19/08/2015

İran ve İnsansız Hava Araçları

İran, Şah döneminde ABD'nin desteği ve teknoloji transferi ile kurulan havacılık sanayii birikimini, İslam Devrimi ve sonrasındaki uluslarası yaptırımlara rağmen korumayı ve geliştirmeyi başardı. Bu performansın en göz önündeki örnekleri, F-14 Tomcat, F-4E Phantom II, F-5 gibi 1970'lerin ikinci yarısında tedarik edilen savaş uçaklarının bakım, onarım ve yenileme faaliyetlerinin yurtiçi imkânlarla yapılması, hala uçabilir durumda tutulmaları ve hatta bazı yerli geliştirme projelerinde altlık olarak kullanılmalarıdır.

Aynı başarı, Şah döneminin sonlarında elde edilmeye başlanan uzaktan kumandalı keşif uçağı sistemleri tecrübesinin geliştirilerek insansız hava aracı (İHA) sanayiinin kurulmasında da gösterildi. Özellikle 1990'lardan itibaren roket ve füze teknolojileri ile birlikte en yoğun ArGe ve üretim faaliyetlerinin İHA alanında yürütüldüğü görülüyor.

İran'ın teorik ve uygulamalı bilimlerdeki insan kaynakları kapasitesi, tersine mühendislik ve yaptırımların çevresinden dolaşmadaki maharet ile birleşince ortaya çok sayıda İHA projesi çıktı. Bu İHA'lar hem İran ordusu hem de İran'ın müttefiki ülke ve örgütler tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Dolayısıyla İHA'lar, İran'ın yürütmekte olduğu dış politikanın önde gelen araçları haline geldiler.

Başka bir ifade ile İran, aynı İsrail gibi bir İHA gücü haline geldi. Bu gücün yakından incelenmesi, Türkiye için de önemli dersler çıkarabilir.


İran'ın İHA Geliştirme ve Üretim Kapasitesi

İran'ın insansız hava aracı sanayiinin iki önde gelen oyuncusu bulunuyor. Bunlar Devrim Muhafızları'na (Pasdaran) bağlı Kuds Havacılık Sanayii ile Savunma Bakanlığı'na bağlı İran Havacılık Sanayii Teşkilatı'nın (IAIO) bir iştiraki olan HESA. Kuds şirketinin ana faaliyet alanı İHA'lar iken HESA, İHA'lara ilaveten sabit ve döner kanatlı uçak üretimi, alt sistem ve gövde parçaları imali ile de ilgileniyor.

1985 yılında kurulan Kuds'ün merkezi Tahran'da. Her ne kadar HESA ile birlikte IAIO çatısı altında bulunsa da şirket, doğrudan Pasdaran kontrolünde.

Şah döneminde, 1976 yılında kurulan HESA ise, İsfahan'daki 250,000 m2 kapalı alana sahip tesislerde faaliyetlerini yürütüyor. ABD'li Textron şirketi tarafından Bell 214 genel maksat helikopterlerinin üretim, bakım ve onarımı için kurulan HESA, süreç içinde hem ABD'den transfer edilen tasarım ve üretim altyapısını geliştirdi, hem de Ukraynalı Antonov ile birlikte yürütülen IrAn-140 yolcu uçağı gibi projelere imza attı.

Kuds ve HESA haricinde İran havacılık sanayiinde faaliyet gösteren bir diğer şirket ise, özel sektöre ait Farnas Havacılık ve Uzay Şirketi. Bu şirket, Black Eagle, Şahin, Oruç 1, Oruç 10 isimli İHA'ları geliştirdi. Çoğu prototip aşamasında olan bu İHA'lardan seri üretime geçen olmadı.


İran'ın Ürettiği Başlıca İHA Modelleri

Ebabil: HESA tarafından geliştirilip üretilen Ebabil'in üç farklı modelinden 400'e yakın üretilmiş olduğu tahmin ediliyor. Taktik İHA sınıfındaki Ebabil'lerden Ebabil 1, 1980'li yıllarda geliştirilmiş, 40kg harp başlığı ile donatılmış bir taarruzi / intihar İHA'sı.

Tasarım çalışmalarına 1991 yılında başlanan Ebabil 2, keşif gözetleme görevlerine de uyarlanabilen bir hedef uçağı. Seri üretimine 1992'de başlanan İHA ilk kez Abu Dabi'de 1999 yılında düzenlenen IDEX 99 sergisinde dünya kamuoyuna gösterildi. Azami uçuş süresi yaklaşık 2 saat ve görev yarıçapı 100km olarak veriliyor. İsteğe bağlı olarak gerçek zamanlı veri bağı sistemi, GPS/INS destekli otopilot ile de donatılabiliyor. Ebabil 2, İran'ın sık sık düzenlediği tatbikat ve savaş oyunlarında yaygın olarak kullanılmakta; çift kuyruk konili daha gelişmiş bir hedef uçağı türevi olan Ebabil CH de tatbikatlarda kullanılırken görüntülenmişti.

Lübnan Hizbullahı tarafından da kullanılan Ebabil 2'nin aynı zamanda örgüt tarafından geliştirilmiş, çift kuyruk konili Ebabil T (Mirsad 1) isimli bir türevi de bulunuyor.

2000'lerin başlarında geliştirilen Ebabil 3 ise, Güney Afrikalı Denel üretimi Seeker İHA'sı ile büyük benzerlik taşıyor. Bu benzerliğin sebebinin, iki ülkenin 2000'lerin ilk yarısında savunma ve ticaret alanlarında geliştirdikleri işbirliği olması muhtemel. Bu süreçte İran'ın, Güney Afrika'dan çeşitli alt sistem ve bileşen teknolojilerini edinmiş olduğu tahmin ediliyor.

Üretimine 2006 yılında başlanan Ebabil 3 ilk kez 2008 yılında Sudan'da görüntülendi. Kendi ülkesinde ise ilk kez 2010 yılındaki Büyük Peygamber 5 tatbikatında Devrim Muhafızları  (Pasdaran) tarafından kullanılırken görüldü. Ebabil 3, Sudan ile birlikte Irak ve Suriye'de en yaygın şekilde kullanılan İHA.

Ebabil 3, gimballi bir elektrooptik kamera, aşağı doğru bakan sabit bir kamera ya da sabit eğik açılı keşif kamerasından biri ile donatılabiliyor; azami görev yarıçapı yaklaşık 100km.

Fotros: 2013 Kasım ayında gösterişli bir törenle kamuoyuna tanıtılan Fotros projesi hakkında ayrıntılı bilgi mevcut değil. Dış görünüş olarak İsrail'in Heron'una büyük ölçüde benzeyen Fotros törende, kanat altlarında görünüm olarak ABD yapımı AGM-114 HelllFire'a çok benzeyen ve hatta üzerlerinde AGM-114K-2 modeline nazire yaparcasına "K-2" yazan iki adet füze ile sergilendi.

İran Savunma Bakanlığı tarafından 2,000km görev yarıçapına ve 25,000ft azami irtifaya sahip olduğu açıklanan Fotros'un ayrıca 16 - 30saat havada kalabildiği belirtilmişti.

Fotros, açıklanan performans değerleri itibariyle Şahid 129'a eşdeğer bir platform. İran'ın benzer niteliklerde iki ayrı İHA üretmiş olmasının nedeni, Pasdaran ile düzenli ordu arasındaki rekabete bağlanabilir. Zira Fotros bir Savunma Bakanlığı - Hava Kuvvetleri projesi iken Şahid 129 Pasdaran tarafından yürütülen bir proje.

Hamaset: İran'ın son dönemde sergilediği en ilginç İHA projelerinden biri, 2013 Mayıs ayında tanıtılan Hamaset. Uçak, kanat altlarında birer 107mm topçu roketi ile gösterilmişti. Uçağın burun kısmındaki kabarıklık, SATCOM uydu muhabere anteni taşıdığını düşündürtse de, bu bölmenin oldukça dar oluşu da dikkat çekiyor. Törende gösterilen Hamaset herhangi bir elektrooptik faydalı yük taşımıyordu ancak gövde altında silindirik bir radar radomu bulunmaktaydı. Yakından incelendiğinde bu radarın, ticari bir deniz radarı olduğu anlaşılıyor. Bahsi geçen tanıtım töreninden kısa süre sonra bir adet Hamaset prototipinin uçuş testlerini gösteren bir video yayınlanmıştı.

Karrar: HESA şirketi tarafından geliştirilen Karrar, jet motorlu bir taarruzi İHA. İlk kez 2010 yılındaki bir geçit töreninde kamuoyuna gösterilen Karrar, Nur gemisavar füzesinde de bulunan Tûlû-4 turbojet motorunu kullanıyor. Tûlû-4, Fransız TRI-60 motorunun, muhtemel Rus desteği ile üretilmiş bir kopyası. TRI-60 ise, Storm Shadow / SCALP seyir füzelerinin motoru.

Roket destekli kalkış sistemine sahip Karrar, paraşüt ile iniş gerçekleştiriyor. İran bu İHA'yı çeşitli sergi ve geçit törenlerinde gövde ve kanat altlarında Mk serisi klasik bomba, Kovsar gemisavar füze takılı halde sergiledi. Azami hızı 900km/saat olarak verilen Karrar 1,000km menzile sahip.

Koker 1: İran basını tarafından Kasım 2012'de uçuş testi yapıldığı duyurulan Koker 1'in, dört rotorlu bir tilt kanat İHA olduğu, havada 3 saat kalabildiği ve 170km görev yarıçapına sahip olduğu bilgileri verilmişti. Araçla ilgili haberlerde servis edilen fotograf, Japon Çiba Üniversitesi tarafından üretilen QTW adlı bir İHA'nın fotografının tahrif edilmiş hali. Ayrıca üzerinde "Koker" yazan, dört tilt-fan ile donatılmış bir başka İHA'ya ait bilgisayar çizimi de gösterildi. Buradan hareketle projenin henüz masa başında olduğu iddia edilebilir.

Muhacir: Muhacir, Kuds Havacılık Sanayii Şirketi tarafından üretilen bir İHA ailesi. Tasarım ve üretim geçmişi, İran Irak Savaşı'na kadar uzanıyor. Ebabil serisi ile birlikte Muhacirler, İran'ın en fazla ürettiği insansız uçaklar.

Serinin ilk üyesi olan Muhacir 1, Pasdaran'ın savaş sırasındaki taktik keşif ihtiyaçlarını karşılamak için 1985 yılında geliştirildi. Çift kuyruk konisi taşıyan silindirik gövdenin ucunda, yere doğru bakan eğik bir kamera haznesi olan Muhacir, aynı zamanda dünyanın ilk taarruzî İHA'larından: Bazı Muhacirler, kanat altlarında üçer RPG-7 roketatarları ile donatılmıştı.

1990'ların ortalarında geliştirilen Muhacir 2'den, 2000'lerin ortalarına kadar 250'den fazla üretildiği tahmin ediliyor. Selefinin gövde tasarımının geliştirilmesi ile ortaya çıkan Muhacir 2, tekerlekli değil kızaklı iniş takımlarına ve mancınıklı kalkış sistemine sahip. Aynı Muhacir 1 gibi toplam altı RPG-7 taşıyabilen Muhacir 2, 15kg faydalı yük taşıma kapasitesine, 1.5saat havada kalabilme ve 11,000ft irtifada görev yapabilme yeteneğine sahip. Menzilin 50km'den 150km'ye; havada kalış süresinin de 1.5saatten 6saate çıkartıldığı Muhacir 2N türevi, 2014 Kiş Hava Gösterisi sırasında tanıtıldı.

Muhacir 2'nin, Raad 85 adlı bir de taarruz maksatlı intihar türevi de bulunuyor.

Muhacir 2'nin resmî tek ihrac müşterisi, Venezüella. Bu Güney Amerika ülkesi, Muhacir 2N'leri Arpia adı ile lisans altında üretiyor. Suriye üzerinde uçtuğuna dair de teyit edilmemiş bilgiler mevcut.

Bir önceki model ile aynı dönemde geliştirilmeye başlanan ve üretilen Muhacir 3 Turna, daha büyük, dikdörtgen şekilli bir gövdeye sahip. 100km menzile ve 2 - 3 saat havada kalma süresine sahip Muhacir 3'ün prototip seviyesinde kalmış olması muhtemel.

Serinin en son üyesi Muhacir 4 Hüdhüd de ilk kez 1999 yılında kamuoyuna tanıtıldı. 2000'lerin ortalarına kadar 30'dan fazla üretilmiş olduğu tahmin edilen Muhacir 4, 175kg azami kalkış ağırlığına, 3 - 5 saat havada kalma kabiliyetine, 18,000ft azami irtifa ve 150km menzile sahip. Bu İHA ayrıca Çin yapımı QW-1 omuzdan ateşlenen uçaksavar füzesi ile de donatılabiliyor. Muhacir 4, Irak ve Suriye'de yoğun olarak kullanılmakta. Muhacir 4'ün öncüllerinden en önemli farkı, GPS seyrüsefer sistemine sahip olması ve önceden belirlenmiş rota noktalarının uçuş sırasında değiştirilebilmesi. Bu İHA aynı zamanda muhabere rölesi olarak da kullanılabiliyor.

Saika: Kuds Havacılık Sanayii Şirketi üretimi olan ve hedef uçak olarak kullanılan Saika'nın iki ayrı modeli bulunuyor: Saika 1, radyo kontrollü iken, daha gelişmiş model olan Saika 2, GPS destekli otomatik pilota sahip. Saika 2'nin dikkat çeken özelliği, farklı kızılötesi ve radar izlerini taklit edecek şekilde ayarlanabilmesi ve böylelikle düşman hava savunma sistemlerini aldatmak için kullanılabilmesi.

Sarir: İlk kez 2013 Nisan ayında bir geçit töreninde kanat altlarında birer QW-1 uçaksavar füzesi taşır halde gösterilen H-110 Sarir, dış görünüş olarak İsrail yapımı Hunter'la büyük ölçüde benzerlik taşıyor. Uçak ile ilgili teknik bilgi ve ayrıntılar açık kaynaklarda mevcut değil ancak Hava Savunma Kuvvetleri'nin bir projesi olduğu biliniyor. Bu da, Sarir'in ana görevinin düşman İHA'larını düşürmek olduğunu düşündürüyor.

Şahid 129: HESA'ya bağlı Şahid Havacılık Sanayii Araştırma Merkezi tarafından üretilen Şahid 129 İHA sistemi kamuoyuna ilk kez 2012 Eylül ayında gösterildi. Sistem dış görünüş olarak İsrailli Elbit şirketinin Hermes 450 İHA'sı ile büyük benzerlikle taşıyor. Sistemin iddia edilen havada kalış süresi 24saat, menzili ise 2,000km; ayrıca Sadid 1 yarı aktif lazer güdümlü füzelerinden toplam dört adet taşıyabiliyor.

Şahid 129'un İran televizyonlarında yayınlanan faydalı yük görüntüleri, Ebabil 3 ile aynı görüntü işleme yazılım ve/veya donanımını kullandığını gösteriyor. Dolayısıyla İran'ın, Ebabil 3 geliştirme ve üretim tecrübesini bu İHA'da kullanmış olması muhtemel.

Talash: Kuds tarafından üretilen ve iki ayrı modeli olan Telaş, bir eğitim İHA'sı. Telaş 1, İHA operatörlerinin uçuş eğitiminde, Hedef 3000 Telaş 2 ise, uçaksavar topçusunun nişancı eğitimlerinde kullanılıyor. Telaş 1 tekerlekli iniş takımları ile; Telaş 2 mancınıkla ya da roket destek sistemi ile kalkış yapıyor. Her iki İHA da 30dakika havada kalma süresine sahip.

Yasir: İran Havacılık Sanayii Teşkilatı üretimi olan ve Eylül 2013'te ilk kez kamuoyuna tanıtılan, Yasir İHA sistemi, 2012 Aralık ayında ele geçirilen Amerikan InSitu firması üretimi ScanEagle İHA'nın bir kopyası. 15,000ft uçuş tavanına ve 8saat havada kalma kapasitesine sahip Yasir'in görev yarıçapı 200km. İran Yasir İHA'lardan birini Rus Hava Kuvvetleri'ne hediye etmişti.


İran'ın Seferî İHA'ları


Başta ABD olmak üzere Batı dünyası, Körfez ülkeleri ve İsrail ile yoğun bir bölgesel güç mücadelesinde bulunan İran, Ortadoğu coğrafyasındaki çıkarlarını korumak için askeri, istihbari ve psikolojik yöntem ve teknikleri yoğun olarak kullanan bir ülke. Bunlar arasında Hizbullah gibi örgütleri kurmak ve/veya desteklemek olduğu kadar, müttefik olunan ülke rejimlerine personel / danışman, silah, teçhizat, eğitim hizmeti vb desteklerin sağlanması da bulunuyor.

Bu kapsamda 2000'lerin başlarından bu yana doğrudan ya da dolaylı olarak müdahil olunan neredeyse tüm çatışma bölgelerinde, İran yapımı insansız hava araçları görülmekte. İran kendi personeli, desteklediği rejim orduları veya örgüt üyeleri ile İHA'ları son derece aktif olark kullanmakta. Dahası, bu sistemler yoğun bir psikolojik harekat ve propaganda aracı olarak da rol oynamakta.

İran'ın müdahil olduğu çatışma bölgeleri ve buralara gönderdiği İHA'ların sicilleri incelendiği zaman ortaya çarpıcı bir manzara çıkıyor:

Irak

İran, 2003 ABD işgalinden sonra bir şiddet sarmalının içine giren Irak'ta, Şii gruplara yoğun şekilde eğitim, silah, teçhizat ve ikmâl yardımı sağlamakta. Bu desteğe ilaveten kendi unsurları ile de Irak'taki çatışmalar ile ilgili özellikle sınır hattına yakın bölgelerde yoğun keşif - gözetleme faaliyetleri yürütüyor.

2011 Aralık ayında ABD'nin Irak'taki kuvvetlerinin komutanı Orgeneral Jeffrey Buchanan, İran'ın İHA uçuşlarının sınırın kendi taraflarında belli bir rutinde gerçekleştiğini, sınır ihlali durumlarının çok fazla yaşanmadığını açıklamıştı. ABD'nin birliklerini Irak'tan geri çekmeye 2007 yılında başlayıp, 2011 sonunda tamamlamış olduğu göz önüne alınırsa, İran'ın ABD'yi Irak üzerinde İHA uçurarak çok fazla tahrik etmek istemediği öne sürülebilir.

Ne var ki bu dönemde bazı ilginç olaylar da yaşandı. 25.02.2009 günü Diyala yakınlarında ABD Hava Kuvvetleri'ne ait F-16'lar, Ebabil 3 tipi bir İHA'yı makinalı topla vurdu. Paraşüt sistemi ile yere inen İHA, neredeyse tamamen sağlam bir şekilde ABD kara birlikleri tarafından ele geçirildi. Bu, Irak'ta İran İHA uçuşlarına dair ilk somut kanıtlardan biri idi ayrıca: Vurulduğu sırada Ebabil 3, Camp Eşref adlı ABD üssünü ve yakınlarındaki bir mülteci kampını gözetliyordu.

Ancak ABD'nin Irak'tan çekilmesi ve kısa süre sonra Suriye'den ülkenin dört bir yanına yayılan IŞİD nedeniyle, İran'ın ülkedeki askeri varlığı hızla arttı. Bu kapsamda hem merkezî hükümet hem de Şii milis gruplarına yoğun personel, eğitim, silah ve lojistik destek sağlanmasına başlandı. Bunun sonucunda da Irak'taki İran yapımı İHA varlığı, özellikle 2014'ten itibaren hızla arttı. O kadar ki, Bağdat'taki Raşid Hava Üssü'nde bir komuta kontrol merkezi kuran İranlılar, burayı bir İHA üssüne dönüştürdü. 2014 Haziran'ında Musul'un IŞİD tarafından ele geçirilmesinden sonra bu üssün faaliyetleri yoğunlaştı ve İran buraya ilave Ebabil 3'ler sevketmeye başladı.

Irak'ta uçan Muhacir 4'lerden en az iki tanesinin düşürüldüğü belgelenmiş durumda. Bunlardan ilki Samara'da 2014 Temmuz ayında, diğeri ise 2015 Ocak'ta Kerkük'te IŞİD tarafından düşürüldü. 2015 Şubat ayında da Irak bayrağı ve milliyet işaretleri taşıyan bir Ebabil 3, IŞİD militanları tarafından Samara yakınlarında düşürüldü. Mart ayında ise tipi belirtilmeyen bir İran İHA'sı Tikrit'te düştü.

Lübnan

Hizbullah örgütü Lübnan'da ve İsrail'in kuzeyinde İran yapımı İHA'ları en erken 2004 Kasım ayından bu yana yoğun şekilde kullanıyor. Bu tarihte Mirsad 1 tipi bir İHA, Lübnan'ın güneyinden Batı Celile'deki Nahariye kasabası üzerinde 20 dakika kadar uçup görüntü toplamış, İsrail Hava Kuvvetleri müdahale edemeden geri dönmüştü. Ertesi sene Nisan ayında da başka bir Mirsad 1 yine aynı bölgede rahatsız edilmeden uçarak gözetleme gerçekleştirdi.

Hizbullah'ın İran yapımı İHA'ları taarruzî maksatlarla ilk kullanışı, 2006 Lübnan Savaşı sırasında oldu: Her biri 40 - 50kg harp başlığı taşıyan üç Ebabil, İsrail'in kuzeyine doğru uçarken F-16'lar tarafından karşılandı. İHA'lardan biri Hayfa yakınlarında, biri Batı Celile'de diğeri ise Tir yakınlarında düşürüldü. Bu olaydan sonra sekteye uğrayan İHA operasyonları 2012'den sonra tekrar hız kazandı.

06.10.2012 günü Hizbullah çok ses getiren bir İHA görevi gerçekleştirdi: "Eyüb" isimli İran yapımı bir İHA, İsrail'in Dimona'daki gizli nükleer tesisi üzerinde uçtu. Basına yansıyan haberlere göre Eyüb, Lübnan'ın güneyinden havalanıp Akdeniz üzerinden uçarak Batı Şeria'dan İsrail hava sahasına geçiş yapmıştı. İHA, tesis yakınlarında bir İsrail F-16'sı tarafından düşürüldü. Uçağın topladığı görüntüleri veri bağı sistemi ile yer kontrol istasyonu ya da uzak görüntü terminaline aktarmış olabileceği tahmin ediliyor.

2013 Nisan ayında ise Hayfa üzerinde uçan bir Hizbullah, yaklaşık 1 saat süren bir takibin ardından düşürüldü. İsrail askeri kaynakları, İHA'nın, Hayfa'daki kimyasal madde depoları ve/veya açık deniz enerji sondaj alanlarını görüntülemek için havalanmış olabileceğini tahmin ediyorlar.

Hizbullah'ın İHA operasyonlarına verdiği önem, Bekaa Vadisi'nde inşa edilen İHA üssünün keşfedilmesiyle gözler önüne serildi. Haziran 2014'te çekilen uydu fotograflarında, Suriye sınırının 18km batısında ve Bekaa Vadisi'nin kuzeyindeki Hermel köyünün 10km güneyinde, İHA iniş - kalkışları için 670m uzunluk ve 20m genişliğe sahip bir pist inşa edilmiş olduğu tespit edildi. Şubat 2013 ila Haziran 2014 arasında kurulduğu tahmin edilen pistin uzunluğu, İran'dan gelecek nakliye uçakları ve benzeri büyük hava araçlarının inişi için yeterli değil. Bu da, tesisin, başta Ebabil 3 olmak üzere taktik sınıftaki İHA'ları desteklemek için kurulduğu tezini güçlendiriyor. İsrail hava sahasına Hizbullah İHA'larının sızmalarının artması, bu üssün gerçekten de İHA'lar için kurulduğu ve faaliyete geçmiş olduğunu düşündürüyor.

Örgüt İHA'ları sadece İsrail üzerinde kullanmıyor. Suriye İç Savaşı'nda Esad rejimi yanında savaşan Hizbullah, Lübnan - Suriye sınırı bölgesinde de IŞİD ve rejim muhaliflerinin hareketlerini takip için de İHA'ları aktif olarak kullanmakta.

Sudan

İran'ın Afrika kıtasındaki en yakın müttefiki olan Sudan, silahlı isyan hareketleri ile mücadele kapsamında İran'dan kayda değer askeri, teknik ve ekonomik yardım almakta.

İran yapımı İHA'ların Sudan'da kullanıldığı ilk kez, 11.11.2008 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunulan bir rapor ile ortaya çıktı. Raporda, El Feşir havaalanı üzerinde uçmakta olan bir Ebabil 3'ün ve ilgili yer kontrol istasyonunun fotografları yayınlandı.

Sudan ordusu tarafından Zagil olarak adlandırılan Ebabil 3'ler, Sudan ordusu tarafından keşif, gözetleme ve hedef tespiti görevlerinde yoğun olarak kullanılmakta. Bugüne kadar biri 2008 Ağustos, diğeri ise 2012 Mart ayında olmak üzere en az iki adet Zagil isyancılar tarafından düşürüldü.

Suriye

İran, yakın müttefiki olduğu Esad rejimine Suriye İç Savaşı'nda yoğun askeri ve ekonomik destek sağlamakta. Bu destek hem silah, teçhizat ve mühimmat yardımı hem de ön saflarda savaşacak militan şeklinde gerçekleşmekte. Bunlar arasında İHA'lar da yer alıyor. İran İHA'larının, uçak ve personel kayıpları ile yedek parça ve bakım sıkıntıları nedeniyle muharebe yeteneği ciddi oranda örselenmiş Suriye Hava Kuvvetleri'ne keşif - gözetleme görevleri alanında bir nebze nefes aldırmış olması muhtemel.

Suriye'de uçan İran yapımı İHA'lara ilişkin ilk kanıtlar, 2012 yılında ortaya çıktı. Bir Muhacir 4'ün Şam üzerinde uçarken çekilmiş bir videosu yayınlandı. Aynı sene başka bir Muhacir 4, Şam yakınlarındaki Kafr Batna'da uçarken görüntülendi. Kısa süre sonra da bir Ebabil 3'ün enkazının fotoğrafları internette yayıldı. 2015 Ocak ayında da Deyri Zor'da bir Muhacir 4 düşürüldü.

Öte yandan son dönemde Suriye'de uçarken ya da yerde enkazı görüntülenen İran İHA'ları arasında özellikle iki model dikkati çekiyor: Şahid 129 ve Yasir.

Şahid 129 Suriye'de ilk kez 2014 Nisan ayında, Şam'ın doğusunda, Guta yakınlarında uçarken görüntülendi. Görüntülere yakalanan İHA'nın, 2012 yılında kamuoyuna tanıtılan Şahid 129'dan bazı farklılıkları bulunuyor: Öncelikle en dikkat çeken ayrıntı, videodaki uçağın burun kısmının üstündeki kabarıklık. Benzer bombeli yapı, Heron ya da Predator gibi İHA'larda SATCOM uydu muhabere antenine ev sahipliği yapıyor. Ayrıca gövdenin ön - üst tarafında bir anten dikkat çekiyor. Bu gibi farklılıklar, ilk kez tanıtıldığı günden bu yana Şahid 129'un devamlı geliştirildiğinin bir göstergesi olabilir.

Öte yandan 13.08.2015 tarihinde ise bir adet Şahid 129'un, Pakistan sınırına yakın Şah Bahar köyü yakınlarında düşmüş olduğunu gösteren fotograflar, sosyal medyada hızla yayıldı. Bu da, İran'ın söz konusu İHA'yı, Pakistan sınırı boyunca ve muhtemelen Afganistan - Pakistan üzerinde de kullanmakta olduğunu düşündürüyor.

Şahid 129'ün özelliği, faydalı yük taşıma kapasitesi ve uçuş süresi olarak şimdiye kadar Suriye'de görüntülenen diğer İHA'lardan daha üst sınıfta bir platform olması.

Yasir ise Suriye'de ilk kez 2013 Kasım ayında Huceyre üzerinde uçarken görüntülendi. Hizbullah tarafından Lübnan'da, Hizbullah el Nucaba tarafından da Irak'ta kullanılıyor. Bugüne kadar iki Yasir muhalifler tarafından düşürüldü: Biri 05.12.2013 tarihinde Halep'te ve diğeri 07.12.2013 tarihinde Kalamun'da. Yasir'in Suriye'de görülmesi, taktik / seyyar İHA birliklerinin varlığına, başka bir deyişle İHA'nın yaygın ve planlı bir kullanımına delalet olabilir.

İran üretimi İHA'lara ilaveten, rejim güçlerinin internetten satın alınabilen ve oldukça popüler bir mini dron modeli olan DJI Phantom'u da kullandıklarını eklemekte fayda var. GoPro kamera ile donatılmış bu tip İHA'lardan biri 2013 Kasım ayında Humus'ta düşürülmüştü.


Değerlendirme

İran'ın propaganda maksatlı olarak, çoğu zaman abartılı silah sistemi geliştirme haberlerine tezat olarak ayakları yere sağlam basan bir İHA sanayii geliştirme politikası izlemekte olduğu gözleniyor. Muhacir ve Ebabil sistemlerinde olduğu gibi Batı üretimi motor, aviyonik ve benzeri alt sistemler, uluslararası yaptırımlara rağmen seri üretim hattını besleyecek kadar çok miktarda tedarik edilebiliyor. Dahası ülke içindeki insan kaynakları ve sanayi kapasitesi, söz konusu sistemlerin muadillerinin üretimi ve daha da önemlisi bakım, onarım ve idamelerinin sağlanması konularında etkili bir biçimde seferber edilebiliyor.

Tersine mühendislik konusundaki yüksek performans özellikle ABD'den ele geçirilen bir ScanEagle İHA'sının kısa süre içinde kopyalanarak Yasir projesinin hayata geçirilmesi ve elektronik aldatma ile ele geçirilen bi RQ-170'in ölçekli modelinin uçurulmasında görüldü. Her ne kadar elektronik alt sistem, sensör ve iletişim sistemlerinde Batı / ABD yapımı muadiller kadar yüksek performanslı ve kaliteli ürünlerin ortaya çıkartılması zor olabilse de, Yasir'in Irak'taki çatışmalarda yaygın şekilde kullanılmaya başlaması çarpıcıdır. İran, tasarımdan üretime kadar olan süreçleri hızlı bir şekilde işletme kabiliyeti göstermekte. Nükleer program ile ilgili olarak P5+1 ülkeleri ile varılan anlaşma ve uluslararası yaptırımların kaldırılması, ileri teknolojiye erişimin kolaylaşmasını sağlayacağından İran İHA'larının niteliklerinin daha da yükselmesi beklenebilir.

Üretim teknikleri ve proje yönetim metodolojileri 6 Sigma, STANAG vb standart ve kıstasları sağlamıyor; sistem performansları NATO seviyelerine göre çok düşük kalıyor olabilir. Ancak öyle ya da böyle İran İHA'ları askeri / istihbari görevler için son derece etkili bir şekilde kullanmaktadır. Dahası, bölgesindeki çatışma alanlarında kendi yapımı İHA'ları kullanması, siyasi - psikolojik bir fayda aracı haline gelmekte.

Bugün İran'ın ürettiği İHA'lar teknoloji ve performans açısından Predator, Reaper ya da Heron ile yarışamayabilir. Ancak üretilmekte, uçmakta, görev yapmakta ve dış politika aracı olarak kullanılmaktadırlar. Bu da bir bakıma İran'ı, İHA liginde İsrail ve ABD ile aynı kümeye yerleştirmektedir.





Ek: Türkiye'de Durum

Komşu İran'ın İHA teknolojilerindeki durumunu inceleyince okuyucunun zihninde "peki Türkiye'de durum nedir?" sorusu canlanabilir. Türkiye'de Ağustos 2015 itibariyle İHA alanında güncel durum kabaca şu şekildedir:

Anka: 14.05.2004/243 numaralı Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararı ile başlatılan Özgün TİHA (MALE) Geliştirme projesinde 1 Sistem (3 uçak) özgün İHA'nın yurtiçi imkânlarla geliştirilmesi için SSM ile TAI arasında 24.12.2004 tarihinde USD62 milyonluk bir sözleşme imzalandı. Müteakiben prototip sayısı 5'e çıkartıldı ve sözleşme bedeli USD96.5 milyon oldu. Proje kapsamında Anka Blok A ve Blok B tipinde iki ayrı geliştirme prototipi üretildi. Bu prototiplerin uçuş testleri halen devam etmekte. Türk Hava Kuvvetleri ihtiyacı için 10 adet seri üretim Anka S tipi İHA tedariği için de 2013 yılında bir sözleşme imzalandı. Bu proje kapsamında ilk prototipin uçuş testlerine 2017 yılında başlaması bekleniyor.

Taarruzi İHA: 2 prototipi kapsayan proje için teklif hazırlıkları devam ediyor.

Taktik İHA: Taktik İHA alanında iki ayrı proje eş zamanlı olarak yürüyor. Bunlardan birincisi, Aralık 2011'de Kale-Baykar ile imzalanan 2 sistem 12 uçaklık proje. Proje kapsamında uçakların teslimatı tamamlandı. Elektrooptik faydalı yük ve veri bağı sistemleri devlet tarafından tedarik edilip (GFE; Government Furnished Equipment) entegre edilecek. Mancınıktan fırlatılan taktik İHA projesinde ise ana yüklenici Vestel Savunma ile sözleşme Ekim 2010'da imzalanmıştı. Halen uçuş testlerine devam ediliyor.

Mini İHA: Kale-Baykar tarafından üretilen elden atılan Mini İHA sistemi Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine 2007 Aralık ayında girdi. Halen 150 - 160 civarında hizmette bulunuyor.

Heron: 2005 Nisan ayında IAI-Elbit konsorsiyumu ile imzalanan sözleşme ile 3 sistem 10 uçak Heron İHA tedarik edildi. Hava Kuvvetleri tarafından Gözcü 1 olarak adlandırılan Heron'lar, projedeki gecikmeler nedeniyle ancak 2010 yılında teslim alınabildi. İsrail ile kesilen ilişkiler neticesinde Türkiye, bu uçakların bakım - onarımını TUSAŞ ile kendisi yapıyor. Söz konusu hizmet sözleşmesinin yenilenmesi için SSM tarafından ihale süreci yürütülmekte.

Dolayısıyla halen Türk Silahlı Kuvvetleri hizmetinde İHA türü hava aracı olarak 10 adet Heron ile 150 - 160 adet elden atılan Mini İHA bulunmakta. Kale-Baykar mini İHA haricinde seri üretimi yapılıp aktif hizmete girmiş ve/veya ihracatı yapılmış Türk yapımı bir İHA bulunmuyor.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

İHA konusunda bukadar ağır ilerleniyor olmasının sebebi bana göre başta TSK kaynaklı olmak üzere taleplerin doğru oluşturulmaması neticesinde ortaya çıkan prototiplerden farklı özelliklerde İHAların sonradan seri üretim olarak istenmesi. Ortaya konan prototiplerin gerçekleştiği zamanda ihtiyaca cevap vermemesi.
Ayrıca silahlı İHA isteğinin çok istendiği bu ortamda niçin aşağıdaki çözümler düşünülmez anlayamıyorum, birileri izah ederse sevinirim.
1-KaleBaykar'ın teslim ettiği 12 uçaklık pakette Tübitak'ın geliştirdiği BOZOK laser güdümlü füzelerinden (16 kg) 2 adet kanatlara takılsa gelecek ekstra yük tahminen 50kg (2x(16+4)+10) Bu yük karşılığında yakıt az alınıp havada 24 saat kalmak yerine 14 saat kalabilirler.
2-Gören projesi ile keşif eksikliğini kapatmak için C160 nakliye uçaklarına Aselflir300T takılmıştı 2 adet(ön alt ve arka alt).Operatör konsollarıda içine yerleştirildi. Yine bu uçakların kanat altlarına istediğiniz kadar BOZOK füzesi takıp, keşif yaparken füzeleride kullanabilirlerdi.
Niçin yapılmaz bunlar bilen varmı???????
Bursa M.Ö.

Adsız dedi ki...

Sgb yi hobi olarak okuyan biriyim teknik bilgiye sahip değilim lakin dediginiz uygulansa mukemmel olur, tb 2 ye uygulanabilirmi onu bilmiyorum ama c160 uygulasalar hiç olmassa bu günlerde mükemmel bi artısı olur diye düşünüyorum belirli bölgelerde uçarak bi gunship kadar ateş gücü sağlayamasada kırması olarak gördüğü tehditleri belirli oranda yoketmesi veya istihbarat saglamasi ile cok cok faydasi olur hakketten. Diye düşünüyorum bilmem arda bey teknik açıdan ne der ve bunlar dediğiniz gibi acaba neden yapilmaz ?

Adsız dedi ki...

kale baykar çaldıran taktik iha sı laser işaretleme yapabiliyormu

Adsız dedi ki...

YETMEZ AMA EVET =))
Geldi geldi arda baskan geldi =)
Sabah haberlerini okurken şoyle bi haber gördüm milli iha silahlandı diye,
Dedim gene palavra dedektörlük bir haberdir merak ettim girdim birde bi baktım fotolara aman yarabbim =D cok mutlu oldum oda ne kucuk kucuk canavarlar tb2 kanatlarında. Hep burdan birgun böyle milli silahlı iha hayali kurardım 21.08.2015 de bile ihanın silahlanmasından cok az umutluydum ama olmuş hellfire tarzi bi fuzemidir bu tanksavar umtaslar bilemem , daha sonra bozok takarlarmı bilemem. Böyle bi silaha sahip olabilmemiz gerekiyordu ama cidden cok sevindim. gözlerim falan yeşerdi haberi görünce. Belki cok basit cok kücük bi adimdi bilemicem teknik kisimdan ama envarterde silahlı iha olacak olması ve umarim oporasyonel kullanımı sağlanır.

Adsız dedi ki...

Kücük canavarların resimlerini
http://fotocdncube.gazetevatan.com/vatanmediafile/HaberIciResim/2015/12/18/milli-iha-ya-yerli-fuze--1900281.Jpeg

http://fotocdncube.gazetevatan.com/vatanmediafile/HaberIciResim/2015/12/18/milli-iha-ya-yerli-fuze--1900282.Jpeg

Tut olm tut tu kıs kıs ehehehe =))

Dizi Arşivi dedi ki...

Evet ilk silahlı iha mız da oldu . Bayraktar TB ilk füze atışlarında başarılı.

https://youtu.be/KLAHPEGqIUs

Unknown dedi ki...

iran silah gelistirmesinde ki tehdit unsurunda ki asil neden israil ild rakabet etmesfir. savas olmasa bile israil ile girilecek bir savas icin teknolojiyi surekli gelistirmislerdir ayrica saglam olarak iha larda bu gelisime hiz vermistir. zaten iran elinde badka ihslari ele gecirmek ivin de bir iha turu gelistirdigi ortadDir. Yani adamlar kisa yoldan iketlemis. suan Bu yuzden iyi bir dusman her zaman iyidir. savas olmasa da ulkeyi zinde tutar. yazida cok guzel olmus. emeginise saglik.