30/08/2024

50’nci Yılında Türk Fantomları

30 Ağustos 2024, McDonnell Douglas F-4E Phantom II savaş uçağının Türk Hava Kuvvetlerinde hizmete girişinin 50’nci yıldönümü idi. Havacılık tarihinde özel bir yere sahip, sayılı uçaklardan olan ve Türkiye’de de “Baba Fantom” ya da sadece “Baba” olarak anılan F-4, 1958 ile 1981 yılları arasında çeşitli modellerde 5,000’den fazla üretildi. Pek çok savaş, çatışma ve harekâtta görev almış olan F-4 halen İran, Yunanistan ve Türkiye’de uçmaya devam ediyor.

Phantom ile hem pilot ve yer personeli hem de havacılığa tutkulu kitleler arasında çok özel bir bağ bulunuyor. Bu uçak yalnızca görüntüsü ve güçlü J79 motorlarının gürültüsü ile değil aynı zamanda öncülük ettiği dönüşüm ile de Türk askeri havacılık tarihinde özel bir yere sahip. Zira Fantom’un hizmete girişi, modern Türk hava gücünün oluşum sürecinin de başlangıcını teşkil ediyor.

F-4E Phantom II’nin, en büyük kullanıcılarından olan Türk Hava Kuvvetlerindeki tarihi, bu bakımdan da önem taşıyor.

Peace Diamond

Türkiye’ye, 1952 yılında NATO’ya katılmasından kısa süre sonra ABD’den çok miktarda askeri teçhizat, araç ve gereç yardımı yapılmaya başladı. Bu askeri yardımlar ile Türk Hava Kuvvetleri, hızlı ve geniş kapsamlı bir modernizasyon sürecine girdi. Sonuçta kısa süre içinde kuvvet, neredeyse tamamen ABD kaynaklı eğitim ve taktikler üzerine, yine Amerikan yapımı uçak ve teçhizatla donatılmış şekilde yapılandırıldı.


Türk Hava Kuvvetleri için üretilen ilk F-4E. Normalden daha büyük milliyet işaretine dikkat.

Bu dönemde, 1950’li ve 1960’lı yıllarda başta ABD olmak üzere NATO müttefiklerinden yardım ile büyük miktarlarda Republic F-84F Thunderstreak ve North American F-100 Super Sabre uçakları alındı. Ancak 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasından kısa süre sonra patlak veren kriz ve Yunanistan’la bozulan ilişkiler, 1970’li yılların başından itibaren yeni bir çok rollü savaş uçağı ihtiyacını gündeme getirdi.


F-4E Phantom II, 1. AJÜ, 112. Filo
(Çizim: Uğur Soygeniş)

Bu süreçte, 12 Mart 1971 muhtırasından sonraki dönemde önce Nihat Erim ardından Ferit Melen başkanlığında kurulan partilerüstü hükümetler tarafından genel bütçede savunma harcamalarının payı artırıldı. Bu kapsamda 1971 yılında hazırlıklarına başlanan Reorganizasyon ve Modernizasyon (REMO) planında hava kuvvetleri için F-4 alımı planlandı. Bu kararda, Yunanistan’ın o yıl Peace Icarus projesi ile 36 adet F-4E Phantom II siparişi de etkili oldu.

ABD ile başlatılan alım görüşmelerinde uçakların finansmanının, o tarihte devam eden Askeri Yardım Programı (Military Assistance Program; MAP) ile karşılanamayacağı ortaya çıktı. Bunun yerine uçakların, on yıl vadeli olarak, milli bütçeden finanse edilmek üzere Yabancı Askeri Satışlar (Foreign Military Sales; FMS) kanalıyla temin edilmesi kararlaştırıldı. 1972 yılı Şubat ayında başlayan sözleşme görüşmeleri kısa süre içinde tamamlanarak aynı sene içinde 40 adet F-4E iki ülke hükümetleri arasında anlaşma imzalandı. Projenin adı Peace Diamond I (Barış Pırlantası I) olarak konmuştu. Anlaşmayı müteakip, 1973 Ocak ayında ABD Savunma Bakanlığı, McDonnell Douglas şirketiyle ABD Hava Kuvvetleri, Yunanistan ve Türkiye’ye teslim edilmek üzere 124 uçak için bir sözleşme imzaladı.

1973 Ekim ve 1974 Temmuz aylarında pilot ve bakım personelinden oluşan iki ayrı heyet eğitim almak için ABD’ye gitti. Paralel olarak Eskişehir 1. Ana Jet Üssü’nde (AJÜ) pilot ve silah sistem subaylarının (SSS) yetiştirilmesi için 15.08.1974 tarihinde Şimşek Kıta adlı bir birlik kuruldu. Şimşek Kıta’nın yetiştirdiği personel, 172, 111 ve 171. Filoların çekirdek kadrosunu teşkil edecekti.

73-1016 ve 73-1017 kuyruk numaralı ilk iki F-4E, 1. AJÜ’ye bağlı 113. Filo’da 30.08.1974 tarihinde hizmete girdi. Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle ABD’nin silah ambargosu uygulamaya başladığı 05.02.1975 tarihine kadar da toplam sekiz F-4E, 113. Filo’ya teslim edildi. Ambargonun 1978 yılında kaldırılması ile birlikte gelen 32 uçağın 12 adedi 113. Filo’ya, kalan 20 adedi de aynı yıl 112. Filo’ya teslim edildi.


RF-4E Phantom II; 1. AJÜ, 113. Filo
(Çizim: Uğur Soygeniş)

Peace Diamond I teslimatlarının tamamlanması ile birlikte 40 adetlik ikinci bir sipariş daha verildi. Bu sipariş, 32 adet F-4E ile birlikte 8 adet de taktik keşif türevi olan RF-4E’yi içeriyordu. Peace Diamond II adı verilen bu sipariş paketindeki F-4E’ler, 111. Filo’ya 1978, 172. Filo’ya ise 1979 yılında teslim edildi. 8 adet RF-4E ise 113. Filo’nun Republic RF-84F Thunderflash’larının yerine 1980 yılında hizmete girdi. Peace Diamond II projesinin ilginç bir özelliği de 5,000’inci seri üretim F-4E uçağını (77-0290) içermesidir.

Peace Diamond II teslimatlarının tamamlanması ile birlikte Hava Kuvvetleri, Phantom filosunu genişletme çalışmalarına başladı. Bu kapsamda 1981 Haziran ayında ABD’deki Aircraft Maintenance and Regenaration Center (AMARC) adlı uçak deposundan 15 adet F-4E tedarik edildi. Peace Diamond III projesi ile alınan bu uçaklar, South East Asia (SEA) adlı kamuflaj düzenine sahip olarak 173. Filo’ya teslim edildiler.

Kaza / Kırım İkameleri

Phantom, Türk Hava Kuvvetleri’nde pek çok açıdan yeni bir dönemin temsilcisi oldu. Pilotaj ve bakım – idame açısından yeni bir uçaktı. Bu geçiş dönemi, pahalıya mal oldu ve 1980’lerin başına kadar 15 kadar uçak, kaza – kırım sonucu kaybedildi.

Kaybedilen uçakların ikamesi için çeşitli çözümler üzerinde çalışıldı. İslam Devrimi’nden kısa süre sonra İran’ın satılığa çıkardığı 70 adet F-14A Tomcat’in alımı ile ilgilenildi. Uçakların içinde bulunduğu durum ve yeniden uçabilir hale gelmeleri için harcanması gereken paranın büyüklüğü nedeniyle satış gerçekleşmedi. 1980’lerin ilk yarısında ise, Mısır’ın ABD’den tedarik edip, bakım – onarımını sağlayamadığı için uçuramadığı F-4E filosunun satın alınması gündeme geldi. Toplam 34 F-4E için yoğun şekilde yürütülen görüşme trafiği, Kahire yönetiminin uçaklar için fahiş fiyat talep etmesi ve uçakların kötü durumu nedeniyle 1986 yılında sonlandırıldı. Yine bu dönemde İngiltere’den 40 adet Tornado alımı gündeme gelmişse de bu proje de mali ve siyasi sorunlar nedeniyle hayata geçemedi.


Fantom pilotu
(Fotoğraf: Cem Doğut)

Tam bu dönemde, ABD Hava Kuvvetleri’nin hizmet dışına çıkardığı 15 adet F-4E, 1984 – 1985 arası alındı. Dört filoya dağıtılan bu uçakları, ABD Ulusal Muhafızları’nın ihtiyatlarında bulunan 40 Phantom’un 1987 Kasım ayında Konya 3. AJÜ 131 ve 132. Filo’lara teslimi takip etti.

Filo Daha da Genişliyor

1987 sonunda Türk Hava Kuvvetleri envanterinde 150 adet Phantom bulunuyordu. Aynı sene, 160 adet General Dynamics F-16C/D Lockheed Martin savaş uçağının yurtiçinde montajını kapsayan Peace Onyx I’in de (Öncel Proje I) ilk teslimatları başlamıştı. F-4 ve F-16’lar, F-100, F-104 ve F-5 filolarını yenilerken, Phantom’ların yüksek kaza kırım oranları, bu modernizasyon planına tehdit teşkil etmekteydi. Nitekim 1989 yılında 132. Filo, diğer filoların kayıplarını ikame etmek için geçici olarak söndürüldü.

Irak’ı, işgal ettiği Kuveyt’ten çıkarmak için 1991 yılında ABD öncülüğündeki Koalisyon tarafından başlatılan Çöl Fırtınası Harekâtı’na verilen destek, ABD ve müttefikleri tarafından askeri yardımla ödüllendirildi. Bu kapsamda ABD, Ulusal Muhafızlar’ın hizmet dışına çıkarmış olduğu 40 adet F-4E’yi 1991 – 1992 arasında teslim etti. Bu uçaklar, köpekbalığı ağzı motifi ile boyanmış burunları ile ayırt edilebilmekteydiler.

Aynı dönemde Almanya’dan da çok sayıda Phantom alındı. İki Almanya’nın 1990 yılında birleşmesi ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi sonucu ihtiyaç fazlası haline gelen toplam 46 RF-4E, Kaan Projesi ile satın alındı. Uçakların 13 adedi yedek parça kaynağı olarak 1992 sonunda teslim alınırken, 33 adet RF-4E, teslim edilmeden önce Messerschmitt-Bölkow-Blohm (MBB) şirketi tarafından kapsamlı bir bakım, onarım ve iyileştirmeye tabi tutuldu. Modernizasyon kapsamında ayrıca uçakların AN/APQ-99 radarları, AN/APG-172 ile değiştirildi. 113 ve 173. Filo’lara 1992 yılında başlayan teslimatlar 1994 yılında tamamlandı. Kaan Projesi’nin tamamlanması ile birlikte, 173. Filo’da bulunan F-4E’ler, tüm F-4E’lerini 171. Filo’ya gönderen 172. Filo’ya kaydırıldı.


F-4E Phantom II, 7. AJÜ, 172. Filo
(Çizim: Uğur Soygeniş)

Türkiye, biri harbe hazırlık (Operational Conversion Unit; OCU) ve ikisi taktik keşif olmak üzere toplam 8 filoyu donatacak şekilde 236 adet Phantom II teslim aldı. Phantom II ile birlikte aynı zamanda Türk Hava Kuvvetleri modern havadan havaya ve havadan yere güdümlü mühimmat kullanma kabiliyeti de kazanmış; AGM-65A/B Maverick elektrooptik güdümlü füze, GBU-10/12 Paveway I / II lazer güdümlü bomba, GBU-8 HOBOS güdümlü bomba, AN/AVQ-23 Pave Spike hedefleme podu, AN/ALQ-119 elektronik harp podu gibi silah ve görev sistemleri ile bol miktarda AIM-9 Sidewinder ve AIM-7 Sparrow havadan havaya güdümlü füze tedarik edilmiştir.

F-4E/2020 Terminator

İngiltere’den alınmaya çalışılan 40 adet Tornado, eksikliği hissedilen uzun menzilli ve yüksek taşıma kapasiteli taktik taarruz uçağı açığını kapatacaktı. Bu alımın gerçekleşmemesi üzerine, söz konusu görevin Phantom filosu tarafından ve yeni silah ve aviyonik sistemlerle modernizasyon vasıtası ile karşılanması seçeneği öne çıktı. Beri yandan 1990’lı yıllarda Yunanistan’ın girişimi üzerine alelacele başlatılan F-15 alım görüşmeleri, astronomik maliyet nedeniyle rafa kaldırıldı.

F-4E uçaklarının aviyonik modernizasyonu için başlatılan projeye Almanya’dan DASA ve İsrail’den IAI şirketleri tekliflerini sundular. Alman çözümü, F-4E'nin AN/APQ-120 adlı atış kontrol radarının, F/A-18 Hornet'te de kullanılan AN/APG-65 ile değiştirilmesi, yeni nesil aviyonik göstergeler, görev bilgisayarı, uçuş kontrol sistemi, seyrüsefer sistemi, MIL-STD-1553B veri yolu ile AIM-120 AMRAAM orta menzilli havadan havaya füze ateşleyebilme kabiliyetinin eklenmesini kapsıyordu. İsrail Hava Kuvvetleri için geliştirilen Kurnass 2000’i baz alan IAI çözümünün merkezinde ise radarın Elta üretimi EL/M-2032 ile değiştirilmesi bulunuyordu. IAI çözümünün diğer unsurları, uçağa AN/ALQ-178(V)3 elektronik karşı tedbir sistemi, MXF-484 VHF/UHF telsiz, HOTAS uçuş kumanda sistemi, başüstü (HUD) gösterge, tümleşik INS/GPS seyrüsefer sistemi, AVTR uçuş video kayıt sistemi, renkli çok fonksiyonlu göstergeler (MFD), yeni görev bilgisayarı, MIL-STD-1553B veri yolu eklenmesini içermekteydi. Bunlara ilaveten uçaklara Popeye I havadan yere hassas güdümlü füze ateşleme ve Elta EL/L-8225 elektronik harp podu taşıma kabiliyeti de eklenecekti (DASA çözümü ise bilahare Yunanistan tarafından seçilmiştir).

Burada dikkati çeken bir husus, Kurnass 2000’de kullanılan AN/APG-76 yerine, esasen Lavi projesi için geliştirilmiş olan ve o dönemde oldukça yeni olan EL/M-2032’nin seçilmiş olmasıdır. Alınmış olunan bu riskin faydası, söz konusu radarın görevi boyunca göstereceği yüksek performans ile misliyle alınacaktır.


Teklif değerlendirme çalışmaları sonunda IAI ile 1997 yılında anlaşmaya varıldı ve şirket ile USD632.5 milyon tutarında bir sözleşme imzalandı. Terminator olarak adlandırılan proje ile modernize edilecek uçakların tüm kablaj donanımı değişecek, yapılacak iyileştirme ve yenileme çalışmaları ile gövdeleri 2020’li yılları rahatlıkla görebilecek şekilde güçlendirilecekti. Toplam 54 uçağı kapsayan projede 26 uçak IAI tesislerinde, 28 uçak ise Eskişehir 1. Hava İkmâl Bakım Merkezi’nde (HİBM) modernizasyona tabi tutuldu. Proje ile ayrıca 1. HİBM’de bir sistem entegrasyon laboratuarı (SEL) ve aviyonik test ve entegrasyon merkezi kuruldu. F-4E/2020 olarak yeniden adlandırılan uçakların kullanacağı Popeye I füzelerinden 46 adedi için ise 2002 yılında USD90 milyonluk bir sipariş verildi.

Proje kapsamında modernize edilen ilk uçak olan 73-1032, ilk uçuşunu 11.02.1999 tarihinde gerçekleştirdi. Müteakiben 111 ve 171. Filo’lara teslimatlar 2000 yılında başladı ve proje 2003 yılında tamamlandı. Bu tarihte Hava Kuvvetleri bünyesinde taktik taarruz görevli iki F-4E/2020 (111 ve 171); av – önleme görevli iki F-4E (112 ve 172); harbe hazırlık görevli bir F-4E (132) ve taktik keşif görevli iki RF-4E (113 ve 173) olmak üzere toplam yedi Phantom filosu bulunuyordu.

RF-4E Modernizasyonu ve Işık Projesi

Terminator projesi ile elde edilen teknolojik altyapı ve birikim, Phantom filosunun yerli imkânlarla yenilenmesinin önünü açtı. Bu kapsamda öncelikle, aktif görevdeki 18 adet RF-4E’nin aviyonik sistemlerinin yenilenmesi ve gövde iyileştirmesini içeren Işık Projesi başlatıldı. 2004 Ekim ayında sözleşmesi imzalanan ve 1. HİBM ile ASELSAN tarafından yürütülen USD24.4 milyon bütçeli projenin ilk aşaması, uçakların gövde iyileştirme ve güçlendirmesi ile bazı aviyonik sistemlerinin yenilenmesini; ikinci aşaması ise yeni nesil elektrooptik ve radar keşif podlarının entegrasyonunu içermekteydi.

İlk aşamanın başlıca kalemleri ASELSAN LN-100GT entegre INS/GPS seyrüsefer sistemi, CDU-900Z uçuş yönetim sistemi, AN/ALQ-178(V)3 elektronik karşı tedbir sistemi ve MXF-484 VHF/UHF telsiz sistemi idi. İkinci aşamada ise, Turkish Aerial Reconnaissance System Project (TARP) ile tedarik edilecek elektrooptik ve radar keşif podları, bu podların topladığı istihbarat verilerinin aktarılıp kıymetlendirileceği yer segmentinin tedariği planlanmıştı.

Esasen RF-4E uçaklarının kullandığı eski nesil ıslak film kamerası yerine modern keşif – istihbarat sistemlerinin tedariği 1990’ların ortalarında gündeme gelmişti. Bu kapsamda 1990’ların sonlarında en yoğun dönemi yaşanan Türkiye – İsrail savunma işbirliğinin bir uzantısı olarak 2000 yılında İsrailli ElOp şirketine USD36 milyon bedelle iki adet LOROP (Long Range Oblique Photography; Uzun Menzil Yanal Görüntüleme) keşif podu ve Görüntü Kıymetlendirme İstasyonu (GKİ) siparişi verildi. Teslimatların 2001 yılında gerçekleştirilmesi planlanmıştı ancak üç yıl gecikme ile 2004’te teslim edilen podların testler sırasında isterleri karşılamaması ve akabinde şirketin düzeltme için arka arkaya ek süre istemesi nedeniyle proje çıkmaza girdi. Uzun süre sürüncemede kalan proje, sözleşmenin 2006 Ocak ayında feshi ile kapatıldı. ElOp şirketi, USD13 milyon cezaya çarptırıldı, USD3 milyonluk teminat mektubuna el kondu ve sorunların kaynağı olarak gördüğü veri bağı (data link) üreticisi Rafael şirketi ile davalık oldu.



LOROP projesinin iptalinden hemen sonra 2006 Şubat ayında yeni bir proje için karar alındı. TARP (Turkish Aerial Reconnaissance Program) adı verilen proje,  dört adet elektrooptik / kızılötesi (PRESS) ve iki adet SAR/GMTI radar (SARENS) keşif podu, bir adet sabit ve iki adet seyyar GKİ ile üç adet yer veri link terminalinin tedariğini kapsıyordu. ASELSAN’ın ana yüklenici olacağı ve GKİ’nin MilSoft, yer data link terminalini ise Savronik’in geliştireceği projede adaylar, Recon Optical, BAE Systems, Lockheed Martin, Goodrich, Elbit-ElOp, IAI-Elta, Rafael ve Thales şirketleri idi. Ana yüklenici ASELSAN, PRESS için Elbit / ElOp üretimi Condor 2 LOROP; SARENS için ise IAI / Elta üretimi EL/M-2060P sistemlerini seçti. Elbit / ElOp ile USD87 milyon; IAI / Elta ile de USD54 milyon tutarındaki sözleşmeler 2008 Aralık ayında imzalandı. Sözleşme kapsamında teslimatların 2011 – 2012 arasında tamamlanması planlanmıştı. Çatı sözleşme kapsamında ayrıca USD24 milyon tutarında bir teknoloji transferi ve entegrasyon kalemi de bulunmaktaydı. Tedarik edilecek podların ve yer segmentinin entegre lojistik desteği de ASELSAN tarafından sağlanacaktı.

TARP Projesi, 2010 yılında cereyan eden Mavi Marmara olayı ve akabinde Türkiye – İsrail ilişkilerinin kopmasından ilk etkilenen savunma projesi oldu. Tüm askeri işbirliği faaliyetlerinin kesilmesi ile birlikte proje, 2011 Aralık ayında İsrail tarafından tek taraflı olarak feshedildi.

Işık Projesi ile modernize edilerek RF-4E/TM olarak adlandırılan 18 uçaktan ilk ikisi 07.05.2009 tarihinde düzenlenen törenle 113 ve 173. Filo’lara teslim edildi. Proje 2010 Haziran ayında tamamlandı.

TARP Projesi ise daha sınırlı bir kapsamla ve bu sefer F-16 uçakları için tekrar başlatıldı. Bu sefer sadece elektrooptik keşif podu tedariğine gidildi ve TARP'ın PRESS kısmı için de teklif vermiş olan Goodrich'e 4 adet DB-110 elektrooptik keşif podu, bir adet sabit ve bir adet seyyar GKİ siparişi verildi. F-16 Block 30 uçakları tarafından kullanılacak olan bu podların teslimatı 2015 yılında tamamlandı. SAR/GMTI keşif podu tedariki ise gerçekleşmedi.

Terminator II ve Şimşek Projeleri

Terminator projesinin tamamlanmasından kısa süre sonra Türkiye, 48 uçağı içeren ikinci bir modernizasyon paketini değerlendirmeye başladı. 112 ve 172. Filo’ların F-4E’lerinin, hava – hava kabiliyetlerini ön planda tutacak şekilde yenilenmesini kapsayan Terminator II projesinde, yerli savunma sanayiinin katkısının da artırılması öngörülmüştü. İsrail ile yürütülen sözleşme görüşmeleri, USD670 milyona varan maliyet nedeniyle 2005 yılında iptal edildi. Kısa süre sonra da 2006 Şubat ayında Şimşek adı altında 112. Filo’daki 16 F-4E’yi kapsayan daha kısıtlı ölçekte bir iyileştirme programı başlatıldı (Muharip F-4E’nin diğer son kullanıcısı olan 172. Filo, 2009 Mayıs ayında F-35’ler hizmete girene kadar geçici olarak söndürülecekti).

Şimşek projesi kapsamında uçaklara LN-100GT entegre INS/GPS seyrüsefer sistemi, CDU-900Z uçuş yönetim sistemi, IFF Mod IV ile MXF-484 VHF/UHF telsiz takıldı. İlk prototip ilk uçuşunu 22.12.2009 tarihinde gerçekleştirdi ve ilk teslimat 02.03.2010 tarihinde yapıldı. 2011 yılında tamamlanan proje ile F-4E/TM olarak yeniden adlandırılan uçakların en az 2014 – 2016 civarına kadar görev yapması planlanıyordu. Ancak bu uçaklar öngörülenden çok daha erken olarak 2012 Haziran ayında uçuştan çekildi ve 112. Filo, 111. Filo’nun F-4E/2020’lerinden bir kısmını ödünç kullanmaya başladı.

Silah ve Sistemler

Hizmete girmesi ile birlikte Phantom, deyim yerindeyse Türk Hava Kuvvetleri’ne çağ atlatmış bir uçaktır. Bu uçakla birlikte Türkiye, AIM-9 ve AIM-7 havadan havaya; AGM-65, GBU serisi gibi güdümlü havadan yere mühimmat, hedefleme ve elektronik harp podları, güçlü ve dönemine göre oldukça modern radar sistemleri gibi kabiliyetlere erişti. Güçlü motorları, uzun menzili ve yüksek taşıma kapasitesi ile Phantom, özellikle bölücü terör örgütüne karşı düzenlenen hava saldırılarında önemli görevler üstlendi.


Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz, bir Fantom tutkunu olan Emin Fındıklı'dan çok güzel bir kare

Türk Phantom’larının yetenekleri, Terminator projesi ile daha da gelişti. Bu proje ile uçaklara EL/M-2032 radarı ve EL/L-8225 elektronik harp sistemi ile Popeye I uzun menzilli güdümlü füze kabiliyeti eklendi. Böylelikle F-4E’lere, uzun menzilden düşman topraklarının derinliklerinde hassas taarruz yeteneği kazandırıldı. Terminator projesi başından itibaren derin darbe (deep strike / interdiction) görevlerine yönelik olarak kurgulandığından, uçaklara Yunanistan’ın F-4E AUP projesinin aksine havadan havaya kabiliyet artırımı öngörülmedi; AIM-9 yeteneği korundu.

F-4E/2020 uçaklarının tüm gövde, yapı ve aviyonik sistemlerine tam hakimiyet kazanan Türkiye, ulusal savunma sanayiinin gelişimi ile birlikte bu uçakların kabiliyetlerini bu sefer kendi imkânları ile geliştirmeye başladı. Bu kapsamda ilk ve belki de en önemli adım, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen Hassas Güdüm Kiti (HGK) projesidir. 2,000lb genel maksat bombasının, INS/GPS güdüm kiti eklenerek hassas güdümlü hale getirildiği HGK, F-4E/2020’lerde denenerek bu uçağın standart silah donanımı arasına girdi. HGK’yı, yine INS/GPS güdümlü Kanat Güdüm Kiti (KGK); beton sığınak ve tünelleri tahrip etme kabiliyetine sahip tandem çift harp başlıklı Nüfuz Edici Bomba (NEB), HGK’nın farklı ağırlıktaki türevleri ve nihayet en önemlisi, SOM uzun menzilli seyir füzesi izledi.

HGK’nın açtığı yolda zaman içinde F-4E/2020’lere ulusal savunma sanayiinin geliştirdiği pek çok farklı hassas güdümlü silah sistemi kabiliyeti kazandırıldı. HGK’nın farklı türevleri yanında bunlar arasında lazer güdüm kiti (LGK) ve kanatlı güdüm kiti (KGK) bulunuyor. Ayrıca, yüksek taşıma kapasitesi ile F-4E, 401. Filo bünyesinde pek çok silah ve sistemin testlerinde görev aldı.


F-4E/2020, 401. Filo
(Fotoğraf: Cem Doğut)

Taktik keşif görevinde kullanılan RF-4E’ler, burun kısımlarında KS-87B orta menzilli; KA-56E alçak irtifa ve KA-91B yüksek irtifa kamera sistemleri; AN/AAD-5 IRLS kızılötesi kamera ile KS-146B LOROP keşif podları ile görev yaptı. Açık kaynaklara göre teslim alınan RF-4E'lerden ikisi, 77-0314 ve 77-0316 bu podu taşıma kabiliyetine sahipti. 77-0314, 2012 yılında Suriye tarafından düşürüldü.

Eski nesil ıslak film teknolojisine sahip bu sistemlerin topladıkları görüntü istihbaratı (IMINT), gerçek zamanlı olarak GKİ’ye aktarılamamaktaydı. İnişten sonra filmlerin banyo edilmesi gerekmekte bu da anlık ya da zaman kısıtının ön planda olduğu istihbarat ihtiyaçları açısından zafiyet teşkil etmekteydi. Yüksek çözünürlüklü IMINT verisinin anlık olarak yer ile paylaşılması kabiliyetine yönelik başlatılmış olan iki ayrı proje çeşitli nedenlerle akamete uğradı. En sonunda 4 adet elektrooptik keşif podu tedarik edildi ve hizmete yeni girmeye başladı. Ancak arada, eski teknolojili IMINT sistemleri, yaşlı ve yıpranmış uçaklarla uzun süre kullanılmak zorunda kalındı. Nihayetinde RF-4E/TM’lerin emekliye ayrılmasıyla birlikte IMINT görevleri, 113. Filo’nun DB-110 podlarıyla donatılmış F-16’ları ve insansız hava araçları (İHA) tarafından devralındı.

Hizmet Sicili

Türk Hava Kuvvetleri 1974 – 1980 yılları arasında yeni üretim 72 F-4E ve 8 RF-4E; 1981 – 1994 yılları arasında ise ikinci el 110 F-4E ve 46 RF-4E olmak üzere toplam 182 F-4E ve 54 RF-4E teslim aldı. Bu uçaklar toplam dokuz filoda uçtu.

F-4E’ler muharip olarak en aktif biçimde bölücü terör örgütü PKK’ya karşı düzenlenen harekâtlarda kullanıldılar. Bu kapsamda Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Irak’ta düzenlenen İç Güvenlik Harekâtı ve sınırötesi operasyonlara yakın hava desteği ve hassas güdümlü taarruz görevleri ile katıldılar. RF-4E taktik keşif jetleri de bir yandan bu operasyonlara hedef tespiti ve hasar değerlendirmesi uçuşları ile destek verirken, öte yandan başta Ege ve Kıbrıs olmak üzere taktik ve stratejik seviye keşif ve istihbarat toplama görevlerini ifa ettiler.

F-4E’lerin, hava kuvvetleri hizmetindeki ilk yıllarında görece yüksek kaza – kırım oranları dikkat çekicidir. 6 – 7 yıl gibi bir sürede 15 uçak kaybedilmiştir. Bu durum, dönemine göre oldukça ileri bir teknolojiye sahip, modern bakım – onarım usul ve teknikleri gerektiren ve uçuş karakteristiği alışılagelenden bir hayli farklı olan bir uçağa uyum sürecine bağlanabilir. Nitekim takip eden dönemde 1. HİBM’de teşkil edilen bakım – onarım kabiliyeti, Phantom’ların oldukça yüksek bir harbe hazırlık oranına erişmesini sağlamıştır. O kadar ki, F-14 alım görüşmelerinde İran tarafı, ödemenin bir kısmının bu ülkenin Phantom’larının bakım- onarımı hizmeti ile mahsuplaşılmasını talep etmiştir.

F-4E, büyük ve dayanıklı gövdesi ile hizmet ömrü boyunca çeşitli güçlendirme, iyileştirme ve modernizasyon faaliyetlerine izin veren bir yapıdadır. Terminator projesi ile elde edilen teknoloji ve tecrübe, bu nedenle Işık ve Şimşek projelerinde kullanılabilmiş, ayrıca yerli olanaklarla geliştirilen silah ve görev sistemlerinin testlerinde kullanılmasını da mümkün kılmıştır. Terminator projesi bu anlamda son derece önemlidir, zira elde edilen birikimin geliştirilmesi ile Türkiye, tabiri caizse F-4’ü yeniden yaratabilecek seviyeye gelmiştir.

Taktik keşif görevini sırtlanan 113 ve 173 Filolar uzun süre RF-4E'leri başarıyla kullandılar. Ancak hizmet ömrünü tamamlayan uçakların görevden alınması ile birlikte azalan uçak sayısı, iki filoyu bir arada idame ettirmeyi güçleştirdi ve bu nedenle 2005 yılında 173. Filo, geçici olarak söndürüldü. Bu filonun RF-4E'lerinin 113'te toplanması ile taktik keşif görevli tek filo kalmış oldu. Ancak 2000'lerin sonlarına doğru tırmanışa geçen bölücü terör örgütü saldırıları ve artan taktik keşif görevi ihtiyaçları nedeniyle 173. Filo tekrar faal hale getirilerek, Işık Projesi ile modernize edilen uçaklarla donatıldı. Böylelikle, kısa süre de olsa tekrar iki keşif filolu döneme dönülmüş oldu.



RF-4E’ler, 2012 ile 2015 arasında yaşanan acı olaylarla kamuoyunun gündemine geldi. 22.06.2012 tarihinde 173. Filo’ya ait bir RF-4E/TM, Hatay açıklarında Suriye hava savunması tarafından düşürüldü ve iki pilotumuz şehit oldu. Ertesi sene Sivas Kangal’da bir başka RF-4E/TM düştü; pilotlar fırlatma koltuğu ile atlayarak kurtuldu. Ancak 2015 Şubat ayında Malatya’da iniş için alçalmakta olan iki RF-4E/TM’nin düşmesi ve dört pilotun şehit olması, kamuoyunda oluşan yanlış algı ile birleşince tüm Phantom filosuna yönelen bir şüphe ve tepkiye neden oldu. Eleştiri ve spekülasyonlar zirvedeyken 2015 Mart ayında Konya’da bir F-4E/2020’nin düşmesi ve iki pilotun şehit olması, zaten o yıl içinde planlanmış olan RF-4E/TM’lerin emekliliğini erkene çekti. 2014 yılında söndürülen 113. Filo'nun uçaklarını devralan 173. Filo’da aktif kalan son 8 RF-4E/TM, 12.03.2015 tarihinde düzenlenen bir törenle emekliye ayrıldı. Bu uçakların görevini, DB-110 keşif podları ile donatılan 143. Filo F-16 Block 30’ları devraldı. 15 Temmuz’dan sonra bu filo 113 olarak Eskişehir’e taşınacaktı.

F-4E/2020’lerin üç ana kullanıcısı uzun süre, 111 ile 171 muharip ve 132 silah ve taktikler filoları idi. 132. Filo, hem F-4E/2020 hem de F-16 uçaklarını barındırması nedeniyle özel bir yere sahipti. Ancak geçtiğimiz sene savunma basınına yansıyan haberlere göre bu filo, 2014 yılında Terminator’lerini 112. Filo’ya gönderdi. Phantom ve Savaşan Şahin’leri bir arada uçurma ayrıcalığı ise, yeni silah ve sistemlerin test ve geliştirme faaliyetlerinde görev alan 401. Geliştirme Filo’ya ait.

F-35A uçaklarının ilk kullanıcısı olarak sırayla 172 ve 171 filolar belirlenmişti. Bu kapsamda 172. Filo 2009, 171. Filo da 2016 yılında F-35A’lar gelene kadar geçici olarak söndürüldü. Ancak Türkiye’nin Rusya Federasyonu’ndan S-400 hava savunma sistemi alması ve buna karşılık ABD’nin Türkiye’yi F-35 program üyeliğinden çıkararak uçakların teslimatını askıya alması sonucunda hem söz konusu filoların donatılması hem de Türk Hava Kuvvetlerinin modernizasyon planları akamete uğradı. Bu durum, F-4'lerin emeklilik tarihini de belirsiz bir süre öteledi. Oluşan kabiliyet açığını telafi etmek amacıyla Türkiye, ABD'den 40 adet yeni üretim F-16V ile 79 adet F-16'nın F-16V seviyesine yükseltilmesi için modernizasyon kitleri talep etti. Bir diğer yandan da İngiltere ile Eurofighter Typhoon alımı için görüşmeler başlatıldı. Öte yandan Türkiye, 2030'lardan itibaren hizmete girmesi planlanan Milli Muharip Uçak Kaan projesini yürütüyor: İlk prototip ilk uçuşunu 21.02.2024 tarihinde gerçekleştirmişti. Hizmete girdiğinde Kaan, 5. nesil çok rollü bir savaş uçağı olarak modern Türk hava gücünün belkemiği olacak.

Terminator projesine dahil edilmeyen, görece yaşlı ve yıpranmış F-4E’ler, 2000’lerin başlarında bir süre daha uçmaya devam etti. Bu uçaklardan 16 adedi, en azından 2014’e kadar uçacak şekilde Şimşek projesi ile kısmî iyileştirmeye tabi tutuldu. Ancak uçak sayısının yetersizliği, 172. Filo’yu vurdu ve F-35A Lightning II’lerin Türk Hava Kuvvetleri’ndeki ilk kullanıcısı olması planlanmış olan bu filo, 2009 yılında geçici olarak söndürüldü. Geri kalan tek F-4E filosu olan 112 ise bir müddet daha F-4E/TM’ler ile uçmaya devam etse de bu uçaklar sürpriz bir şekilde 2012’de uçuştan çekildi. Bu filo bir müddet 111. Filo’nun Terminator’lerini uçurdu ve 132’den gelen F-4E/2020’ler ile de takviye edildi. En nihayetinde de 2015 senesinde söndürüldü. Böylece bir zamanlar aynı anda üç filoda en az 60 Fantom’a ev sahipliği yapan Eskişehir, 111 ve 401. Filolarda uçmaya devam eden az sayıda F-4E/2020 ile bu uçakların son yuvası haline geldi.

Sonuç

F-4E Phantom II’nin hizmete girişi, modern Türk hava gücünün doğum tarihi olarak kabul edilebilir. Zira bu uçak ile birlikte Türk Hava Kuvvetleri gerçek anlamda çok rollü bir muharip uçağı envanterine almış; bu uçakla birlikte havadan havaya ve havadan yere güdümlü silahlar, hedefleme ve elektronik harp podu, çok işlevli radar gibi kabiliyetler kazanmıştır. F-4’e kadar Türk Hava Kuvvetlerinin belkemiğini teşkil eden F-100, F-104 ve F-84 savaş uçakları 1. ve 2. nesil kategorisinde olup, Fantom ile birlikte 3. nesil muharip uçaklara sahip olunmuştur. Donatılmış olduğu, dönemine göre ileri teknoloji ürünü sistem ve aksam nedeniyle, Phantom Türk Hava Kuvvetlerinin bakım, onarım ve idame altyapısında da köklü bir dönüşümü tetiklemiştir. Bir benzer köklü değişim ve dönüşüm süreci, F-16’nın hizmete girmeye başladığı 1980’lerde yaşanacaktır.

Her ne kadar 1974’te hizmete girse de F-4’ün özellikle av – önleme ve hava üstünlüğü görevleri bakımından kabiliyet ve imkânlarından tam olarak faydalanılması, 1980’lere kadar mümkün olmamıştır. Bunda uygun silah ve donanımın yeterli sayılarda envantere ancak bu dönemde girmiş olması kadar, av – önleme, düşman hava savunmasını bastırma (Suppression of Enemy Air Defence; SEAD) gibi yüksek eğitim ve karmaşık plan gerektiren görev tiplerine yönelik hazırlık ve altyapının bulunmaması etkili olmuştur. Nitekim 1980’lerin ortalarından itibaren ABD ile süratle artırılan müşterek tatbikatlarda, F-4 filolarının av – önleme ve hava hakimiyeti yetkinlikleri artırılmaya çalışılmıştır. Bu süreçte edinilen dersler, ilerleyen yıllarda Anadolu Kartalı olarak cisimleşecektir.

Terminator projesi ile elde edilen test, entegrasyon ve yazılım altyapısı, kısa ömürlü olsa da iki modernizasyon projesi ve bir geliştirme filosu üretmiştir. Yüksek taşıma kapasitesi ve geniş hacmi ile pek çok donanımın takılmasına ve emniyetli şekilde uçurulmasına olanak veren Phantom’un gövdesi, yaşına rağmen ulusal savunma sanayiinin pek çok sistem ve silahının testinde çok kritik görevler üstlenmiştir.

Türk göklerinde göreve başlamasının üstünden 50 yıl geçen Baba Fantom, yalnızca J79’larının gürültüsüyle bile güven vermeye devam ediyor. Her ne kadar Türk Hava Kuvvetleri, yıllarca pek çok zorlu görev üstlenmiş, pek çok Türk gencine havacılık sevgisi aşılamış, pek çok evin duvarlarında posterlerde yer almış bu uçağa hak ettiği değeri vermemiş, bu suretle de Türk havacılık tarihi ve kültürüne dair duruşunu bir kez daha göstermiş olsa da, Fantom şimdiden Türk askeri havacılık tarihinin sembollerinden biri haline gelmiş durumda.


 

Türk Hava Kuvvetleri F-4E ve RF-4E Teslimatları

Model

Adet

Teslimat Tarihi

Proje

Filo

Notlar

F-4E

8

1974 – 1975

Peace Diamond I

113

 

F-4E

32

1978

Peace Diamond I

113, 112

 

F-4E

32

1978 – 1979

Peace Diamond II

172, 111

 

RF-4E

8

1980

Peace Diamond II

113

 

F-4E

15

1981 – 1984

Peace Diamond III

173

USAF. SEA kamuflajlı

F-4E

15

1984 – 1985

Peace Diamond IV

Muhtelif

USAF

F-4E

40

1987

Peace Diamond V

131, 132

ANG

F-4E

40

1991 – 1992

Peace Diamond VI

 

USAF. Gri renk ve köpekbalığı ağzı motifli

RF-4E

46

1992 – 1994

Kaan

 

Luftwaffe

13 adedi yedek parça

 

 

Türk Hava Kuvvetleri F-4E ve RF-4E Modernizasyon Projeleri

Model

Adet

Proje

Teslimat Tarihi

F-4E

54

F-4E/2020 Terminator

2000 – 2003

RF-4E

18

RF-4E/TM Işık

2009 – 2010

F-4E

16

F-4E Şimşek

2010 – 2011

 

 

 

Türk Hava Kuvvetleri F-4E ve RF-4E Filoları

Üs

Filo

Model

Hizmet Yılları

1. AJÜ Eskişehir

111 “Panter”

F-4E

F-4E/2020

1979 – 1999

2000 –

112 “Şeytan”

F-4E

F-4E/TM

F-4E/2020

1974 – 2010

2010 – 2012

2012 – 2015

113 “Tayfun”

F-4E

1974 – 1979

113 “Işık”

RF-4E

RF-4E/TM

1980 – 2010

2010 – 2014

401

F-4E/2020

2014 –

3. AJÜ Konya

131 “Ejder”

F-4E

1987 – 2004

132 “Hançer”

F-4E

F-4E

F-4E/2020

1987 – 1992

1993 – 2006

2007 – 2014

7. AJÜ Erhac

171 “Korsan”

F-4E

F-4E/2020

1978 – 2001

2001 – 2016

172 “Şahin”

F-4E

1978 – 2009

173 “Şafak”

F-4E

RF-4E

RF-4E/TM

1981 – 1994

1994 – 2005

2009 – 2015

 





Not:
Bu makale, Siyah Gri Beyaz'da 25.03.2015 tarihinde yayımladığım "Türk Phanom'ları" yazısının gözden geçirilerek genişletilmiş halidir.

 

Kaynakça

Levent Başara, “İlk Phantom 50 yıl önce bugün gelmişti”, TolgaOzbek.com, 30.08.2024, https://tolgaozbek.com/yazarlar/ilk-f-4e-phantom-50-yil-once-gelmisti/

Levent Başara, “Türk Hava Kuvvetlerinde F-4E Phantom Dönemi”, TolgaOzbek.com, 31.08.2024, https://tolgaozbek.com/yazarlar/turk-hava-kuvvetlerinde-f-4e-phantom-donemi/

William R. Peake, “McDonnell Douglas F-4 Phantom II: Production and Operational Data”, Midlands Publishing, 2004

Cem Doğut, “Türk Hava Kuvvetleri’nde F/RF-4E Phantom II”, Cem Doğut, 2021

Ole Nikolajsen, “Turkish Military Aircraft Since 1912”, Scramble Publishing, 2007

Özge Kılınç ve Feridun Taşdan, "F-4E 2020 Terminator",Turkish Defence, Sayı 2, 2004

Arda Mevlütoğlu, "Turkey's Phantom Force", Aviation News, Mayıs 2014

Arda Mevlütoğlu, "Anatolian Phantoms", Air International, Ocak 2011

Siyah Gri Beyaz: Muhtelif makaleler

Savunma ve Havacılık: Muhtelif sayılar

Jane's Defence Weekly: Muhtelif sayılar

McDonnell F-4 Phantom II: http://www.joebaugher.com/usaf_fighters/f4.html

McDonnell Douglas F-4 Phantom II, Wikipedia: http://en.wikipedia.org/wiki/McDonnell_Douglas_F-4_Phantom_II




Mekanın cennet olsun Emin ağabey...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Diğer makalenize yaptığım yorumu aynen kopyalıyorum:
"Arda Bey, Türk Hava Kuvvetleri'nde F4'lerin 50.yılı vesilesiyle makalenizi tekrar okudum. Gerçekten emeğinize sağlık, Türk savunma sanayi ve Türk havacılığı için çok önemli bir yere sahip F4'lere yakışan bu çalışma için sizi tebrik ediyorum.

Her ne kadar tarih çalışmalarında günümüzün geçmişe yansıtılmasıyla yapılan akıl yürütmeler fazla sevilmese de merak ettiğim bir husus da F35'lerin Türkiye'ye gelmeyebileceği ihtimalinin biraz üstünde durulsa acaba F4'leri bu kadar erken gözden çıkarır mıydık?

Tabi ki bu süreçte S/İHA sistemlerinin devreye girmesiyle normalde uçak kaldırdığımız senaryolarda yükümüzün hafiflemesi bir nebze elimizi rahatlattı. Yine de kamuoyu algısı F4'ler özelinde daha iyi yönetilebilirmiş gibi geliyor.
Teşekkürler."

Tekrar teşekkür ederim Arda bey.

Ayrıca şunu da belirtmek isterim, sizin de biraz dokundurduğunuz gibi Türk havacılığının gerçekten kültürel anlamda da desteklenmesi gerekiyor. Eskiden Türk Hava Kurumu gibi kurumlar belki bir nebze bunu başarıyordu fakat belirli sebeplerden onların da fazla bir etkinliği kalmadı.

Türkiye'de hali hazırda bence büyük bir havacılık müzesi eksiğimiz var. Bundan kastım sadece uçakların bir kalıp gibi çimlerin üzerine oturtulmasından ziyade tarihiyle, arkasındaki ilim ve bizim için öneminin anlatıldığı kapsamlı bir girişim.

Muhtemelen 2024 sonu veya 2025 başı, 50. yıl kutlandıktan sonra F4'ler tamamıyla hizmetten el çektirilecek. En azından bir tane, tercihen 5.000., F4'ün uçar durumda bırakılması ve bakımlarının düzenli yapılmasını isterim.

Ayrıca gönlümden geçen Eskişehir'de fantomlara özel bir müze. Bence bunu hakediyor ve elimizde yeteri kadar imkan var. Motoru ile kokpiti ile boşa çıkacak F4 simülatörü ile güzel bir deneyim yaşatılabilir özellikle genç kardeşlerimize. Muhtemelen gerçekleşmez ama biz yine de notumuzu düşmüş olalım.

Saygılar.