Sene 1969... Yer, Doğu Anadolu'da III. Kademe bir Ordonat (Bakım) birliği...
2. Dünya Savaşı'nın bitiminden sonra Marshall Yardımı ile ABD, Türkiye'ye çok sayıda silah araç gereç ve malzeme yardımı yapar. Bu yardımlar ile donatılan Türk Ordusu, Sovyet tehdidine karşı Atlantik Bloku'nun kanat ülkesi haline gelir.
3.5" (90mm) M20 "Super Bazuka" da bu kapsamda gelen silahlardan biridir. Çok sayıda M20, Türk Kara Kuvvetleri'nin birliklerine, bilhassa Sovyet tank ve zırhlılarına karşı duracak olan Doğu Anadolu'daki birliklere dağıtılır.
M20, iki parçadan oluşan bir roket lançeridir. Atıştan önce birbirine kenetlenen bu iki "soba borusu"nun içine kıçtan doldurulan roket mermisi, manyeto ile miliamper seviyesinde elektrik üreten tetik ile sevk edilir. Nişancı ve doldurucu olmak üzere iki mürettebat tarafından kullanılan M20 lançer tüpü ve tetik asamblesi, dökme enjeksiyon alüminyumdan mamüldür. Ancak döküm kalitesi iyi değildir M20'nin. Özellikle iki lançer tüpünün birbirine kenetlendiği çene ve tetik mekanizmasının tüple birleşim yerleri çok çabuk kırılmaktadır.
Hikayemizin geçtiği Ordonat birliğinden acar bir bakım astsubayı, bölüğünün imkânları ile, bu çene ve tetik tertibatı için yeni kalıplar hazırlar, daha kaliteli alüminyumdan parçalar döker. Testler yapılır, sonuç çok iyidir. Türk tipi M20, Amerikan M20'sinden daha sağlamdır. Doğu Anadolu'nun haşin soğuğuna daha iyi dayanır hem de.
Tam da o sırada ABD yardımlarını denetlemek üzere bir Amerikalı yarbay, tercümanı ile birlikte bahse konu birliğe gelir. Yardım ile gelen malzemenin bakım durumunu teftiş için. Zira ABD yardımı ile gelen malzemenin 1'den 5'e kadar hiç bir kademe bakımı tam olarak yapılamamaktadır, kural ve anlaşmalar gereği. Ana tamir kademesi olan 5'nci kademede bile Amerikan subay ve astsubaylarının nezareti gerekmektedir.
Amerikalı yarbay, Türk tipi M20'yi görür. Birlik komutanına "bu tadilatı kim yaptı?" diye sorar. Astsubay çağırılır. Amerikalı sorar:
- Bu malzemeyi sen mi ürettin?
- Evet ben yaptım.
- Nasıl yaptın?
- Şöyle şöyle yaptım.
- Yardım anlaşması uyarınca böyle bir tadilat yapmaya yetkin yok. Bu parçanın yenisini talep etmeliydin.
- Talep ettim zaten, ilgili istek mektubu dosyada (Dosya getirilir, ilgili yazışmalar gösterilir). Bakın "SG çekilmiş" ("Sonra Gönderilecek")
- Olabilir. 6 ay bekleyip sonra bir kez daha talep etmeliydin.
- Yine talep ettim zaten bakın diğer istek formları da burada (gösterilir, hepsine "SG çekilmiştir")
Hem ayrıca yanıbaşımızda Ruslar var. Yarın bir gün savaş çıkarsa sizin keyfinizi mi bekleyeceğiz? Kaç aydır kaç türlü malzeme bekliyoruz sizde, hepsine "SG" yanıtı geliyor. Memleketin savunmasını Amerikalının keyfine mi bırakacağız?
(Amerikalı yarbayın arkasından edilen işmarlar "sus! sus!" işaretleri....)
Sonuç?
Amerikalı yarbay bakım astsubayının adını ve sicil numarasını alır, hakkında işlem yapılır. Kalıplar imha edilir.
Türk Ordusu Amerikan tipi M20 bazukaları kullanmaya devam eder.
2. Dünya Savaşı'nın bitiminden sonra Marshall Yardımı ile ABD, Türkiye'ye çok sayıda silah araç gereç ve malzeme yardımı yapar. Bu yardımlar ile donatılan Türk Ordusu, Sovyet tehdidine karşı Atlantik Bloku'nun kanat ülkesi haline gelir.
3.5" (90mm) M20 "Super Bazuka" da bu kapsamda gelen silahlardan biridir. Çok sayıda M20, Türk Kara Kuvvetleri'nin birliklerine, bilhassa Sovyet tank ve zırhlılarına karşı duracak olan Doğu Anadolu'daki birliklere dağıtılır.
M20, iki parçadan oluşan bir roket lançeridir. Atıştan önce birbirine kenetlenen bu iki "soba borusu"nun içine kıçtan doldurulan roket mermisi, manyeto ile miliamper seviyesinde elektrik üreten tetik ile sevk edilir. Nişancı ve doldurucu olmak üzere iki mürettebat tarafından kullanılan M20 lançer tüpü ve tetik asamblesi, dökme enjeksiyon alüminyumdan mamüldür. Ancak döküm kalitesi iyi değildir M20'nin. Özellikle iki lançer tüpünün birbirine kenetlendiği çene ve tetik mekanizmasının tüple birleşim yerleri çok çabuk kırılmaktadır.
Hikayemizin geçtiği Ordonat birliğinden acar bir bakım astsubayı, bölüğünün imkânları ile, bu çene ve tetik tertibatı için yeni kalıplar hazırlar, daha kaliteli alüminyumdan parçalar döker. Testler yapılır, sonuç çok iyidir. Türk tipi M20, Amerikan M20'sinden daha sağlamdır. Doğu Anadolu'nun haşin soğuğuna daha iyi dayanır hem de.
Tam da o sırada ABD yardımlarını denetlemek üzere bir Amerikalı yarbay, tercümanı ile birlikte bahse konu birliğe gelir. Yardım ile gelen malzemenin bakım durumunu teftiş için. Zira ABD yardımı ile gelen malzemenin 1'den 5'e kadar hiç bir kademe bakımı tam olarak yapılamamaktadır, kural ve anlaşmalar gereği. Ana tamir kademesi olan 5'nci kademede bile Amerikan subay ve astsubaylarının nezareti gerekmektedir.
Amerikalı yarbay, Türk tipi M20'yi görür. Birlik komutanına "bu tadilatı kim yaptı?" diye sorar. Astsubay çağırılır. Amerikalı sorar:
- Bu malzemeyi sen mi ürettin?
- Evet ben yaptım.
- Nasıl yaptın?
- Şöyle şöyle yaptım.
- Yardım anlaşması uyarınca böyle bir tadilat yapmaya yetkin yok. Bu parçanın yenisini talep etmeliydin.
- Talep ettim zaten, ilgili istek mektubu dosyada (Dosya getirilir, ilgili yazışmalar gösterilir). Bakın "SG çekilmiş" ("Sonra Gönderilecek")
- Olabilir. 6 ay bekleyip sonra bir kez daha talep etmeliydin.
- Yine talep ettim zaten bakın diğer istek formları da burada (gösterilir, hepsine "SG çekilmiştir")
Hem ayrıca yanıbaşımızda Ruslar var. Yarın bir gün savaş çıkarsa sizin keyfinizi mi bekleyeceğiz? Kaç aydır kaç türlü malzeme bekliyoruz sizde, hepsine "SG" yanıtı geliyor. Memleketin savunmasını Amerikalının keyfine mi bırakacağız?
(Amerikalı yarbayın arkasından edilen işmarlar "sus! sus!" işaretleri....)
Sonuç?
Amerikalı yarbay bakım astsubayının adını ve sicil numarasını alır, hakkında işlem yapılır. Kalıplar imha edilir.
Türk Ordusu Amerikan tipi M20 bazukaları kullanmaya devam eder.
4 yorum:
vay anasını
Zevkle okudum.
yazı için teşekkürler daha o yıllardan başlamışız amerikanın eline bakmaya
bir benzer durum da tank vizöründe yaşanmış >:(
Yorum Gönder