Bir süre önce, İngiliz Kraliyet Donanması’nda görev yapmış emekli bir subayla sohbetimde çok ilginç bir anekdot dinledim. Kendisinin aktardığına göre, Afganistan’daki İngiliz birliklerinin halen en çok sarfettikleri mühimmatın başında Javelin güdümlü tanksavar füzesi gelmekte imiş. Bu füzelerin de en çok kullanıldıkları hedefler, motosiklet ve bisiklet kullanan, RPG roketatarları ile silahlanmış Taliban / El Kaide militanları imiş. Cepheden saldırırken görece hızlı hareket eden ve çok ince bir hedef teşkil eden bu militanların piyade tüfeği ve makinalı tüfeklerle etkisiz hale getirilmesi çok zor olduğundan, çoğunlukla uzak mesafeden güdümlü tanksavar füzesi ile ateş edilmekte imiş (Nitekim İngiltere kısa süre önce Raytheon’a 176 Milyon Dolar karşılığı 1,300 adet Javelin füze siparişi verdi. Teslimatların 2012’ye kadar tamamlanması öngörülüyor).
Konuştuğum emekli subay, tank ve koruganlara karşı kullanılmak için tasarlanan füzelerin bisiklet gibi asimetrisi yüksek hedeflere karşı ateşlenmesinin ilk bakışta çok komik göründüğünü ancak birliklerin başka çarelerinin olmadığını söyledi.
Bu örnek aslında, modern orduların karşı karşıya oldukları meydan okumanın ulaştığı boyutu çok güzel özetlemekte. Javelin gibi füzeler tankları, Fulda Ovası’na akan Sovyet / Varşova Paktı tanklarını durdurmak için tasarlanmıştı. Bisiklet üzerindeki RPG’li, sivil kıyafetli militanları değil.
Konuştuğum emekli subay, tank ve koruganlara karşı kullanılmak için tasarlanan füzelerin bisiklet gibi asimetrisi yüksek hedeflere karşı ateşlenmesinin ilk bakışta çok komik göründüğünü ancak birliklerin başka çarelerinin olmadığını söyledi.
Bu örnek aslında, modern orduların karşı karşıya oldukları meydan okumanın ulaştığı boyutu çok güzel özetlemekte. Javelin gibi füzeler tankları, Fulda Ovası’na akan Sovyet / Varşova Paktı tanklarını durdurmak için tasarlanmıştı. Bisiklet üzerindeki RPG’li, sivil kıyafetli militanları değil.