Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle ziyaret ettiği Başbakanlık Basın Merkezi'nde, Twitter'a girip girmediği ile ilgili sorulan bir soruya şu yanıtı verdi:
"Hakara, makara yaparlar. Benim adıma başkaları giriyor zaten. Benim kendi resmi hesabım yok"ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, 6 Ocak günü Twitter üzerinden halka açık bir basın toplantısı düzenledi. Nuland toplantıda, twitter kullanıcılarının sorularını cevapladı ve hükümetinin sosyal medyaya bakışı ile ilgili önemli bilgiler verdi. (Toplantının tam dökümüne http://www.state.gov/r/pa/prs/ps/2012/01/180237.htm adresinden erişebilirsiniz)
Sözcü, dünya çapındaki izleyicilerle doğrudan temas kurabilmek için hem bakanlığı hem de ABD Uluslararası Gelişim Ajansı'nda (USAID) yeni siyasalar geliştirdiklerini söyledi. Sözcünün aktardığına göre ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 193'ün üzerinde sosyal medya hesabı bulunuyor ve 100'den fazla ABD diplomatik misyonunun da Facebook ve/veya Twitter hesabı mevcut.
Toplantıda kullanıcılar Suriye, Sudan, Libya gibi güncel konularla ilgil sorular sordular. Ancak toplantıda dikkatimi özellikle iki konu çekti.
@Aminlv adlı kullanıcı, İran'da internetin kesilmek üzere olduğunu ve bununla ilgili olarak bavul internetindeki son durumun ne olduğunu ayrıca ABD Deniz Kuvvetleri'nin Hürmüz Boğazı'ndaki yeni tehdit durumuna karşı duruşunun nasıl şekillendiğini sordu.
Sol Portal'ın aktardığına göre, Nuland cevabında, İran'ın yurttaşlarına bilginin özgürce akmasını bloke etmede hemen hemen her ülkeden daha usta olduğunu ve İran'ın İnternet özgürlüklerini kırpmak konusunda aldığı yeni önlemlere dair derin kaygı duyduklarını belirtti. İran'ın milli bir internet yaratmasının İranlıları küresel İnternet söyleşisinden kopartacağını belirten Nuland, bunu İranlıların insan haklarına ve küresel işbirliği ruhuna aykırı olduğunu ifade etti.
Nuland, geçtiğimiz ay Lahey'de Dışişleri Bakanı Clinton'un dijital engellerin sadece İranlılar için değil internetin ifade ettiği küresel özgürlük için de felaket olacağını belirttiğinin de altını çizdi. Bu nedenle hükümetin İran halkının etrafına elektronik perdeyle çevirmesine ve dış dünya ile iletişimlerini bloke etmeye karşı İranlılara yardım etmek için çok çalıştıklarını belirtti. İranlıların filtrelenmemiş bilgiye ulaşmaları, İran'lıların özgürce konuşmaları, ve İnternet üzerinde de özgürce konuşmaları için bir dizi programa ve girişime maddi destek verdiklerini belirtti. İran ve dünyanın geri kalanında bu programlara senede yaklaşık 70 milyon dolar kaynak aktardıklarını ifade etti.
Nuland'ın cevabının takip eden kısmında ise önemli bir bilgi var: Sözcü, bugüne kadar dünya çapında 7,500 internet aktivisti (eylemci) yetiştirdiklerini söylemiş! ABD bu kapsamda 20'den fazla yeni teknoloji geliştirip dağıtmış; birbirleri ile iletişimlerini sağlamış. Söz konusu teknolojileri kullanmak üzere 7,500 "internet eylemcisi" de eğitilmiş.
Bu 7,500 kişinin herhangi bir anda internete Arapça, Farsça, Rusça, Çince, Türkçe ve sair dillerde içerik pompaladığını düşünelim. Bu içerik bir twitter mesajı olabilir, Facebook durum güncellemesi olabilir, blog, e-posta zinciri ya da forum yazısı olabilir, bir internet sözlüğü girdisi olabilir. İçeriği oluşturan kişinin yüzü, kimliği, gerçek niyeti ya da samimiyeti hakkında, okuyanın herhangi bir kanıya ya da net bilgiye sahip olabilmesi mümkün değil. Ancak sosyal medyanın da etkisi ile, içeriğin paylaşılma hızı geometrik olarak artabiliyor. Söz gelimi Twitter'daki "hashtag" adı verilen sistem ile belli bir anahtar kelime ile ilgili yazılan yazılar çok hızlı bir biçimde paylaşılabiliyor, kartopu etkisi ile geniş kitlelere kısa sürede ulaşabiliyor.
Bu akışın kontrolünde bahsi geçen 7,500 bilgisayar kullanıcısının olduğunu düşünün. Bu internet eylemcilerinin dile getirdikleri görüşlere yakın, bu görüşlere sempati duyan 2 - 3 katı fazla insan olabileceğini düşünün. Bu "ikinci derece eylemciler"in, benimsedikleri (ya da farkında olmadan benimsettirildikleri) fikirleri çevrelerine, erişim menzillerindeki insanlara yaydıklarını, ve onların da... Tesisatta akan sıvıya ne kadar hızlı ve ne kadar yoğun zehir enjekte ederseniz akışı o denli etkin kontrol edersiniz.
Buradan "algı yönetimi" ve dahi "simülakra"ya kadar yol var aslında... Hakara makara ama ciddi konular bunlar...
"Bavul interneti" ile ilgili olarak bkz:
The ‘Internet in a Suitcase’
'Internet in a Suitcase' sounds great, but what about the logistics?
U.S. Underwrites Internet Detour Around Censors
U.S. Developing 'Internet in a Suitcase' to Outflank Repressive Governments
1 yorum:
Sn Başbakana katılıyorum. İnternet'de rüya tabirleri aramaktan veya dikte görüşleri okumaktan ileri gidemeyen kitleye yönelik doğru bir ifadedir, hakara makara...
Yorum Gönder