18/03/2025

Dronun Ruhu, CONOPS

Ukrayna Savunma Bakanlığı, 2025 yılı içinde tam 4.5 milyon FPV (First Person View) tipi dron satın alacağını duyurdu. Bu rakam, yalnızca Ukrayna'nın savaşta izlediği stratejiyi değil aynı zamanda modern savaş alanının dönüşümünü de yansıtmakta.

Üçüncü yılı geride bırakan Rusya-Ukrayna Savaşı'nda FPV dronlar yaygın şekilde kullanılıyor. Ancak burada önemli olan, FPV dronların kendisi değil, bunların savaş ortamında nasıl kullanıldığıdır. Bu noktada kritik olan ayrım şudur: FPV dronlar zaten vardı; ancak askeri sahada bu şekilde kullanılmaları yeni bir inovasyondu.


FPV tipi dron, pilotun aracı birinci şahıs bakış açısıyla kontrol ettiği bir İHA türüdür. Bu dronlar, üzerindeki kameradan alınan görüntüyü gerçek zamanlı olarak bir ekrana (genellikle bir sanal gerçeklik gözlüğü ya da monitör) iletir. Böylece pilot sanki içinde oturuyormuş gibi uçurabilir. Bu dronlar, başlangıçta hobi amaçlı, sportif ve eğlence için kullanılan cihazlardı. Yarışmalarda hızları ve manevra kabiliyetleriyle dikkat çeken bu dronlar, savaşın gerekliliklerine göre yeniden uyarlanarak etkili, düşük maliyetli, yüksek hassasiyetli saldırı platformları haline geldi. Üretimlerinin görece kolay ve düşük maliyetli olması, özellikle genç operatörlerin çok etkili bir şekilde kullanabilmeleri ve karşı taraf üzerinde yarattıkları psikolojik etkiler, bu araçların kullanımını hızla yaygınlaştırdı.

Yeni bir teknoloji ya da ürün icat edilmedi burada. Mevcut bir ürünün yenilikçi bir şekilde kullanımı yani bir "süreç inovasyonu" geliştirildi.

Bir teknolojinin her zaman kendisinin yeni olması gerekmiyor; bazen mevcut bir teknolojinin kullanım şekli, onu devrim niteliğinde bir yenilik haline getirebilir. FPV dronların savaş alanındaki rolü de tam olarak böyle şekillendi. FPV dronları bu kadar yaygın ve etkili kılan birkaç temel faktör var:

i. Elektronik bileşenler, motorlar, gövde parçaları ve bataryalar piyasada bolca mevcut. Bunlara erişim oldukça kolay ve düşük maliyetli.

ii. Parçalarını temin etmek kadar bu parçalarla bir dron meydana getirmek de kolay ve ucuz. İyi bir 3B yazıcı ve mütevazı bir atölye ile büyük miktarlarda üretim yapılabiliyor.

iii. Konvansiyonel askeri mühimmata kıyasla FPV dronlar çok daha ucuz. El yapımı patlayıcı, el bombası ya da roket harp başlığı taşıyan bir dron ile noktasal hassasiyetli vuruş yapmak mümkün. Bu da hedef başına sarf edilen mühimmat sayısını kayda değer oranda düşürüyor.

iv. Küçük, hızlı ve taşınabilir olmaları, tespit edilmelerini zorlaştırıyor.

v. FPV dronlar yalnızca saldırı amaçlı değil, keşif, hedef belirleme, topçu atışı yönlendirme ve dronsavar görevleri için de kullanılabiliyor. Bu son görev tipi için son zamanlarda geliştirilen en ilginç tasarımlardan birini kısa süre önce Ukraynalı SkyDefenders şirketi tanıttı. Söz konusu dron avcısı FPV dronun burun kısmında dört ay tüfeği namlusu; burun üstü "kokpitte" model uçaklarda kullanılana benzer hareketli bir kamera bulunuyor. Dron operatörü, kameranın önündeki sabit nişangâh ile nişan alıyor.

Bir Ukrayna askeri, Come Back Alive Vakfı tarafından Ukrayna ordusuna teslim edilen FPV dronları inceliyor
(Kaynak: Reuters)


Bununla birlikte FPV dronların bazı zayıf yanları da var elbette: Küçük boyutlarından dolayı taşıdıkları harp başlığı miktarı kısıtlı olabiliyor. Ayrıca sivil - ticari elektronik bileşenlerle imal edildikleri için elektronik karıştırma ve aldatmaya daha açık oluyorlar. Elektronik karıştırmaya ilaveten uygulanan pasif tedbirler (ağ ya da kafes gibi), başarılı vuruş oranını düşürebiliyor. Nitekim RUSI tarafından Şubat ayında yayımlanan bir rapora göre Ukrayna'nın Rus hedeflere gönderdiği FPV dronların %60 ila %80'i hedeflerine ulaşamıyor.

Elektronik karıştırma tehdidinin üstesinden gelmek için son dönemde fiber optik kablo üzerinden kumanda edilen FPV dronların kullanımı epey yaygınlaştı. Radyo frekansı ve fiber optik kablo kumanda yöntemlerinin her ikisinde de dron operatörü ön hatlara belli bir mesafeye kadar yaklaşmak durumunda; bu da bir başka risk faktörü.

Ancak tüm avantajlarına rağmen, asıl farkı yaratan dronların fiziksel yapısı değil, içerdikleri sensörler, yazılım ve en önemlisi harekât konsepti (CONOPS).

Otopilot yazılımı, dronun hedefe yüksek hassasiyetle yönelmesini, kaçınma ve sakınma manevraları gerçekleştirmesini sağlayabilir. Yüksek çözünürlüklü minyatür kameranın beslediği görüntü eşleştirme algoritmaları ile hedefin otomatik tespiti ve yönlendirilmesini mümkün olabilir. Dron, dalış yaptığı hedefin söz gelimi zırhlı bir araç olması durumunda en uygun açı ve hız ile dalış kararını kendi verebilir. Geniş bant - yüksek hızlı veri bağı ile düşük gecikmeli, kesintisiz iletişim sağlayarak uzun menzilde operasyon kabiliyeti sunulabilir.

Tüm bu teknolojik kabiliyetlerin savaş alanında bir fark yaratması ise, dronun (ya da dronların) nasıl bir konseptte, hangi ihtiyaca yönelik olarak kullanılacağının; mevcut teçhizat, teşkilat ve doktrin bütünü içinde hangi konuma nasıl oturacağının etraflıca yanıtlanmasına bağlıdır. Yani bir CONOPS'un varlığına. Bugün bir dronu üretmek ne teknolojik ne de endüstriyel olarak hiçbir zorluk içermiyor. Bunları bir ordunun mevcut ve gelecekteki kuvvet yapısının tümleşik bir unsuru halinde ele almak; esas odağı ürünün kendisine değil kullanım şekline vermek gerekli. Aynı "Software as a Service" (SaaS) yaklaşımında olduğu gibi, dron platformunu bir abonelik, bir hizmet olarak alıp onunla yapılabilecekleri esnek bir şekilde kurgulamak mümkün (Tabi burada büyük boyutlu, operatif ve stratejik seviye İHA'ları bir kenara koymak gerek). Platformun kendisi değil, vereceği hizmeti ya da yapacağı görevi tanımlamak esas mesele. Zira platform (yani FPV dron) üretmek artık Lego parçalarını birleştirmekten farksız hale gelmiş durumda. Donanım, yazılım ve sensör paketlerinden ihtiyaca uygununu seçmek işten değil. Hangi pakete neden ihtiyaç duyulduğunu net şekilde tespit edebilmek gerek.

Ukrayna’nın 4.5 milyon FPV dron siparişi, insansız sistemlerin savaş alanında nasıl dominant hale geldiğinin açık bir göstergesi. Önümüzdeki yıllarda, FPV dron teknolojisinin daha akıllı, daha dayanıklı ve daha otonom hale gelmesi bekleniyor. Aynı zamanda, dronsavar sistemleri, elektronik harp teknikleri ve dronsavar tedbirleri bu gelişmelere paralel olarak ilerleyecek. Ancak şu bir gerçek: FPV dronlar, savaşın doğasını kökten değiştirdi ve artık modern orduların vazgeçilmez unsurlarından biri haline geldi.

Sonuç olarak bugün FPV dronlar, düşük maliyet, yüksek verimlilik ve yaratıcı kullanım ile savaş alanında çığır açıyor olabilir. Ancak geleceğin savaşlarını kazananlar, sadece bu dronları üretenler değil, onları en iyi şekilde kullananlar olacak. Çünkü mesele yalnızca dronun kendisini üretmek değil, beynini (yazılım & sensör) ve ruhunu (CONOPS) geliştirebilmek.

Ukrayna’nın attığı bu adım, modern savaş doktrininin nasıl değiştiğine dair önemli bir sinyal. Bu değişimi yakından takip eden ülkeler, geleceğin savaş stratejilerini şekillendirme konusunda bir adım önde olacak.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder