13/08/2012

Güney Afrika Denizaltısız Kaldı

Times Live haber sitesinde 12 Ağustos günü Bobby Jordan imzası ile yayınlanan habere göre, Güney Afrika Deniz Kuvvetleri'nin Almanya'dan satın aldığı üç adet Tip 209 / 1400Sa tipi, Manthatisi sınıfı denizaltının üçü de çeşitli sebeplerle gayrıfaal durumda. Bu, ülkenin denizaltı gücünden tamamen mahrum olması anlamına geliyor.

Habere göre, denizaltılardan S103 borda numaralı Queen Modjadji denizaltısı, geçtiğimiz hafta eğitim seyrindeyken Port Elizabeth açıklarında okyanus tabanına çarparak omurgasından yaralanmış ve kuru havuza çekilmiş.

Sınıfın ilk botu olan S101 Manthatisi, çeşitli nedenlerle 2007'den bu yana bakım ve onarım için kuru havuzda bulunuyor. Deniz tabanına çarpan botun, tamirdeyken hatalı bakım işlemi nedeniyle elektrik sistemi de zarar gördü ve halen değişim işlemi uygulanıyor. Sınıfın ikinci denizaltısı S102 Charlotte Maxeke ise rutin bakım / onarım işlemi için kuru havuzda bulunuyor.

Güney Afrika Deniz Kuvvetleri'nin envanterinde bulunan Tip 209 / 1400Sa tipi denizaltılar, Alman HDW tasarımı ve firmanın başarılı Tip 209 serisinin son ve en modern üyelerinden. Bu denizaltılar teknik kabiliyet olarak, Türk Deniz Kuvvetleri'nin tedarik edeceği Tip 214TN ile önemli benzerliklere sahip. En önemli farklılıkları ise, AIP havadan bağımsız tahrik sistemine sahip olmamaları.

Güney Afrika'nın, Temmuz 2000'de imzaladığı yaklaşık USD900 milyonluk sözleşme kapsamında ilk denizaltı, S101 Manthatisi, 15.06.2004 tarihinde denize indirildi ve 03.11.2005 tarihinde hizmete girdi. İkinci denizaltı Charlotte Maxeke 04.05.2005 tarihinde denize inerek ertesi yıl hizmete girdi. Son denizaltı olan Queen Modjadji ise 2007 yılında donanmaya katıldı. 62m boyunda olan Tip 209 / 1400Sa'lar satıhta 1,454t, dalış durumunda ise 1,594t deplasmana sahip. ISUS 90-45 muharebe komuta kontrol sistemi ile donatılan denizaltılar, 8 adet 533mm torpido tüpüne sahip; bu tüplerden ağır torpidolara ek olarak UGM-84 Harpoon gemisavar füze fırlatabiliyor ve mayın da salabiliyor.

Güney Afrika donanmasının içine düştüğü bu durumun gösterdiği bir gerçek var:

Denizaltı gibi stratejik bir silah sistemine sahip olmak, tek başına hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu gücü etkin ve güvenli bir şekilde kullanmayı ve idame etmeyi sağlayacak

1. Yüksek eğitim seviyesine sahip, nitelikli personeli yetiştirmek ve korumak

2. Modern oşinografi / hidrografi vasıta ve sistemleri ile çevre denizlere ilişkin bilgilerin devamlı surette güncel tutulması; deniz koşulları ve deniz dibine ait "durumsal farkındalığın" korunması

3. Güçlü, etkili ve verimli bir bakım / onarım altyapısının korunması gerekiyor.

Bu sacayağının teşkil edilmesi, denizaltının torpidosu kadar ölümcül bir silah niteliği taşıyor. Aksi takdirde denizaltı, limana bağlı büyük ve pahalı bir tüpten başka bir şey olamaz.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

kesinlikle doğru bir tespit. Bu yazıyı okuyunca aklıma direk f1 yarışları geldi orda da sadece pilotun değil teknik ve pit ekibinin tecrübesi eğitimi ve hızının yarışı kazandırıcak kadar önemli olmasını çağrıştırdı bu haber.

Murat Can Bilgincan dedi ki...

Her zamanki gibi son derece niş bir yazı... Türkiye denizaltılarının durumu hakkında bilginiz var mı acaba?