliyeti dumura uğratılmış, yönlendirmeye açık hale getirilmiş bir kamuoyu.

Not: İşbu yazının ilham kaynağı, http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=18342912 adresindeki, "reverse angel" rumuzlu yazarın yazısıdır.

25/02/2010

Du Bakali N'Olecak?

Aziz Nesin'in "Nah Kalkınırız" adlı kitabından:


".............Hani hükümetimiz darda kalıp dünya cenneti Boğaziçi'nin en güzel tepelerini, korularını, yerlerini petrol zengini Araplara satıyordu ya...İşte o sıra bir Arap zengini çıktı ortaya, Şeyh mi, prens mi, yoksa hepsi birden mi, öyle bişey..Adı da Ebul-Fatık El-Mışki. Boğaziçi'nin seyrine doyum olmaz tepelerinden birini satın almış. Oraya artık köşk mü, konak mı, saray mı işte öyle bişey yaptıracak. Derken bu Ebul-Fatık, bir Türk kızıyla evlenme sevdasına düşmüş. Hangi Türk kızı olduğu belli değil, yeter ki Türk kızı olsun..........

12/10/2009

Nekrofilinin ve Haysiyetsizliğin Pençesinde...

Ne oldu şimdi?

Küçücük bir kızcağızın cesedi üzerinden nekrofiliyle bezenmiş nefret kusanlar ne diyor şimdi?

Hani nerede hakkaniyet, hak, adalet?

Kim verecek bu kuklalığın hesabını?

* * *

Olayın olduğu günün akşamında, DTP milletvekillerinden biri NTV canlı yayınına katılmıştı. Başka bir konu için: DTP milletvekillerinin zorla ifade vermeye götürülmeleri konusunda.

08/10/2009

Devletin Postürü

Postür: İngilizce "posture"den; isim; 1. duruş, poz. 2. durum, hal. 3. tutum, tavır.

Vali: Bir ilde devleti temsil eden en yetkili yönetim görevlisi, ilbay (TDK sözlüğü)

Soldaki ve sağdaki takım elbiseli bayların postürlerine dikkat edelim.

Bu olayın oluş şekli, bu bayların bu tavırları takınmalarına neden olan şey ne olursa olsun, bu tartışmanın nedeni ne olursa olsun,

Muş Valisi, bir milletvekili karşısında bu postüre girerek, Muş ilinde temsil ettiği devleti bu postüre soktuğu için görevden alınmalıdır.

09/04/2008

Ergenekon Operasyonu?

Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınan isimler incelendiği zaman belirgin ortak noktaları olduğu göze çarpıyor.

Bu kişilerin çoğu, sert bir AB ve ABD karşıtı söyleme sahipler ve "Ulusalcılık" olarak da adlandırılan akımın temsilcileri konumundalar.

Toplumdaki genel AB karşıtı söylem ve eylemlerin odağında oldukları söylenebilir.

Türkiye'deki son birkaç yıldır yükselişte olan, genel hatları itibariyle daha dışa kapalı, liberal ekonomiye karşı, AB ve ABD'ye karşı çok sert bir söylem içerisinde bulunan ve zaman zaman Rusya ile yakın işbirliğinin geliştirilmesini de savunan, aslında yekpâre olmayan bu akımın, kanımca önemli bir işlevi bulunmaktaydı.

28/03/2008

Shame on You!

Bir dışişleri bakanı nasıl konuşmamalı?
Dün CNNTürk’te yer alan bir haber beni kelimenin tam anlamıyla dehşeye düşürdü. Haberi okudukça kan beynime sıçradı desem abartmış olmam.

Söz konusu haber, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Hollanda ziyareti sırasında Volkskrant gazetesine verdiği mülakat ile ilgiliydi (Volkskrant gazetesinde yer alan mülakat ve CNNTürk’ün ilgili haberinin metinlerini aşağıda bulabilirsiniz)

Müsadenizle Sn. Babacan’ın CNNTürk’te yer alan sözlerini satır satır okuyayım, satır aralarında gördüklerimi de belirterek:

29/09/2006

Çin, Kürtler'e Destekle Tehdit Etti mi?

100% eminim ki politika uygulayıcılarımızın (asker, istihbarat, dışişleri bürokrasisi) Çin'deki kardeşlerimiz ile ilgili çeşitli eylem planları, vizyonları bulunmaktadır. Ancak Türkiye'deki hakim siyasal vizyon dünyayı halen Soğuk Savaş'taki gibi çift kutuplu (.ie "biz" vs "onlar") olarak algılamaya devam ettiğine ve roket, uzay vs konularında Çin ile işbirliği yaptığımıza göre uygulamada bir şey yoktur. Çünkü biz işbirliği yaptığımız ülkenin bir yandan altını oymanın nasıl bir şey oldğunu maalesef tam olarak bilmiyoruz. Bilsek de uygulayacak irademiz yok.

09/09/2006

Lübnan ve Türkiye İçin Önemi


Lübnan'ın Türkiye açısından öneminin son dönemde bilhassa iki olaydan sonra çok daha fazla arttığını düşünüyorum. Bu iki olay da:

1. GKRY'in AB üyeliği,

2. Türkiye'nin enerji alanındaki -Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinin hayat geçmesiyle sembolik olarak vücut bulan- artan önemi.

Açmak gerekirse,

Kıbrıs adası Levant'ın eşiğinde ve Anadolu'nun hemen altında, çok ilginç bir pozisyonda bulunmakta. Aynı anda hem bir ileri karakol (popüler deyimiyle "asla batmayacak bir uçak gemisi") hem de bir düğüm noktası durumunda.

06/09/2006

Asker Göndermek ya da TSK Dünyanın Kaçıncı En Güçlü Ordusu?


"Adriyatik'ten Çin Seddi'ne" kadar olan bölge Türkiye'nin doğal ilgi alanı olarak görülmüştür değil mi? Özellikle SSCB'nin yıkılışından sonra, 90'ların ortalarında yoğun biçimde dillendirilen bir vizyon.

Türkiye bu coğrafyadaki herhangi bir bölgede tek başına, herhangi bir desteğe ihtiyaç duymadan askeri, istihbari, psikolojik ya da ticari harekata girişebiliyorsa, TSK da ilk 10 içerisinde yer almaya hak kazanır.

Bir ülke ordusunu, ulusal menfaatlerinin kapsadığı bölgede herhangi bir noktada istediği gibi bağımsızca, tüm imkanlarını eşgüdüm içinde seferber edebiliyorsa o tarz listelere girebilir.

04/09/2006

Recep Tayyip Erdoğan... Quo Vadis?

"Kavga adamı" genelde mücadele eden, liderlik eden insanlar için, ekseriye devlet adamları için söylenir. Ancak bence Tayyip Erdoğan da bir kavga adamı, ama kelime anlamı olarak kavgaların adamı olduğu için. Siyasi kariyeri hep ateşli tartışmaların, gerilimlerin içinde geçmiş. Kavgaların ya odağında ya safında (ama ön saflarda) olmuş. Milli Görüş hareketinden İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığına, oradan AKP'nin kuruluşu ve başbakanlığına kadar geçen süreç hep "kavga, gürültü, patırtı" içinde geçmiş. İngilizce tabiriyle controversial bir siyasi kimliği var.

21/07/2006

Giriyor muyuz? Girdik mi? Girecek miyiz?

Girmiyoruz. Girmedik. [Epey bir süre] Girmeyeceğiz.

Ben böyle düşünüyorum.

Her şeyden önce Türkiye [Kuzey] Irak'ta söz sahibi olma, "borusunu öttürme" şansını 1 Mart 2003 günü yitirmiştir, o hayati önemi haiz inisiyatif o gün kaybedilmiştir. Geçmiş ola. Irak esaki Irak değil, Talabani eski Talabani değil, Barzani eski Barzani değil, ABD eski ABD değil.

21/05/2006

Reelpolitik... Really? - 2


KARADAĞ'A İLK TÜRK YATIRIMI



PODGORİTSA - Bursa merkezli inşaat ve iç-dış ticaret şirketi Gintaş'ın, Karadağ'ın başkenti Podgoritsa'ya yapacağı alışveriş merkezinin temeli törenle atıldı.

Anadolu Ajansı - 15 Mayıs 2006 Pazartesi -- 12:14:00



Ne alakası var bu haberin reelpolitik'le? 


Bence şu açıdan var..