Geçtiğimiz hafta içinde Novosibirsk Uçak Üretim Kurumunun pistinde, Rusya'nın yeni geliştirdiği Ohotnik-B (ОХОТНИК-Б; Rusça "Avcı") adlı insansız hava aracı (İHA) prototipi görüntülendi. Bundan kısa süre önce de kuyruğunda ve gövdesinin altında bu uçağın silüeti resmedilmiş 053 gövde numaralı bir Su-57 görülmüştü. Bu semboller doğal olarak, Ohotnik-B'nin Su-57 ile birlikte görev yapacak şekilde geliştirildiğine dair bir emare olarak algılandı.
Rusya'nın askeri elektronik sistemler üreticisi KRET Genel Müdür Yardımcısı Vıladimir Miheyev, TASS haber ajansına 2016 yılında verdiği bir mülakatta, Rusya'nın üzerinde çalıştığı altıncı nesil savaş uçağının insanlı ve insansız olmak üzere iki modelde üretileceğini, bu uçakların birlikte, kol halinde uçarak görev yapacağını söylemişti.
Dolayısıyla Rusya'nın, insanlı ve insansız muharip uçakların birlikte görev yapacağı bir kurgu üzerinde çalıştığına dair elimizde kuvvetli ipuçlarının bulunduğunu iddia edebiliriz.
Buradan hareketle Ohotnik-B'nin, hava gücü alanında gerçekleşmesi beklenen bir dönüşümün Rus Hava Kuvvetleri özelindeki temsilcisi olduğunu söyleyebiliriz.
Dolayısıyla Rusya'nın, insanlı ve insansız muharip uçakların birlikte görev yapacağı bir kurgu üzerinde çalıştığına dair elimizde kuvvetli ipuçlarının bulunduğunu iddia edebiliriz.
Buradan hareketle Ohotnik-B'nin, hava gücü alanında gerçekleşmesi beklenen bir dönüşümün Rus Hava Kuvvetleri özelindeki temsilcisi olduğunu söyleyebiliriz.
Projenin Tarihçesi
Ohotnik projesiyle ilgili ilk somut gelişme, Rus Savunma Bakanlığı ile Suhoy arasındaki geliştirme sözleşmesinin 2011 Ekim ayında imzalanmasıyla yaşandı.
Ohotnik projesiyle ilgili ilk somut gelişme, Rus Savunma Bakanlığı ile Suhoy arasındaki geliştirme sözleşmesinin 2011 Ekim ayında imzalanmasıyla yaşandı.
Teknik gereksinimlerin Rus Savunma Bakanlığı tarafından Nisan 2012'de onaylanmasının ardından yer prototipi 2014'te tamamlandı. Ohotnik, 2014 yılında ilk tanıtıldığında 20,000kg ağırlığında, iki adet 52.9kN turbofan motorla donatılmış bir tasarıma sahipti. Motorların, MiG-35'te kullanılan RD-33'ün artyanıcısız türevi olması öngörülüyordu. 2014 Nisan ayında, UAC şirketi Genel Müdürü Vıladimir Mihaylov, tasarım sürecinin 2015 Nisan ayında tamamlanacağını açıklamıştı.
Rus internet forumlarında 2017 Ağustos ayında Ohotnik-B'ye ait olduğu belirtilen bir prototip fotoğrafı yayımlandı. Bu fotoğrafa eşlik eden haberlerde Ohotnik-B'de PAK-FA T-50'de kullanılan teknolojilerden faydalanıldığı, İHA'nın altıncı nesle mensup olacağı iddia ediliyor, uçuş testlerinin 2018'de başlayacağı ve Rus Hava Kuvvetlerinde 2020'de hizmete gireceği kaydediliyordu.
Rus internet forumlarında 2017 Ağustos ayında Ohotnik-B'ye ait olduğu belirtilen bir prototip fotoğrafı yayımlandı. Bu fotoğrafa eşlik eden haberlerde Ohotnik-B'de PAK-FA T-50'de kullanılan teknolojilerden faydalanıldığı, İHA'nın altıncı nesle mensup olacağı iddia ediliyor, uçuş testlerinin 2018'de başlayacağı ve Rus Hava Kuvvetlerinde 2020'de hizmete gireceği kaydediliyordu.
Prototipin 2018 Kasım ayında Novosibirsk'teki yer denemeleri sırasında 200km/saat sürate ulaştığı bildirilmişti.
Teknik Özellikler
Fotoğraflarda görüldüğü kadarıyla Ohotnik-B bir uçan kanat tasarımı. Tek turbofan motora sahip olduğu görülüyor. Ön dikmesi çift tekerlekli, bu da ağır yüklü şekilde inişlerin şokunu kaldırması için gerekli bir seçim. Uçak, dış görünüş olarak ABD'nin X-47B ve Çin'in AVIC-601S İHA tasarımlarına büyük ölçüde benziyor.
Basında yer alan haberlere göre gövdesinde kompozit malzeme ve radar emici boya kullanıldığı kaydediliyor. Uçak 20t ağırlık sınıfında. Ölçüleri ve menzili gibi konularda çok net bilgiler henüz yok.
Fotoğrafları yayımlanan prototipte, gövdenin çeşitli yerlerinde çıkıntılar görünüyor. Bunların büyük kısmı, hava alığı şeklinde. Kuvvetle muhtemel, taşınan elektronik cihazların, aviyoniklerin soğutma ihtiyacı için kullanılıyorlar.
Fotoğraflarda en dikkat çekici husus, gövdedeki anılan çıkıntılar ile motorun yerleşimi. Motorun egzoz lülesi dahil arka kısmının büyük bölümünün açıkta olduğu; başta lüle olmak üzere ısıl izi azaltmak için herhangi bir tasarım yönteminin uygulanmadığı görülüyor. Gövdenin genel geometrik şekli, "stealth" uçakları andırsa da, bu hususlardan dolayı tam bir radar kesit alanı (radar cross section) azaltıcı tasarım olmadığını düşündürüyor.
Değerlendirmeler
Ohotnik'in Su-57 ile birlikte görev yapabilmesi için Su-57'nin gerçek zamanlı olarak çift yönlü veri iletişimi yapabilecek bir veri bağı sistemine ve ayrıca İHA'yı tamamen veya kısmen kontrol edebilecek sistemlere sahip olması gerekir. Bir İHA'yı yer kontrol istasyonundan idare etmekle havada, yüksek hızlı, çevik bir savaş uçağından ve tek pilot ile idare etmek çok farklı şeylerdir. Dolayısıyla iletişim ve komuta-kontrol sistemleri bakımından oldukça zorlayıcı teknik gereksinimler söz konusudur. Rusya'nın bu kabiliyete erişmiş olup olmadığını açık kaynaklardan teyit etmek mümkün değil. Ancak çalışmaların bu yönde yoğunlaşmış olduğunu, halihazırda bu kabiliyet mevcut değilse bile yakın vadede buna ulaşılabileceğini varsayabiliriz.
İnsanlı ve insansız savaş uçaklarının birlikte kullanımı, özellikle tehdit seviyesi yüksek görevler için öne çıkıyor. Bunlar arasında düşman hava savunmasının imhası, geniş bir alanda muharip hava devriyesi, düşman hava tehdidinin söz konusu olduğu bölgelerde hassas güdümlü silah sistemleri ile saldırı sayılabilir. Tüm bunlar için yalnızca önceden belirlenmiş rota ve bacakların takibi ile saldırı yeterli değildir; modern savaş alanında son derece hızlı değişebilen tehditlere göre uçuş profilinin ve saldırı şeklinin çevik bir şekilde uyarlanabilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla insansız savaş uçağının anlık olarak taktik kararlar alıp uygulayabilmesi; bunu hem uçuş kolundaki diğer insanlı / insansız uçaklarla hem de görev sahasındaki diğer dost unsurlarla uyumlu şekilde yapabilmesi gerekmektedir. Tüm bunları başarabilecek bir görev zekasının geliştirilmesi, yapay zeka ile algılayıcı ve bilgi işleme sistemlerinde ileri bir seviyeye gelinmesi ile mümkündür.
Son olarak elektromanyetik, akustik ve görsel izin düşürülmesine yönelik teknik, tedbir ve teknolojilerin tümünü ifade "stealth" hakkında da tek bir doğru yolun olmadığını düşünüyorum. "All aspect stealth" olarak adlandırılan kabiliyette, uçağın gövde tasarımı, malzeme ve boyası ile aktif ve pasif karşı tedbirleri, elektromayetik ve ısıl izi her açıdan (360 derece) düşük tutacak şekilde seçilir. Doğal olarak bu, elde edilmesi oldukça zor ve pahalı bir kabiliyettir. Geometri, malzeme, boya vb açısından gövdenin her tarafının, her açıdan radar ve ısıl izinin hesaplanması, buna uygun tasarımın seçilmesi ve tüm bunların performanstan taviz vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Buna karşın, uçağa sınırlı bir "stealth" kabiliyeti kazandırarak, bir nevi ara bir çözüm de elde etmek mümkündür. yalnızca ön cepheden radar ve ısıl izin düşük tutulmasına odaklanılabilir. Görece daha düşük maliyetli ve zahmetli bir yöntem olmakla birlikte, bol miktarda manevranın ve irtifa değişiminin yapıldığı senaryolarda beka kabiliyetine olumsuz etkisinden söz edilebilir.
Hangi "stealth" yaklaşımı seçilirse seçilsin, uçağın çok geniş bir bant aralığında çalışan aktif ve pasif elektronik harp sistemlerine sahip olma zorunluluğu açıktır. Başta radar ikaz alıcıları (Radar Warning Receiver - RWR) olmak üzere, düşman radar ve elektronik harp sistemlerini geniş bir spektrumda algılayabilecek, buna karşı aktif ve pasif tedbirleri süratle seçip uygulayabilecek ve diğer dost unsurlarla paylaşabilecek bir elektronik harp sistemi gereklidir.
Rusya'nın bu konuda ürün ve harekât tecrübesi kısıtlıdır. Dahası, 2018 Eylül ayında Il-20M istihbarat uçağının Suriye hava savunması tarafından düşürülmesi olayında da görüldüğü gibi durumsal farkındalık (situational awareness), gerçek zamanlı ihbar, ikaz ve teşhis kabiliyetleri gibi alanlarda ciddi zafiyeti söz konusudur.
Yukarıda sıralanan teknik hususların (ya da problemlerin), bu alanda halen projeler yürüten ABD (X-47B, MQ-25), Çin (AVIC-601S Sharp Sword) ve Avrupa (nEUROn) için de geçerli olduğunu vurgulamak gerekir.
Sonuç olarak, mevcut veriler ışığında fotoğrafları yayımlanan Ohotnik-B prototipinin hizmete girecek bir tasarımdan ziyade, bir teknoloji gösterim ve geliştirme uçağı olduğunu değerlendiriyorum. Rusya'nın ekonomik ve teknolojik durumu projenin süratini etkileyebilir ancak yönelimi göstermesi açısından önemlidir.
1960'lardaki torpido ile donatılan QH-50 DASH insansız helikopterleri saymazsak, silahlı insansız hava araçları (SİHA) ilk kez, en basit haliyle 1970'lerin başında Hunter Buffalo programı ile ortaya çıkmıştır. AGM-65 Maverick güdümlü füzeleri ve HOBOS güdümlü bombaları ile donatılan BGM-34A/B İHA'ları, C-130 nakliye uçaklarının kanatlarında bırakılarak görev bölgelerine uçacak şekilde geliştirilmişti. Bu programın başarısızlıkla sonuçlanmasının en önemli etkeni, kullanımlarına yönelik bir vizyon ve doktrinin mevcut olmamasıydı. Aradan neredeyse 50 yıl geçmiş olmasına rağmen temel kaide aynı kalmıştır: Mesele teknik ya da teknoloji ile değil, harekât konsepti ile ilgilidir. Öncelikli olarak SİHA'ların ve insansız savaş uçaklarının kendilerinin değil, kullanımlarının zaman, şekil ve yönteminin çalışılması gereklidir.
Ohotnik-B'nin de Rusya'nın bu yönde bir girişimi olduğunu düşünüyorum.
Fotoğraflarda en dikkat çekici husus, gövdedeki anılan çıkıntılar ile motorun yerleşimi. Motorun egzoz lülesi dahil arka kısmının büyük bölümünün açıkta olduğu; başta lüle olmak üzere ısıl izi azaltmak için herhangi bir tasarım yönteminin uygulanmadığı görülüyor. Gövdenin genel geometrik şekli, "stealth" uçakları andırsa da, bu hususlardan dolayı tam bir radar kesit alanı (radar cross section) azaltıcı tasarım olmadığını düşündürüyor.
Değerlendirmeler
Ohotnik'in Su-57 ile birlikte görev yapabilmesi için Su-57'nin gerçek zamanlı olarak çift yönlü veri iletişimi yapabilecek bir veri bağı sistemine ve ayrıca İHA'yı tamamen veya kısmen kontrol edebilecek sistemlere sahip olması gerekir. Bir İHA'yı yer kontrol istasyonundan idare etmekle havada, yüksek hızlı, çevik bir savaş uçağından ve tek pilot ile idare etmek çok farklı şeylerdir. Dolayısıyla iletişim ve komuta-kontrol sistemleri bakımından oldukça zorlayıcı teknik gereksinimler söz konusudur. Rusya'nın bu kabiliyete erişmiş olup olmadığını açık kaynaklardan teyit etmek mümkün değil. Ancak çalışmaların bu yönde yoğunlaşmış olduğunu, halihazırda bu kabiliyet mevcut değilse bile yakın vadede buna ulaşılabileceğini varsayabiliriz.
İnsanlı ve insansız savaş uçaklarının birlikte kullanımı, özellikle tehdit seviyesi yüksek görevler için öne çıkıyor. Bunlar arasında düşman hava savunmasının imhası, geniş bir alanda muharip hava devriyesi, düşman hava tehdidinin söz konusu olduğu bölgelerde hassas güdümlü silah sistemleri ile saldırı sayılabilir. Tüm bunlar için yalnızca önceden belirlenmiş rota ve bacakların takibi ile saldırı yeterli değildir; modern savaş alanında son derece hızlı değişebilen tehditlere göre uçuş profilinin ve saldırı şeklinin çevik bir şekilde uyarlanabilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla insansız savaş uçağının anlık olarak taktik kararlar alıp uygulayabilmesi; bunu hem uçuş kolundaki diğer insanlı / insansız uçaklarla hem de görev sahasındaki diğer dost unsurlarla uyumlu şekilde yapabilmesi gerekmektedir. Tüm bunları başarabilecek bir görev zekasının geliştirilmesi, yapay zeka ile algılayıcı ve bilgi işleme sistemlerinde ileri bir seviyeye gelinmesi ile mümkündür.
Son olarak elektromanyetik, akustik ve görsel izin düşürülmesine yönelik teknik, tedbir ve teknolojilerin tümünü ifade "stealth" hakkında da tek bir doğru yolun olmadığını düşünüyorum. "All aspect stealth" olarak adlandırılan kabiliyette, uçağın gövde tasarımı, malzeme ve boyası ile aktif ve pasif karşı tedbirleri, elektromayetik ve ısıl izi her açıdan (360 derece) düşük tutacak şekilde seçilir. Doğal olarak bu, elde edilmesi oldukça zor ve pahalı bir kabiliyettir. Geometri, malzeme, boya vb açısından gövdenin her tarafının, her açıdan radar ve ısıl izinin hesaplanması, buna uygun tasarımın seçilmesi ve tüm bunların performanstan taviz vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Buna karşın, uçağa sınırlı bir "stealth" kabiliyeti kazandırarak, bir nevi ara bir çözüm de elde etmek mümkündür. yalnızca ön cepheden radar ve ısıl izin düşük tutulmasına odaklanılabilir. Görece daha düşük maliyetli ve zahmetli bir yöntem olmakla birlikte, bol miktarda manevranın ve irtifa değişiminin yapıldığı senaryolarda beka kabiliyetine olumsuz etkisinden söz edilebilir.
Hangi "stealth" yaklaşımı seçilirse seçilsin, uçağın çok geniş bir bant aralığında çalışan aktif ve pasif elektronik harp sistemlerine sahip olma zorunluluğu açıktır. Başta radar ikaz alıcıları (Radar Warning Receiver - RWR) olmak üzere, düşman radar ve elektronik harp sistemlerini geniş bir spektrumda algılayabilecek, buna karşı aktif ve pasif tedbirleri süratle seçip uygulayabilecek ve diğer dost unsurlarla paylaşabilecek bir elektronik harp sistemi gereklidir.
Rusya'nın bu konuda ürün ve harekât tecrübesi kısıtlıdır. Dahası, 2018 Eylül ayında Il-20M istihbarat uçağının Suriye hava savunması tarafından düşürülmesi olayında da görüldüğü gibi durumsal farkındalık (situational awareness), gerçek zamanlı ihbar, ikaz ve teşhis kabiliyetleri gibi alanlarda ciddi zafiyeti söz konusudur.
Yukarıda sıralanan teknik hususların (ya da problemlerin), bu alanda halen projeler yürüten ABD (X-47B, MQ-25), Çin (AVIC-601S Sharp Sword) ve Avrupa (nEUROn) için de geçerli olduğunu vurgulamak gerekir.
Sonuç olarak, mevcut veriler ışığında fotoğrafları yayımlanan Ohotnik-B prototipinin hizmete girecek bir tasarımdan ziyade, bir teknoloji gösterim ve geliştirme uçağı olduğunu değerlendiriyorum. Rusya'nın ekonomik ve teknolojik durumu projenin süratini etkileyebilir ancak yönelimi göstermesi açısından önemlidir.
1960'lardaki torpido ile donatılan QH-50 DASH insansız helikopterleri saymazsak, silahlı insansız hava araçları (SİHA) ilk kez, en basit haliyle 1970'lerin başında Hunter Buffalo programı ile ortaya çıkmıştır. AGM-65 Maverick güdümlü füzeleri ve HOBOS güdümlü bombaları ile donatılan BGM-34A/B İHA'ları, C-130 nakliye uçaklarının kanatlarında bırakılarak görev bölgelerine uçacak şekilde geliştirilmişti. Bu programın başarısızlıkla sonuçlanmasının en önemli etkeni, kullanımlarına yönelik bir vizyon ve doktrinin mevcut olmamasıydı. Aradan neredeyse 50 yıl geçmiş olmasına rağmen temel kaide aynı kalmıştır: Mesele teknik ya da teknoloji ile değil, harekât konsepti ile ilgilidir. Öncelikli olarak SİHA'ların ve insansız savaş uçaklarının kendilerinin değil, kullanımlarının zaman, şekil ve yönteminin çalışılması gereklidir.
Ohotnik-B'nin de Rusya'nın bu yönde bir girişimi olduğunu düşünüyorum.
2 yorum:
Il-20'nin görevi gereği çok üstün EH sistemleri taşımasını beklemiyorum.nihayetinde düşman hava üstünlüğünün veya yogun ucaksavar tehdidinin olmadigi bir hava sahasında uçmasını beklerim.
suCHP'nin üzerindeki siluete bakarak, nihai halde luleninde gerekli tedbirlerle donatılacagini, bu halin sadece prototiplere ozgu olduğunu zannediyorum
uygur
Su-57'nin
Yorum Gönder