31/03/2008

MİTÜP ve Ana Muharebe Tankı Tasarımı Üzerine Birkaç Not

Örnek 1: Artık BAE Systems bünyesinde yer almakta olan İngiliz Vickers firması mühendisleri, Challanger 2 ana muharebe tankını tasarlarken, zırhlı birliklerdeki tank komutanları ile yüz yüze görüşmeler yaparlar. Bu görüşmelerde komutanlara yeni bir tankta ne gibi özellikleri görmek istedikleri sorulur. Aldıkları yanıtlar arasında özellike pek çok komutandan "tank komutan mahallinin, sürücünün ellerinin görülebileceği bir konuma yerleştirilmesi" talebi kafa karıştırıcıdır. Tank komutanının, sürücünün ellerini görmesinin ne gibi bir artısının olduğu merak edilir. Tank komutanlarının yaptıkları açıklama son derece ilginçtir:




Tank sürücüsü olarak görevlendirilen çok genç, 18-20 yaşındaki askerlerde disiplin olgusu yeterince gelişmemiştir. O döneme kadar İngiliz ordusundaki standart ana muharebe tankı olan Challanger 1'de tank sürücüsü, komutan tarafından rahat görülemeyen, nispeten izole bir konumdadır. Bu rahat konumdan cesaret alan genç tank sürücülerinin, uzun intikâller esnasında sık sık mastürbasyon yaptığı tespit edilmiştir. Dikkati dağılan sürücülerin neden oldukları kaza vakaları rapor edilmiştir. Bu nedenle tank komutanları, tankın içerisinde sürücüyü rahat görebilecekleri, dolayısıyla rahat kontrol edebilecekleri bir komutan mahallinin tasarlanmasını talep ederler.

Örnek 2: 1973 Arap-İsrail Savaşı'nda bilhassa kuzeydeki Golan cephesinde pek çok İsrail tankının personelin terketmesi sebebiyle savaş dışı kaldığı, söz konusu personelin çoğunun da gerek psikolojik rahatsızlık gerekse firar nedeniyle görevlerine dönmedikleri tespit edilmiştir. Bu durumun nedeni olarak ise, standart İsrail zırhlı savaş doktrininin ve talimnamelerindeki bir esasın bulunduğu belirlenmiştir. İsrail ordusu zırhlı savaş tatktiklerine göre tank komutanı, tanka intikalde olsun, muharebede olsun daima kupolasından komuta eder. Suriye zırhlı birlikleri ile savaşa giren İsrail tanklarının pek çoğunun komutanının açıkta kalan kafası, tankın çevresinde patlayan ve tanka zarar vermeyen bomba, roket, füze sarapnelleri sebebiyle kopmuştur. Çoğu vakada komutanın kopan kafası ve vücudu olduğu gibi tankın içine düşmüş, bu manzara da tank personelinin dehşete ve paniğe kapılmasına sebep olmuştur. 60-70 civarında tankın bu şekilde herhangi bir hasar almaksızın savaş dışı kaldığı tespit edilmiştir.

1973 savaşında ekseriyetle ABD yapımı tankları kullanmış olan İsrail ordusu, bu duruma karşılık olarak talimnameleri değil, tank komutanının oturağının tasarımını değiştirmeyi seçmiştir. Bunun sebebi de, tank komutanının, savaşın her anında tankın 360 derece çevresindeki durumu gözetleyebilme mecburiyetidir. Sonuçta İsrail, kendi tasarımı olan özgün Merkava serisi tanklarda çok hızlı biçimde yükselip alçalabilen ve katlanabilen oturaklar kullanmaya başlamıştır.
Yukarıda iki farklı ülkeden sunulan iki örneğin bazı ortak noktaları bulunmaktadır:

1. İki örnek de milli, özgün tank tasarım projelerine aittir.

2. İki ülkenin de oldukça gelişmiş bir savunma sanayii altyapısı mevcuttur.


3. İki ülke de 20. yüzyıl boyunca pek çok konvansiyonel savaş yaşamış, bu savaşlarda zırhlı birlikleri yoğun biçimde kullanmıştır.

4. Her iki örnekte de bir tank ailesi söz konusudur. Ailenin her bir nesli, kendi içlerinde pek çok modernizasyon ve modifikasyondan geçirilmiştir.

Burada şu husus ön plana çıkmaktadır:

Diğer silah sistemleri gibi, bir ana muharebe tankından beklenenler de, ilgili ülkenin zırhlı savaş tecrübeleri ışığında şekillenir. Zira test sahası veya tatbikatlar ile gerçek savaş ortamı birbirinden çok farklıdır.

Bir ordunun esas vurucu gücünü oluşturan ana muharebe tanklarında da, geçmiş tecrübelerden çıkarılan dersler doğal olarak son derece büyük önem kazanmaktadır. Zira bir ordu mızraksa eğer, mızrağın en sivri ucu tanklardır.

Şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yakın tarihteki savaş tecrübeleri hatırlanacak olursa:

1. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı

2. 1984 - İç güvenlik harekâtı

3. 1999 NATO hava harekâtına katılım

4. Muhtelif tarihlerdeki çokuluslu güçlere katılım

5. Active Endeavor, Akdeniz Kalkanı gibi çok uluslu ya da ulusal caydırıcılık harekâtları

Yukarıdaki harekatlardan hiç birinde bilinen manada bir zırhlı savaş vukû bulmamıştır. Hava ve deniz çıkarma harekâtı olan Kıbrıs Barış Harekâtı'nda ana muharebe tankları piyade destek maksatlı kullanılmış, Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu'nun az sayıdaki Rus yapımı T-34'ünden başka bir zırhlı mukavemet ile karşılaşılmamış, çoğu vakada da söz konusu tanklar piyade tarafından ateşlenen Bazuka'larla veya hava kuvvetleri unsurları tarafından imha edilmek ya da personellerinin terki suretiyle savaş dışı kalmışlardır.

Esasen bir düşük yoğunluklu savaş niteliğindeki İç Güvenlik Harekâtı'nda tanklar öncel unsurlar olmamış, ağırlıklı olarak psikolojik caydırıcılık ve karakol ve mevzi savunması için gece / gündüz sabit gözetleme ve top platformu olarak kullanılmışlardır.

Sayılan diğer harekâtlarda tanklar aslî unsur olarak yer almamıştır. Tanklardan ziyade zırhlı personel taşıyıcı ve zırhlı muharebe araçlarının kullanıldığı çok uluslu harekâtlarda açık kaynaklara yansıyan bir çatışma söz konusu değildir.

Sonuç olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin konvansiyonel anlamda derinlemesine bir zırhlı savaş tecrübesi bulunmamaktadır.

Bu durum, Millî İmkânlarla Tank Üretimi Projesi'nin de (MİTÜP) önündeki en büyük handikaplardan birisidir. Zira tasarlanacak ana muharebe tankının kağıt üzerindeki teknik özellikleri ile, söz konusu tankın savaş alanındaki başarısını doğrudan etkileyen detay tasarım unsurları farklı olabilmektedir. Savaş anında tankın ve mürettebatının sağ kalabilmesini sağlayan ayrıntı top namlusunun çapı da olabilir, komutan oturağının yayının esneklik katsayısı da.

Zırhlı savaş tecrübesi, başarılı bir ana muharebe tankı tasarımı için "gerek" şarttır ancak "yeter" şart değildir. Bunun da en çarpıcı örneği, ihtiyacın tanımlanması üzerinden yaklaşık 30 sene geçmesine, ihtiyacın defalarca yeniden tanımlanmasına ve tasarımın defalarca değiştirilmesine rağmen halâ tam harbe hazırlık seviyesine ulaşamamış bulunan Hint Arjun ana muharebe tankıdır.

Sonuç olarak modern bir ana muharebe tank tasarımının başarısı,

1. Yarının ihtiyaçlarına ve tehdit ortamına göre tasarlanmış ve,

2. Dünün tecrübelerinden çıkartılan derslerin uygulanmış olmasına bağlıdır.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Mükemmel bir analiz..TSK, gerek milli tank gerekse başkaca ağır konvansiyonel savaş platform ve silahlarını üretirken data arşivlemede ve bunu ileri üretim kullanım öngörüsüne geçirememektedir. Örneğin başta M-60 tanklarının modarnizasyon sürecinde tek adresli teknolojik seçim yanlışlığı, varolan tankların iyileştirilmesi için uygun nitelikli ve idealist ekipleri
oluşturamayışı, günümüzde uyduruk ortadoğu ve afrika devletçiklerinin ordularının yaptığı ancak halen kendi tanklarına zırh kafesi olayını bile
20 yıldır geciktirmesi, gerçekten anlaşılabilir değildir. Saygılarımla..