Mark Bowden'ın The Atlantic için kaleme aldığı ve 14 Ağustos tarihinde
yayınlanan "The
Killing Machines - How to Think About Drones” (Ölüm Makinaları – Dronlar Hakkında Nasıl Düşünmeli) başlıklı makale
ve makalenin girişinde kullandığı benzetme, uzun zamandır taslak halinde olan
ve bir türlü bitiremediğim bu yazı için hem ilham kaynağı hem de ateşleyici
oldu.
Bu son derece kapsamlı ve bir o kadar da dolu makalesinde Bowden,
insansız hava araçlarının (İHA) çıkış noktasını, içerdikleri temel
teknolojileri ve halen devam eden çeşitli teknolojik, hukuki ve siyasal
tartışmalardaki yerlerini oldukça yalın bir dille okuyucuya sunuyor.
Bowden, yazısına Davud (David) ve Calût’un (Goliath) efsanevi
düellosuna atıfta bulunarak başlıyor. Benim de taslağımın girizgâhı bu şekilde
idi. Ancak ben bu düelloyu, sadece İHA değil, daha geniş bir bağlam içinde
kullanmayı düşünüyorum. Çığır açmak ya da “gerçekleri göz önüne sermek” gibi
bir niyet ya da hevesim yok, sadece kafamın içindeki tilkilerden bir kısmını
kuyruğundan yakalayıp teşhir etmek, soruyu ya da sorunu maddeler halinde
özetlemek istiyorum, bulutlar ardında gizlenmiş olsa da.
Kahve stoğum taze olduğuna göre yakalayacağım tilki sayısı az
olmayabilir.