Giriş
Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin (SSİK) 15.12.2010
tarihli toplantısından sonra yapılan basın açıklaması, Türk Hava Kuvvetleri ve
Türk savunma sanayii için yeni bir dönemin başladığının habercisi idi.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, basın açıklamasının
ikinci maddesinde, “Hava Kuvvetleri
Komutanlığı’nın 2020’li yıllardan sonraki jet eğitim uçağı ve muharip uçak
ihtiyacının karşılanması maksadıyla, kavramsal tasarım yapılması için TUSAŞ ile
sözleşme görüşmelerine başlanmasına” karar verildiğini açıkladı. 2 yıl
sürecek kavramsal tasarım çalışmaları için USD 20,000,000 tutarında bir bütçe
ayrıldı.
Bu, sürpriz olarak nitelendirilebilecek bir karar idi.
Zira halihazırda devam eden çok sayıda modernizasyon (T-38M Arı, CCIP, Erciyes,
HeliMod, Yarasa, Işık, Şimşek) programlarını sürdüren TAI’nin gündeminde
ayrıca, Hürkuş turboprop temel eğitim uçağı ve Anka insansız hava aracı
geliştirme projeleri bulunuyor.
Hürkuş temel eğitim uçağı projesinde prototip üretimi
halen devam ediyor. İlk uçuşunu 2011 yılı içinde yapması planlanan uçak için
gerekli sertifikasyon sürecinin ise 2013 yılında tamamlanması öngörülüyor.
Hürkuş’un geliştirme ve test sürecini başarı ile tamamlamasının ardından
2010’ların ikinci yarısında hizmete girmesi, Eğitim Uçağı / Muharip Uçak (TFX)
projesi için hem teknolojik hem de psikolojik engellerin aşılması anlamına
gelecek.
TFX projesinde TAI’nin kavramsal tasarım sürecini,
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HvKK) ile
diğer savunma sanayii şirketleri ile koordinasyon içinde yürütmesi
beklenebilir. Bu ise öncelikle, modern bir jet uçağını meydana getiren
elektronik, mekanik ve yapısal bileşenlerin ne kadarının Türkiye’de ulusal
olanaklarla geliştirilip üretileceğinin, ne kadarının yurtdışından hazır ya da
lisans altında temin edileceğinin ne kadarının da ortak geliştirme ve/veya
teknik destek ve know-how transferi ile edinileceğinin tespitini gerektirmekte.
Bu açıdan TFX projesinin Türk Savunma Sanayii için önemli bir sıçrama tahtası olduğu
değerlendirmesi yapılabilir.
Türk Hava Kuvvetleri
Muharip Filosu
Türk Hava Kuvvetleri ana muharip filosunda halen 210 adet
Lockheed Martin F-16C/D Block 30/40/50 Fighting Falcon, 50
adet F-4E 2020 Terminator ile 16 adet F-4ETM Phantom II uçakları bulunuyor.
Peace Onyx I ve II projeleri ile tedarik edilen F-16’ların Block 40 ve 50
modelinden oluşan 173 adedi, Peace Onyx III projesi ile Common Configuration
Implementation Program (CCIP) modernizasyonuna tabi tutuluyor. 37 adet Block 30
F-16 ise, eğitim ve harbe hazırlık görevlerinde kullanılmak üzere daha kısıtlı
bir modernizasyondan geçmekte. CCIP programı ile aviyonik ve silah sistemleri
açısından Block 50+ seviyesine yükseltilen F-16’lar, Peace Onyx IV projesi ile
TAI tesislerinde üretilen 30 adet F-16C/D Block 50+ ile birlikte HvKK’nin ana
vurucu gücünü teşkil edecek. AIM-9X Sidewinder, AIM-120C AMRAAM, GBU-31/38 JDAM, JSOW A ve C,
CBU-105/CBU-105 WCMD, AGM-84K SLAM-ER ve AGM-84 Harpoon Block2 güdümlü silah
sistemleri ile donatılacak F-16 Block 50+’lere, yerli imkânlarla geliştirilen
silah ve aviyonik sistemlerinin de entegre edilebilmesi için görev bilgisayarı
ve Operasyonel Uçuş Yazılımlarına (Operation Flight Program; OFP) erişim
konusunda ABD ile görüşmeler devam etmekte.
Israel Aircraft Industries (IAI) tarafından modernize
edilen F-4E 2020 Terminator’ler ise HvKK’nin uzun menzilli hassas güdümlü
saldırı kabiliyetini teşkil ediyor. Elta yapımı son derece güçlü EL/M-2032
radarı, gelişmiş elektronik harp ve seyrüsefer sistemleri ile donatılmış F-4E
2020’ler, Popeye I uzun menzilli hassas güdümlü füze, GBU-10/12 Paveway lazer
güdümlü bombalar, AGM-65 Maverick televizyon güdümlü füzelere ilaveten TÜBİTAK
SAGE tarafından geliştirilen GPS/INS güdümlü Hassas Güdüm Kiti (HGK) silah
sistemlerini kullanmaktalar. 1999 – 2003 arasında modernize edilen toplam 54
uçaktan halen hizmette bulunan 50 adedi, 2020’den emekliye ayrılacak.
Türkiye, Terminator projesi kapsamında, F-4E 2020’lerin
tüm aviyonik sistemleri üzerinde tam hakimiyet kazanmış durumda. Bu hakimiyete
görev bilgisayarı ve OFP de dahil. Bu sayede yerli savunma sanayiinin
geliştirdiği HGK, Menzil Dışı Mühimmat (MDM), Demet gibi silah sistemleri ile
ASELPOD seyrüsefer ve hedefleme podlarının uçaklara entegrasyonu mümkün oldu.
Söz konusu sistemlerin tüm geliştirme, entegrasyon ve test çalışmaları tamamen
ulusal olanaklarla gerçekleştirilmiş durumda.
Türkiye’nin 1974 – 1992 arasında teslim aldığı toplam 236
F-4E ve RF-4E’den, modernize edilmeyen F-4E’lerin büyük kısmı, faydalı hizmet
ömürlerini doldurdukları için envanterden çekilmiş durumda. Kalan F-4E sayısı,
son iki F-4E filosu olan 112 ve 172. Filo’ları donatmaya yetmediği için 172.
Filo Mayıs 2009’da söndürüldü. 112. Filo F-4E’leri ise, 2010’ların ikinci
yarısına kadar hizmet verebilecek şekilde kısmî bir modernizasyondan
geçmekteler. “Şimşek” adı verilen bu projenin başlangıç tarihi 24.02.2006. İlk
prototip ilk uçuşunu 22.12.2009 tarihinde gerçekleştirdi; ilk iki uçağın teslim
tarihi ise 02.03.2010.
Modernizasyon kapsamında uçaklara ASELSAN ürünü LN-100GT
GPS/INS seyrüsefer sistemi, CDU-900 Kontrol Gösterge Ünitesi, MXF-484 telsiz
sistemi ile yine ASELSAN tarafından geliştirilen OFP entegre edilmekte.
Türk Hava Kuvvetleri Eğitim
Filosu
HvKK pilot eğitiminde halen Cessna T-41D Mescalero,
Aermacchi SF-260D, Cessna T-37B/C Tweet ve Northrop T-38A Talon uçaklarından
oluşan bir filoyu kullanmakta. T-38A’larla jet tekamül eğitimi alan pilotlardan
F-16 filolarına atanacak olanlar, F-5A/B 2000 uçakları ile harbe hazırlık
eğitimi alıyorlar. Sözleşmesi 1998 yılında imzalanarak 1999 yılında başlayan F-5
Aviyonik ve Yapısal Modernizasyon projesi kapsamında ilk 4 prototip uçağın
aviyonik modernizasyonu IAI sorumluluğunda, kalan 44 adet uçağın tüm aviyonik ve
yapısal modernizasyonu Eskişehir 1. Ana Bakım Merkezi’nde (1. ABMK)
gerçekleştirilmişti.
Uçuş özendirme ve başlangıç pilotaj eğitimlerini T-41D ve
SF-260D ile alan pilotların başlangıç jet eğitimleri halen, faydalı ömürlerinin
sonuna yaklaşmış olan ve envanterde 50’den fazla bulunan T-37B/C Tweet ile
verilmekte. Bu uçaklar, Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (BTEU) projesi ile 40
adet Korean Aerospace Industries (KAI) KT-1T ile değiştirilmekte. 357 milyon
Dolar tutarındaki sözleşmesi 2007 yılında imzalanan BTEU projesi ayrıca 15 adet
de opsiyonu kapsıyor. İlk 5 adedi KAI tarafından 2010 teslim edilen KT-1T’lerin
kalan 35 adedi TAI tesislerinde lisans altında üretilmekte. TAI tarafından
üretilen ilk uçak ilk uçuşunu 05.10.2010 tarihinde gerçekleştirdi.
Hizmete 1979-1980 arasında giren ve tekamül jet
eğitiminde kullanılan 60’dan fazla T-38A ise, Arı projesi kapsamında TAI
tarafından aviyonik modernizasyonundan geçirilmekte. Sözleşmesi 2007 yılında
imzalanan 84.5 milyon Dolar tutarındaki proje kapsamındaki 55 uçaktan 5 adedi TAI
tesislerinde modernize edilecek ve ilk iki uçak prototip olacak. Kalan 50
uçağın modernizasyonu ise 1. ABMK tarafından gerekleştirilecek.
Arı projesinde uçaklara, modern bir Baş yukarı Gösterge (Head
Up Display; HUD), çok amaçlı renkli gösterge (Multi Function Color Display; MFCD),
MDR-80 Sayısal görüntü-bilgi kaydedici / bilgi aktarma sistemi (Digital
Video-Data Recorder / Data Transfer System; DVDR/DTS), gaz kolu ve lövye üzeri
kontrol sistemi (Hands On Throttle and Stick; HOTAS), dahili haberleşme sistemi
(intercom), MXF-484 ve MXF-243A yüksek ve çok yüksek frekans telsiz (V/UHF), motor
gösterge sistemi (Engine Function Indicator; EFI), kokpit kamerası (Cockpit
Television Video Sensor; CTVS), aletli iniş sistemi (VOR/ILS) ve yeni bir görev
bilgisayarı entegre edilmekte. Uçaklara ayrıca Martin baker Mk16 fırlatma
koltuğu takılıyor.
İlk prototip uçak ilk uçuşunu 03.11.2010 tarihinde
gerçekleştirdi. Toplam 55 adet T-38M, 2015’ten itibaren 2020’li yıllara kadar
jet tekamül eğitimininde kullanılacak.
İleri jet ve harbe hazırlık (Lead In Fighter Trainer;
LIFT) görevinde kullanılan F-5 2000’ler, F-16 pilotlarının kullanacağı aviyonik
ve silah sistemlerinin eğitimini verecek şekilde modernizasyondan geçirildiler.
Modernize edilecek toplam 48 adet F-5, (20 adet F-5A, 14 adet NF-5A, 8 adet
F-5B ve 6 adet NF-5B), HvKK envanterindeki en az yıpranmış ve dolayısıyla en az
uçuş saatine sahip olanlardan seçildi. Modernizasyon sonrası teslimatları 2002 –
2007 arasında gerçekleştirilen bu uçaklar halen Konya 3. Ana Jet Üssü’ne (3.
AJÜ) bağlı 132. Filo’da hizmet vermekte. F-5 2000’lerin gövde ve motor ömürleri
2020’li yılların başlarında sona erecek.
Müşterek Taarruz
Uçağı (MTU) Projesi
Türkiye, HvKK muharip filosunun modernizasyonu için
Lockheed martin öncülüğündeki F-35 Lightning II Joint Strike Fighter (JSF)
projesine 1999 yılında imzalanan 6.2 milyon Dolar bedelli Mutabakat Mektubu
(Letter of Agreement; LOA) ile katıldı. 11.07.2002 tarihinde imzalanan 175
milyon Dolar’lık Sistem Geliştirme ve Gösterim (System Development and
Demonstration; SDD) aşamasına katılımı müteakiben, 25.01.2007 tarihinde üretim
ve geliştirme aşamasına dahil olundu. Bu arada SSİK, 12.12.2006 tarihli
toplantısı ile F-35’i, HvKK’nin yeni nesil muharip uçağı olarak seçti.
Henüz resmî siparişin verilmediği F-35 MTU’lardan 100
adet tedarik edilmesi bekleniyor. Maliyetinin 10.7 milyar Dolar olacağı
hesaplanan bu alım kapsamında ilk uçakların en erken 2014 – 2015 civarında
teslim edilmesi öngörülmekte. Henüz netleşmemekle birlikte, ilk uçakların
Eskişehir 1. AJÜ ile Malatya 7. AJÜ ya
da Konya 3. AJÜ’de hizmete girmeleri bekleniyor.
Türkiye’nin, kendi geliştirdiği aviyonik ve silah
sistemlerini teslim alacağı MTU’lara entegre edebilmesine yönelik olarak görev
bilgisayarı ve OFP’ye erişim konusunda ABD nezdinde girişimleri devam etmekte.
Benzer bir ihtiyaç halen İngiltere ve uçağın ilk müşterilerinden olacak olan
İsrail’in de gündeminde üst sırada bulunmakta.
İhtiyaçlar
Türkiye’nin, kendi olanakları ile bir savaş / eğitim uçağı
geliştirmeye soyunmasının arkasında, hem HvKK’nin ihtiyaçları ve kuvvet
yapısının korunması gerekliliği, hem de tek kaynağa bağımlılıktan, ulusal
savunma sanayiini güçlendirerek sıyrılma hedeflerinin yattığı iddia edilebilir.
Öncelikle Ocak 2011 itibariyle HvKK envanterindeki mevcut
jet savaş ve eğitim uçağı envanterine göz atalım:
37 adet F-16C/D Block 30 (Teslimat: 1987 – 1989)
101 adet F-16C/D Block 40 (Teslimat: 1990 – 1995)
72 adet F-16C/D Block 50 (Teslimat: 1995 – 1999)
50 adet F-4E 2020 Terminator (Modernizasyon sonrası
teslimat: 1999 – 2003)
16 adet F-4ETM Şimşek (Modernizasyon sonrası teslimat:
2010 – 2011)
T-38A Talon (Teslimat: 1979 – 1980)
F-5 2000 (Modernizasyon sonrası teslimat: 2002 – 2007)
T-37B/C Tweet (Teslimat: 1963 – 1992)
Muharip uçaklardan F-16 Block 30’lar harbe hazırlık ve
silah ve taktik eğitiminde kullanılmakta. Esas vurucu gücü ise Block 40 ve
Block 50 modelleri oluşturuyor; zaten Peace Onyx III ile tam aviyonik
modernizasyonuna tabi tutulan uçaklar bunlar. 1987’de hizmete girmeye başlayan,
yani 22 – 24 yaşındaki Block 30’lar, yoğun eğitim uçuşları nedeniyle faydalı
hizmet ömürlerinin sonlarına yaklaşmaktalar. Dolayısıyla 2020’den itibaren bu
uçakların envanter dışına çıkması gündeme gelecek.
Block 30 F-16’larla birlikte emekliye ayrılacak diğer
uçaklar ise önce F-4ETM ve ardından F-4E 2020 olacak. F-4ETM’ler, 1980’lerde
ABD’den ikinci el olarak devralınmış FY66 ve FY67 serisi uçaklar. Şimşek
modernizasyonu, bu uçakları, F-35 Lightning II hizmete girene kadar geçecek
süre içinde uçabilir durumda tutmak için gerçekleştirildi. Hizmette tutulabilecek
F-4E sayısı bir filoyu ancak donatabilecek kadar olduğu için 172. Filo geçici
olarak söndürüldü. Terminator’ler için ise kısmen daha iyi durumda denebilirse
de, artık 2020’de teknolojik olarak ömürlerini tüketmiş olacaklar.
Dolayısıyla 2020’den itibaren sırasıyla F-4ETM, F-4E 2020
ve F-16C/D Block 30 tiplerinde toplam 100 civarında uçağın emekliye ayrılması
süreci başlamış olacak. 172. Filo da dahil olmak üzere yaklaşık 6 Filoluk bir
muharip uçak ihtiyacı söz konusu.
Eğitim uçaklarında ise, yine bahsi geçen muharip uçaklara
paralel olarak 2020’li yıllarda emekliye ayrılacak 45 civarı F-5 2000 ile 55
adet T-38M’den oluşan en az 100 uçaklık bir açık oluşacak.
Milli olanaklarla geliştirilecek bir savaş uçağına
duyulan ihtiyacın bir başka önemli kaynağı ise, HvKK’nin tek kaynağa
bağımlılıktan kurtulma iradesi oldu. Bunu açmak gerekirse:
IAI ana yükleniciliğinde gerçekleştirilen Terminator
projesinin Türkiye’ye iki çok önemli kazanımı oldu: 1. HvKK uzun menzilli
hassas güdümlü saldırı ve cephe derinliğine nüfuz (interdiction) kabiliyeti
kazandı ve 2. Eskişehir 1. ABMK bünyesinde oldukça gelişmiş bir Sistem
Entegrasyon Laboratuarı (SEL) ile test altyapısı
kuruldu.
Türkiye, Terminator projesi ile tam erişim kazandığı F-4E
2020 görev bilgisayarı ve OFP üzerinden, kendi geliştirdiği Demet, HGK ve MDM
gibi mühimmatların testlerini gerçekleştirdi. Bir başka ulusal savunma sanayii kuruluşu
olan HAVELSAN, uçakların tam görev simülatörlerini üretti. Uçağın tüm aviyonik
ve görev sistemlerinde, ihtiyaca yönelik güncelleştirme ve geliştirmeler
yapıldı. Bu sayede Türk havacılık sanayii, modern aviyonik ve silah sistemi geliştirme,
entegrasyon ve modernizasyon kabiliyeti kazandı. Işık, Şimşek ve Arı projeleri
bu tecrübe ve kazanılan özgüvenin sonucunda mümkün oldu.
Dolayısıyla F-4E 2020’ler, herhangi bir politik ya da
askeri kısıtlama olmaksızın Türkiye’ye her türlü operasyonel ve teknolojik
girişimi yapmak için manevra özgürlüğü kazandırdı. ABD’nin Yabancı Askeri
Satışlar (Foreign Military Sales; FMS) programı ile tedarik edilen F-16’lar ve
yine bu program ile tedarik edilecek F-35’ler üzerinde bu denli geniş bir
hareket serbestisi bulunmuyor. Zira bu uçakların görev ve silah sistemleri
üzerinde ABD’nin onayı haricince herhangi bir tadilat, modernizasyon ya da
entegrasyon işlemi gerçekleştirmek anlaşmalara göre mümkün değil. Bu nedenledir
ki Türkiye uzun süredir Peace Onyx IV ve MTU projelerinde OFP erişimi için uzun
süredir kıran kırana mücadele vermekte; kendi geliştirdiği ASELPOD ve HGK gibi
sistemleri F-16 ve F-35’lere entegre edebilmek için deyim yerindeyse izin
koparmaya çalışmakta.
İşte TFX, burada devreye giriyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Sırasıyla Terminator, Işık, Şimşek, Arı modernizasyon projelerini
gerçekleştiren Türk havacılık sanayiinin, Hürkuş’un muhtemel başarısı ile
önemli bir teknik ve psikolojik engeli aşmasının ardından, bir adım ötesi için
kolların sıvanması sürpriz olmayacaktır. Bu bir adım ötesi, Türk havacılık
sanayiini özellikle aviyonik ve silah sistemi geliştirme alanlarında dünyada
önemli bir oyuncu haline getirebilir. Bunu sağlayacak uçak da HvKK’nin 2020’li
yıllardan itibaren kendi olanakları ile geliştirdiği aviyonik ve silah sistemleri
için taşıyıcı / fırlatıcı platform ve pilotlar için gelişmiş bir eğitim / harbe
hazırlık uçağı olabilir.
Kavramsal tasarım çalışmaları henüz başladığı için TFX’de
nasıl bir proje modeli izleneceğini kestirmek güç. Ancak MSB Vecdi Gönül’ün
SSİK toplantısından sonraki sözlerine bakılacak olursa bu, kesinlikle lisans
altında üretim ya da mevcut bir tasarıma ortaklık şeklinde olmayacak. Gönül,
Eurofighter EF-2000 Typhoon’un gündemde olmadığını söyleyerek, konsorsiyumun “EF-2020”
olarak adlandırılan yeni nesil versiyonun geliştirilmesine ortaklık teklifine
olumsuz bakıldığını göstermiş oldu.
Türkiye’nin TFX projesinde, Hindistan’ın Tejas’ı gibi
sıfırdan bir uçak tasarlayıp üretmesini beklememek gerekir. Zira halen mevcut
sanayi altyapısı, teknoloji birikimi ve bütçe yapısı bu denli büyük bir
girişimi desteklemeye yetecek çapta değil. MSB Vecdi Gönül, Kore ile işbirliği
ihtimalini tümden reddetmedi, ancak sözleri, mevcut bir projeye ortak olarak katılımın
değerlendirilmediği şeklinde yorumlanabilir. Dolayısıyla, aynı Altay proje
modelinde olduğu gibi, bir veya birden çok yabancı teknoloji / tecrübe sağlayıcının
yardımı ve kısa vadede geliştirilip üretilmesi mümkün olmayan motor gibi alt
sistemlerin lisans altında üretimi ya da satın alınması şeklinde bir model ile,
2020’li yıllarda hizmete girmeye hazır bir uçak geliştirilmesi mümkün olabilir.
Bu noktada da dikkatler (tekrar) Güney Kore’ye çevrildi.
Zira Türkiye halen bu ülke tarafından geliştirilmiş KT-1T’yi lisans altında
üretmekte, Altay ana muharebe tankının geliştirilmesi için bu ülkeden teknoloji
ve bilgi deneyimi ithal etmekte; geçmişte de Fırtına kundağı motorlu obüs
projesinde başarılı bir işbirliği teşkil edilmişti.
Güney Kore halen Lockheed Martin desteği ile T-50 Golden
Eagle jet ileri eğitim uçağını üretiyor. Bu uçağın T/A-50 saldırı ve F/A-50 çok
rollü modellerini geliştiriyor. Halihazırda Güney Kore HvK için T-50 üretimini
devam ettiren KAI, yeni nesil çok rollü taktik savaş uçağı projesi olan KF-X
için de hazırlıklara devam etmekte. Uzun süren görüşmelerin sonunda Temmuz 2010’da
Endonezya da bu projeye ortak olarak katıldı. Proje maliyetinin 20%’sini
üstlenecek olan Endonezya, hava kuvvetleri için en az 50 adet KF-X alacak.
Bir başka olasılık olarak İsveçli Saab firması
sayılabilir. Gripen çok rollü savaş uçağını geliştirip satan Saab, bu uçağın
Gripen NG olarak adlandırılan yeni nesil versiyonu üzerinde çalışmakta ve ortak
aramakta. Gripen formülünün birebir uyarlaması söz konusu olmasa da, Saab’ın
bir teknoloji ortağı olarak seçilmesi, İsveç – Türkiye savunma sanayii
ilişkilerinin geliştirilmesinde kaydedilebilecek bir aşama olabilir.
Sonuç olarak Türk savunma sanayii, son derece zorlu ancak
uzun vadede getirisi de bir o kadar büyük olacak bir yola çıkmış görünüyor.
Eğer proje başarı ile tamamlanır ve bir Türk tasarımı jet uçağı göklere ulaşırsa,
Türk mühendis, teknisyen ve bürokratları, 1940 – 1950’li yıllarda hayalleri
kırılan seleflerine olan borçlarını ödemiş olacaklar.
2 yorum:
2020 ve sonraki bir tarih için ABD/AB harici bir ülkeyle ortaklaşa geliştirilecek bir Jet hayal değil sanırım.Daha evvelki bir tarih için Rusya seçilebilir. Fakat bu ülkenin sistemlerine yabancı olmamız ve tasarlanacak sistemi NATO standartlarına uydurmak epey masraflı ve zaman alıcı olur.o zamanki Türkiye'nin ekonomik durumu da ayrı bir endişe tabi. 450 milyar dolarlık ekonomiye sahip Pakistan gibi 500 milyon doları vatandaşa değilde bir savaş jeti geliştirmeye ayırmayalım yeterki.
ARAS ÜNLÜ
Türkiye`nin yıllardır kendi arabasını geliştirememesinin nedeni motor olayı, burada da engel olarak çıkacaktır. Seri bir üretim için araba motoru vermek istemeyen yabancı şirketler seri üretim savaş uçağı için motor verirlermi acaba? Bu konuyu daha Çin bile çözemedi. Hala JF-17 için motoru dışarıdan almakta, o da sınırlı sayıda, Rusya motoru.
Okcu
Saygılar
Yorum Gönder