Eser: Portrait of a Writing Man Gustave Caillebotte |
Bilgi, netameli bir kavram. Normal şartlar altında, deniz seviyesinde bir tencere dolusu suyun kaç derecede kaynadığı bir bilgidir. Deniz seviyesinde kaynamakta olan bir tencere suya parmağımı sokunca ne olacağı da bir bilgidir. Deniz seviyesinde kaynamakta olan bir tencere suya soktuğum parmağımı ne kadar süre orada tutabileceğim de bir bilgidir. Okuyarak, dinleyerek, tadarak ve dokunarak öğrendiklerim de bilgidir; yaşayarak, deneyimleyerek, hissederek edindiklerim de.
Öğrendiğim bir bilgiyi karşımdakine aktarabilmem için öncelik muhatabımla aramda bir bağ kurabilmem gerekli. Okuyucu, izleyici, dinleyici rolleri için bu bağ, haliyle tek taraflı olacaktır. Ancak okuyucunun ya da izleyicinin ya da dinleyicinin benim ilettiğim mesajı alıp bir bilgiye dönüştürmesi için kendi mevcut bilgi, deneyim ve hisleri ile harmanlaması gerekli. Mesaj benden çıktığı an muhatabıma ait bir bakıma. Bir hammaddeye dönüşüyor: Benim tasarladığım, ürettiğim bilgi ile muhatabımın o hammaddeyi alarak tasarlayıp ürettiği bilgi aynı olmuyor.
Bu, güzel bir şey. Çünkü bir birim bilgiden onlarca, yüzlerce bilgi üretmek mümkün. Ama tek bir şartla: Muhatap, aldığı mesaja bakmayacak, onu görecek. Duymayacak, dinleyecek. İşlemeden önce sorgulayacak.
Türkiye'de, ulusal savunma ve güvenlik camiasında çok denk geldiğimiz şeyler değil ne yazık ki bunlar. Karşı karşıya bulunduğumuz tehdit ve risklere; coğrafi, siyasi, askeri, toplumsal ve tarihi özkütlemize kıyasla "güdük" dahi denemeyecek bir akademik ve entelektüel tartışma iklimine, ortamına sahibiz. Dolaşıma giren düşünce ve yorumların çok büyük bir kısmı, belirli paket mesajların yeniden dolaşıma sokulmasından ibaret. Eleştirel düşünce ve sorgulayıcı bakış ile desteklenmiş güçlü bir fikrî altyapının varlığından söz etmek güç. "Yok" denemez elbet, ancak olması gerektiği yerde kesinlikle değil.
Olması gerektiği yere ulaşabilmesi için dolaşıma sokulan mesajların ve daha önemlisi bu mesajlar ile üretilen bilgilerin nitelik ve nicelik bakımından güçlenmesi gerek. Bilgiyi üretenlere de muhataplara da sorumluluk var burada.
Siyah Gri Beyaz okuruna, geride kalan 19 yılda benimle muhatap olduğu için teşekkür ederim.