Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD), 2023 Performans Raporu'nu yaklaşık bir yıl gecikme ile sessiz sedasız yayımladı.
Önceki yıllardaki sürümlerin aksine 2023 performan raporu, veri ve göstergelerin yorumu ve genel değerlendirmelere -Yönetim Kurulu Başkanı Osman Okyay'ın sunuşu haricinde- yer vermemiş.
Önceki yıllardaki sürümlerin aksine 2023 performan raporu, veri ve göstergelerin yorumu ve genel değerlendirmelere -Yönetim Kurulu Başkanı Osman Okyay'ın sunuşu haricinde- yer vermemiş.
SASAD sektör performans raporları, dernek üyesi şirketlerin sağladığı veriler ile hazırlanıyor. Bu da, rapordaki gösterge ve verilerin kapsamının, dernek nüfuz alanı ile sınırlı olması anlamına geliyor. SASAD'ın 2023 itibariyle 300'e yakın üyesi bulunuyor, ancak Baykar SASAD üyesi değil. Türkiye'nin açık ara en fazla savunma - havacılık ihracatı yapan Baykar'ın ciro, istihdam, yurt dışı satış geliri gibi verileri rapordaki verilere dahil mi, yorum yapmak mümkün değil. Zira raporda verilerin hazırlanma metodolojisine dair herhangi bir bilgi verilmemiş.
Raporda sektörün performansına dair temel göstergeler şu şekilde verilmiş:
Kaynak: SASAD Performans Raporu 2023 |
Görüleceği üzere tüm başlıklarda kayda değer artış var. Ciro ve ihracat artış miktarları çarpıcı.
Sektörün ciro ve siparişlerindeki artış, doğal olarak ithalata da yansımış. Mal ve hizmet ithalatı bir önceki yıla göre %22.35 artmış. İthalatın %49'u Avrupa, %36'sı ise Amerika'dan yapılmış. Çin dahil diğer bölgelerin oranı %15'te kalmış.
Yurt dışı satış gelirleri bir önceki yıla göre %26.15 oranında artmış. Böylelikle savunma ve havacılık sektörünün Türkiye'nin toplam ihracatındaki payı %2.5 seviyesine yükselmiş. Öte yandan rapora göre yurt dışı satış gelirlerinde en büyük pay, %35 ile sivil havacılık sektöründe bakım - onarım - yenileme (MRO) hizmetlerine ait.
İhracat ve ithalat verileri bir arada değerlendirildiğinde, Türk savunma sektörünün ihracatında son yıllarda Afrika ve Asya pazarlarınının payının artmasına karşılık, Avrupa ve Amerika'nın en önemli dış ticaret partnerleri olduğu görülüyor.
1997 - 2023 arası döneme ait savunma ve havacılık sektör toplam cirosu Kaynak: SASAD ve SSB verileri |
Yurt dışı satış gelirlerinin bölgelere göre kırınımında Amerika ve Avrupa pazarları yaklaşık olarak aynı paya (sırayla %24 ve %22) sahip. Dikkat çekici bir artış Avrupa bölgesine yapılan satışlarda, %84 ile kaydedilmiş. Amerika bölgesine yapılan satışlar da %67 oranında artmış. Rapor, bölgeler ve alt sektörler kırınımlarını vermiyor, dolayısıyla hangi bölgede hangi ürün ve hizmet grubunun satışında artış kaydedildi, göremiyoruz. Ancak sivil havacılık MRO hizmet ihracatının artışının bu iki bölgede baskın olduğunu tahmin edebiliriz.
Sektör genel cirosunun ürün gruplarına göre dağılımı ise raporda yer alıyor. Buna göre sivil havacılık - MRO grubu birinci sırada. Kara araçları cirodan %14'lük pay ile dördüncülüğe gerilemiş. 2023 yılında alınan siparişlerin dağılımı incelendiğinde ise hava araçları yaklaşık %40 ile birinci sırada yer alırken onu yaklaşık %26 ile silah, mühimmat ve füze grubu takip ediyor. Bunda, SİHA siparişlerindeki artışın rol oynamış olması kuvvetle muhtemel. Sivil havacılık - MRO siparişleri ise %11 ile üçüncü sırada. 2023 siparişlerinin %73'ü yurt içinden; onun da %72'si son kullanıcı / müşteri siparişleri.
Toplam cironun yurt içi ve yurt dışı dağılımı ile ilgili olarak, hem yurt içi hem de yurt içi satışların %82'sinin müşteri / son kullanıcıya yapıldığı bilgisi yer alıyor.
1997 - 2023 arası döneme ait savunma ve havacılık sektör ihracatı Kaynak: SASAD ve SSB verileri |
Sektör cirosuna dair çok ilginç bir veri var raporda. Buna göre bir önceki yıla göre yurt içi satışlarda sanayiciye yapılan satışlarda %15 düşüş gerçekleşmiş, buna karşılık müşteriye (son kullanıcıya) yapılan satışlarda %35 artış kaydedilmiş. Bu durumun olası iki sebebi olabilir:
i. Son kullanıcıya yapılan mühimmat vb gibi görece az sayıda ve düşük hacimli tedarikçi satışı gerektiren son ürünlerin satışında önemli bir artış gerçekleşmiş olabilir,
ii. Ana yüklenicilerin ciroları artarken, bunların alt yüklenici ve tedarikçilerine nakit akışında önemli bir daralma olmuş olabilir.
2012 - 2023 arası döneme ait savunma ve havacılık sektörü ithalatı Kaynak: SASAD ve SSB verileri |
Ürün geliştirme (ÜG) ve teknoloji geliştirme (TG) harcamalarında ise dikkat çekici bir manzara var: 2023 yılında toplam ÜG-TG harcamalarının %92'si ürün için yapılmış. Bu, sektörün bugüne kadar biriktirdiği teknoloji, deneyim ve altyapı ile yurt içi ve yurt dışı pazarlardaki ihtiyaçlara yanıt verebilecek ürün portföyünü genişletme çabasının bir sonucu olarak yorumlanabilir. Ancak öte yandan TG harcamalarının bu kadar düşük kalması da düşündürücüdür.
Ayrıca, ÜG-TG harcamalarının kaynağında da ilginç bir durum var: Şirketlerin özkaynaklarında yaptıkları ÜG-TG harcamalarında %9.71 azalma gerçekleşmiş, buna karşılık proje teşviklerinin kullanımın %28.15'lik bir artış söz konusu. Başka bir deyişle şirketlerin ÜG-TG'ye ayırdıkları kaynak azalmış ancak devlet desteği tam tersine artmış. Net toplamda genişleyen kaynak ise çok büyük oranda ürün geliştirme için kullanılmış.
Bu veriyi, sektördeki finansal sıkıntılarla bir arada değerlendirdiğimizde, sektörün -biraz da mecburen- iş ve pazar geliştirmeye; ürün çeşitliliği ile pazar penetrasyonuna odaklandığı; bu süreçte de Amerika ve Avrupa sektörleri ile daha da yakınlaştığı yorumunu yapabiliriz.
Bu yorumu destekleyen başka veri ve göstergeler de var.
International Institute for Strategic Studies (IISS) tarafından Tom Waldwyn imzasıyla yayımlanan "Turkiye’s defence industry charts a course for European growth" başlıklı makalede, Türk savunma sanayiinin Avrupa pazarında büyümeyi stratejik bir hedef olarak belirlediği kaydedilmiş. Bu strateji kapsamında yalnızca ürün satışı değil aynı zamanda işbirliklerinin de geliştirilmesine odaklanıldığını belirtmiş Waldwyn.
Yazara göre Türkiye’nin Avrupa pazarına yönelik ilgisinin çeşitli nedenleri bulunuyor. Bunlardan birincisi, Avrupa Birliği üyesi olmamasına rağmen, AB ülkelerine yapılan satışlar ile, Türkiye’nin Avrupa güvenliğinde önemli bir aktör olma hedefine hizmet etmesi. İkinci olarak, savunma sanayii iş birliklerinin diplomatik - statejik ilişkileri takviye edici rolü gösterilmiş. Ayrıca, rekabetçi ve katı mevzuat hükümlerinin hakim olduğu Avrupa ve ABD pazarlarında, bu pazarlardaki hakim şirketlere karşı ihale kazanmanın diğer bölgelerdeki rekabet gücünü artırıcı etkisi de vurgulanmış. Waldwyn'in de vurguladığı üzere başta Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketleri olmak üzere Türk savunma sanayii Avrupa savunma sektörü ekosistemine tam olarak entegre olmuş durumda.
Söz konusu makalede yer alan ve Türkiye'nin 2019 - 2024 arasında Avrupa ülkelerine gerçekleştirmiş olduğu başlıca savunma sanayii satışlarını gösteren tablo bu bağlamda oldukça anlamlı.
Söz konusu makalede yer alan ve Türkiye'nin 2019 - 2024 arasında Avrupa ülkelerine gerçekleştirmiş olduğu başlıca savunma sanayii satışlarını gösteren tablo bu bağlamda oldukça anlamlı.
![]() |
Türkiye'nin Avrupa ülkelerine 2019 - 2024 arasında yaptığı savunma satışlarından başlıcaları (Kaynak: IISS) |
Sektörün yaptığı satışlarda katma değeri yüksek platform ve sistemlerin payı giderek artıyor, ki tabloda da bu görülüyor. Başta İHA'lar olmak üzere, muharip ve yardımcı sınıf gemiler, hassas güdümlü silah sistemleri ve elektronik harp sistemlerinin satışı uzun vadeli askeri - endüstriyel işbirliğine de altlık teşkil ettiği için stratejik önem kazanıyor.
Baykar'ın İtalyan Piaggio Aerospace'i satın alması, Leonardo ile stratejik işbirliği yönünde adım atması; TUSAŞ'ın Hürjet için İspanya havacılık sanayii ile işbirliğinin temellerini atması, STM'nin Portekiz'e ikmal gemisi satışı gibi hamleleri bu çerçevede değerlendirmek gerek.
Rusya - Ukrayna Savaşı ile birlikte görüldü ki, Avrupa karşı karşıya olduğu jeopolitik fırtına ile baş edebilecek bir askeri endüstriyel kapasiteye sahip değil. Türkiye gibi bir ülke ile çok ilginç işbirliği fırsatları mevcut ancak belli başlı AB ülkelerinin bu konuda anlamlandırması zor bir muhafazakar tutumu var. Bu noktada Türk savunma sanayii, NATO mekanizmaları ve ikili ilişkiler üzerinden hareket ederek bu duvarın çevresinden dolanabilir, Avrupa güvenliğinde önemli bir aktör haline gelebilir. Çok zor ancak mükafatı bir o kadar büyük bir yoldur bu.
Sonuç olarak 2023 raporunun,
i. Sektörün büyüme eğiliminin güçlenerek devam ettiği ve bu süreçte ürün portföyünün geliştiği
ii. İhracatta katma değeri yüksek, sofistike sistem ve platformların (hava araçları gibi) payının giderek arttığı
iii. Sektörde alt yüklenici - tedarikçi ekosisteminde finansal sıkıntıların iyice belirgin hale geldiği,
iv. İhracat ve uluslararası işbirliği hamlelerinde Amerika ve Avrupa pazarlarının öne çıktığı
hususlarını vurguladığını söylemek mümkün. İhracat ve ciro büyüme trendinin ve aynı zamanda 2024 sonunda EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) dolayısıyla sektörde çok yüksek sayıda kıdemli, deneyimli personelin emekliye ayrılması ile iyice ağırlaşan finansal darboğazın 2024 verilerinde daha da belirgin hale gelmesini bekleyebiliriz.
Sonuç olarak 2023 raporunun,
i. Sektörün büyüme eğiliminin güçlenerek devam ettiği ve bu süreçte ürün portföyünün geliştiği
ii. İhracatta katma değeri yüksek, sofistike sistem ve platformların (hava araçları gibi) payının giderek arttığı
iii. Sektörde alt yüklenici - tedarikçi ekosisteminde finansal sıkıntıların iyice belirgin hale geldiği,
iv. İhracat ve uluslararası işbirliği hamlelerinde Amerika ve Avrupa pazarlarının öne çıktığı
hususlarını vurguladığını söylemek mümkün. İhracat ve ciro büyüme trendinin ve aynı zamanda 2024 sonunda EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) dolayısıyla sektörde çok yüksek sayıda kıdemli, deneyimli personelin emekliye ayrılması ile iyice ağırlaşan finansal darboğazın 2024 verilerinde daha da belirgin hale gelmesini bekleyebiliriz.
1 yorum:
Kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı.
EYT'nin bu kadar gelecek vaadeden ve stratejik bir sektörü bile kötü etkilemesi gerçekten üzüntü verici.
Yorum Gönder